Dosya olarak kaydet: PDF - WORD
Görüntüleme Ayarları:
(Baştarafı 11/1/1961 tarihli ve 10704 sayılı Resmî Gazete’dedir)

Tek fiil ile çeşitli suç işlenmesi

a) Muhtelif vergi zıyaına sebebiyet verilmesi:

MADDE 335

Kaçakçılık veya kusurda cezayı istilzam eden tek bir fiil ile başka neviden birkaç vergi zıyaa uğramış olursa her vergi bakımından ayrı ayrı ceza kesilir.

b) Muhtelif cezayı istilzam etmesi:

MADDE 336

Cezayı istilzam eden tek bir fiil ile kaçakçılık ve usulsüzlük veyahut kusur ile usulsüzlük birlikte işlenmiş olursa bunlara ait cezalardan sadece miktar itibariyle en ağırı kesilir.

Usulsüzlük cezası kesilen bir fiil ile vergi zıyaına da sebebiyet verildiği sonradan anlaşıldığı takdirde evvelce usulsüzlük cezasının kesilmiş olması, bu cezanın zıyaa uğratılan vergiden dolayı kesilmesi gereken kaçakçılık veya kusur cezası ile mukayesesine ve noksan kesilen cezanın ikmaline mâni değildir.

Fiil ayrılığı

MADDE 337

Ayrı ayrı yapılmış olan kaçakçılık, kusur veya usulsüzlükten dolayı ayrı ayrı ceza kesilir. Şu kadar ki, 352 nci maddede yazılı usulsüzlüklerden, aynı takvim yılı içinde aynı neviden birden fazla yapıldığı takdirde birden fazlasının her biri için, birincisine ait cezanın dörtte biri kesilir.

Aynı nevi usulsüzlükten maksat, fiillerin 352 nci maddede gösterilen derece ve fıkralar itibariyle yekdiğerine mutabakatıdır.

İştirak

MADDE 338

Ayrı ayrı maddî menfaat gözetmek şartiyle birden fazla kişi kaçakçılık yaptıkları veya hileli vergi suçu veya bileli vergi suçuna teşebbüs sayılan fiilleri irtikâp ettikleri veya doğrudan doğruya beraber işlemiş oldukları takdirde her biri hakkında, iştirak ettikleri suçlar için bu kanunda yazık cezalar uygulanır.

Tekerrür

MADDE 339

Kaçakçılık, kusur veya usulsüzlükten dolayı cezalandırılan ve cezası da kesinleşen bir kimse, aynı neviden bir fiili cezanın kesinleştiği tarihi takibeden yılın başından başlamak üzere kaçakçılıkta beş yıl, kusurda üç yıl, usulsüzlükte iki yıl zarfında tekrar işlerse cezası: Kaçakçılıkta yarısı, kusurda üçte biri, usulsüzlükte dörtte biri nispetinde artırılır.

Suçlarda birleşme

MADDE 340

Bu kanunda yazılı kaçakçılık, kusur ve usulsüzlük cezaları ile Türk Ceza Kanununda ve diğer kanunlarda yazılı cezalar; içtima ve tekerrür hükümleri bakımından birleştirilemez.

Bu kanunla vergi cezasiyle cezalandırılan fiiller, aynı zamanda Türk Ceza Kanununa göre suç teşkil ettiği takdirde, vergi cezası kesilmesi, mezkûr kanun hükmüne tevfikan takibat yapılmasına mani olmaz.

Vergi zıyaı

MADDE 341

Vergi zıyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder.

Şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri verilmesine sebebiyet vermek de vergi zıyaı hükmündedir.

Yukarıki fıkralarda yazılı hallerde verginin sonradan tahakkuk ettirilmesi veya tamamlanması veyahut haksız iadenin geri alınması ceza uygulanmasına mani teşkil etmez.

Beyannameleri bekleme süresinin vergi zıyaını mucip sayılmıyacağı

MADDE 342

Beyannameli mükellefiyetlerde tahakkuk muamelesi yapılmak için beyanname verme süresinin sonundan başlıyarak 15 gün beklenir. Beyanname bu süre içinde verilirse vergi zıyaı olmamış sayılır.

Veraset ve İntikal Vergisinde mükellefe tebliğ edilmek şartı ile yeniden 15 günlük bir mühlet verilir. Bu hususta da yukarıki hüküm cari olur.

En az ceza haddi

MADDE 343

Damga ve tayyare resimleri dolayısiyle kesilecek vergi cezaları, resme tabi her varaka, senet ve ilân için 25 kuruştan az olamaz. Diğer vergilerde her vergi için beş liraya baliğ olmıyan cezalar kesilmez.

İKİNCİ KISIM

Vergi cezaları

BİRİNCİ BÖLÜM

Kaçakçılık

Kaçakçılığın tarifi

MADDE 344

Kaçakçılık, mükellef veya sorumlu tarafından kasten vergi ziyama sebebiyet verilmesidir.

Aşağıda yazılı hallerden her hangi biri ile vergi ziyama sebep olan fiilde, kastin mevcudiyeti kabul edilir; mükellef veya sorumlunun itiraz ve Temyiz komisyonlariyle Danıştayda kastının mevcut olmadığını iddia ve ispat hakkı mahfuzdur:

1. Beyan üzerinden alınan vergilerle ilgili olup yıllık olarak verilmesi gereken beyannamelerde (Münferit ve özel beyannameler dâhil) toplamı on bin, diğer beyannamelerde toplamı iki bin liradan az olmamak üzere beyannamede yazılı vergi matrahının % 10 unu geçen bir miktarın noksan bildirilmesi; (Beyanname dışında ayrıca bir tetkike ihtiyaç göstermeksizin beyannamede yazılı bilgilere dayanarak vergi dairesince tesbiti mümkün olan noksan bildirmeler bu hükümden hariçtir.)

30 uncu maddede yazılı sebeplerle re’ sen takdir olunan ve yukarda yazılı hadleri aşan matrah veya matrah farkları da noksan beyan hükmündedir. Mezkûr maddenin 1 ve 2 nci bentlerinde yazılı sebeplerle yapılan re’ sen takdirlerde bu hükmün uygulanması için takdir olunan matrahın on bin lirayı aşması yeter.

2. Beyana dayanmakla beraber bildirmeleri beyanname ile yapılmıyan vergilendirmelerde, hiç beyanda bulunulmaması veya noksan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunulması;

3. Beyan esasına istinat eden mükellefiyetlerde beyanname verme süresi ve ek süre veya beyan esasına dayanmıyan vergilerde vergilendirme dönemi ve tarh zamanı geçtiği halde ticari veya mesleki kazanç sahiplerinin kazançlariyle ilgili faaliyetlerinin vergi dairesinin ıttılaı dışında bırakılması.

Kaçakçılıkta ceza

MADDE 345

Kaçakçılık yapan mükelleflere veya sorumlulara, kaçırdıkları verginin üç katı tutarında vergi cezası kesilir.

Şu kadar ki, kesilen ceza (Veraset ve İntikal Vergisi hariç):

1. Birinci sınıf tüccarlarla serbest meslek erbabı için (Kazançları götürü olarak tesbit edilen serbest meslek erbabı hariç, işletme esasında defter tutmasına müsaade edilen kurumlar dâhil) 2 500;

2. İkinci sınıf tüccarlar için 1 000;

3. 1 ve 2 numaralı bentler dışında kalan mükellefler ve sorumlular için 100;

Liradan az olamaz.

Teşvik

MADDE 346

Bir mükellefi veya vergi sorumlusunu kaçakçılık yapmaya veya hileli vergi suçu işlemiye azmettirenlere işlenen fiiller için mükellefe veya sorumluya uygulanacak ceza aynen uygulanır.

Yardım

MADDE 347

Kaçakçılık veya hileli vergi suçu olduğunu bildiği bir fiilin işlenip tamamlanmasını fiili ile kolaylaştıranlara, bundan ayrı bir menfaat gözetmediği takdirde, bu fiiller için kanunda belli edilen cezaların dörtte biri kesilir veya hükmedilir.

Aynı yardımı 357 nci maddenin 1-6 numaralı bentlerinde yazılı fiillerin işlenip tamamlanması için yapanlara bu fiiller için tâyin olunan cezanın yarısı hükmolunur.

371 inci maddedeki pişmanlık şartlarına uygun olarak keyfiyetten İlgili makamları haberdar edenlere ceza kesilmez.

İKİNCİ BÖLÜM

Kusur

Kusurun tarifi

MADDE 348

Kusur, kaçakçılık sayılan haller dışında her hangi bir suretle vergi ziyama sebebiyet verilmesidir.

Kusurda ceza

MADDE 349

Kusur işliyen mükelleflere zıyaa uğrattıkları verginin % 50 si tutarında vergi cezası kesilir.

Tahrire dayanan vergilerde kusur cezası

MADDE 350

Tahrire dayanan vergilerde, bildirmeye mütaallik kanuni mecburiyetleri süresinde yerine getirmemek suretiyle kusur işliyen mükelleflere, zıyaa uğrattıkları verginin % 20 si nispetinde vergi cezası kesilir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Usulsüzlük

Usulsüzlüğün tarifi

MADDE 351

Usulsüzlük, vergi kanunlarının şekle ve usule mütaallik hükümlerine riayet edilmemesidir.

Usulsüzlük dereceleri ve cezaları

MADDE 352

Gelir, kurumlar, gider, istihlâk, bina ve arazi vergilerine ait olan usulsüzlükler aşağıda yazılı derecelere ve bu kanuna bağlı cetvele göre cezalandırılır. Usulsüzlük fiili re’ sen takdiri gerektirirse bağlı cetvelde yazılı cezalar iki kat olarak kesilir.

I inci derece usulsüzlükler:

1. Vergi beyannamelerinin verilmemiş olması (341 inci maddede yazdı süreden sonra verilmiş beyannameler hiç verilmemiş sayılır);

2. Bu kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerden her hangi birinin tutulmamış olması;

3. Defter kayıtlarının ve bunlarla ilgili vesikaların doğru bir vergi incelemesi yapılmasına imkân vermiyecek derecede noksan, usulsüz veya karışık olması;

4. Bu kanuna göre tutulması mecburi defterlerin ve kanunen muhafazası mecburi vesikalarla evrakın yetkili memurlar tarafından istenildiği halde ibraz edilmemesi;

5. Çiftçiler tarafından, 245 inci madde hükmüne göre muhtar ve ihtiyar heyetlerince yapılan davete müddetinde icabet edilmemesi;

II nci derece usulsüzlükler:

1. Vergi beyannamelerinin süresinin sonundan başlıyarak 15 gün içinde verilmiş olması;

2. Tasdiki mecburi olan defterlerden her hangi birinin tasdik muamelelerinin yaptırılmamış olması (Kanuni süresinin sonundan başlıyarak 1 ay geçtikten sonra tasdik ettirilenler, tasdik ettirilmemiş sayılır);

3. Götürü matrahlar üzerinden salınan Gelir Vergisinin tarh zamanı geçtiği halde verginin tarh ettirilmemiş olması;

4. Ekim ve sayım beyanlarının süresi içinde veya kanunda istenilen bilgileri ihtiva edecek doğru bir şekilde yapılmaması;

III üncü derece usulsüzlükler:

1. Bu kanunda yazılı bildirmelerin zamanında yapılmaması;

2. Vergi karnesinin, süresinin sonundan başlıyarak 15 gün geçtiği halde alınmamış olması;

3. Bu kanunun kayıt nizamına ait hükümlerine (Madde: 215 - 219) uyulmamış olması (Her incelemede inceleme tarihine kadar aynı takvim yılı için tesbit edilen usulsüzlükler tek fiil sayılır);

IV üncü derece usulsüzlükler:

1. Tasdiki mecburi olan defterlerden her hangi birinin tasdik muamelesinin, süresinin sonundan başlıyarak bir ay içinde yaptırılmış olması;

2. Vergi beyannameleri, bildirmeler ve evrak ve vesikaların kanunen belli şekli ve muhteviyatına ve eklerine ait hükümlere uyulmamış olması (Her incelemede inceleme tarihine kadar aynı takvim yılı için tesbit edilen usulsüzlükler tek fiil sayılır);

3. Hesap veya muamelelerin doğruluk ve açıklığını bozmamak şartiyle bazı evrak ve vesikaların bulunmaması veya ibraz edilmemesi;

4. Vergi karnesinin, süresinin sonundan başlıyarak 15 gün içinde alınması.

Özel usulsüzlük cezaları

a) Fatura ve benzeri evrak vermiyen ve almıyanların cezası:

MADDE 353

232, 234, 235 ve 236 nci maddeler gereğince verilmesi ve alınması icap eden fatura, gider puslası ve müstahsil makbuzunu vermiyen ve almıyanlardan her birine ve serbest meslek makbuzunu vermiyenlere her fatura, gider puslası, müstahsil makbuzu ve serbest meslek makbuzu için yirmi liradan (Çiftçilerde beş liradan) aşağı olmamak üzere bu vesikalara yazılması gereken meblâğın yüzde üçü (Çiftçiler için yüzde biri) nispetinde usulsüzlük cezası kesilir.

Bir takvim yık içinde tesbit olunan yukarda yazılı usulsüzlüklerin hepsi için kesilecek cezaların toplamı beş bin lirayı aşamaz.

Yukarıki fıkrada yazılı usulsüzlükler neticesinde vergi zıyaı da husule geldiği takdirde bu ziyam müstelzim olduğu kaçakçılık veya kusur cezaları ayrıca kesilir ve bu cezalar hakkında 336 ncı madde hükmü uygulanmaz.

b) Veraset ve İntikal Vergisinde:

MADDE 354

Veraset ve İntikal Vergisi beyannamelerini kanuni süresinin bitmesini takıp eden günden başlıyarak 15 gün içinde verenlere, 25 liradan az olmamak şartiyle verginin. % 2 si, daha sonra verenlere 50 liradan az olmamak şartıyla verginin % 5 i tutarında usulsüzlük cezası kesilir.

c) Damga resminde:

MADDE 355

a) Damga Resmi mevzuuna giren kâğıtlar ve ilânlara yapıştırılan pullar, Damga Resmî Kanununun belli ettiği şekilde iptal edilmemişse, iptal edilmemiş olan pulların kıymeti üzerinden maktu resimlerde yüzde 50, nispî resimlerde yüzde on vergi cezası kesilir. Bu hüküm, resmî daireler, noterler, bankalar ve anonim şirketlerle 3659 sayılı kanuna tabı kurumlara ve derneklere ibraz edilen veya gönderilen kâğıt ve ilânların iptal edilmemiş pulları hakkında uygulanmaz.

b) Damga Resmî, ilgili vergi kanununda belli edildiği şekilde ifa edilmiyen hallerde maktu resimlerde resmin yüzde 50 si ve nispî resimlerde yüzde 10 u nispetinde usulsüzlük cezası alınır.

MADDE 356

1. Resmî daireler, noterler, bankalar ve anonim şirketlerle 3659 sayılı kanuna tabı kurumlara ve derneklere ibraz edilen veya gönderilen ve pulları Vergi Kanununun belli ettiği şekilde iptal edilmemiş bulunan evrakı, pullarını resmî mühür veya damga vaz’ı suretiyle iptal etmeden muameleye koyanlar adına her varaka için 50 şer kuruş ceza kesilir. Ancak mutaaddıt nüsha olarak tanzim edilmiş olan evrak için bu fıkra gereğince her şahıstan alınacak cezanın toplamı beş lirayı geçemez.

2. Gerçek ve tüzel kişiler tarafından resmî dairelere verilen her nevi dilekçe, istifanamelerle lâyiha, muhtıra, beyanname ve ihbarnamelerin ve bu mahiyette resmî makamlara çekilen telgrafnamelerin mühürlü ve imzalı nüshalarını pulsuz veya pulu noksan olduğu takdirde resmi ifa edilmeden veya pulu tamamlatılmadan kabul edilmez ve muameleye konulmaz Bu evrakı resmi ifa edilmeden veya noksanı tamamlanmadan kabul eden ve muameleye koyanlar adına her kâğıt için elli kuruş ceza kesilir.

Bu gibi evrak posta ile gönderilmiş olduğu takdirde durumu ve resim ve ceza ile mükellef olanlar bir tutanakla tesbit edilerek keyfiyet pulsuz veya noksan pullu kâğıt üzerine şerh edildikten sonra muameleye konulur. Buna riayet etmeden muameleye koyanlar hakkında yukarıki fıkrada yazılı ceza hükmü uygulanır.

3. Pulsuz veya pulu noksan kâğıtları, usulen resmi ve para cezası tahsil edilmeden tasdik eden veya örneklerini çıkarıp veren noterler adına her kâğıt için iki buçuk lira ceza kesilir.

4. Damga resminin defter ve kayıt nizamı ile muhafaza ve ibraz ödevlerine ait usulsüzlüklerde de 352 nci madde hükmü uygulanır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Ceza mahkemelerince yargılanacak suçlar ve cezaları

Hileli vergi suçu

MADDE 357

Beyanname verilmiş olsun veya olmasın aşağıdaki illerden biri ile verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesine veya eksik tahakkuk ettirilmesine sebebiyet verilmesi hileli vergi suçudur.

1. Çift defter kullanmak (Bu kanuna göre tutulması mecburi olan defterlere kaydı gereken hususların, vergi matrahının, azalmasını tevlit edecek tarzda diğer defter ve evrakta toplanması, çift defter kullanmaktır.);

2. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı vesikalar tanzim etmek veya bunları bilerek kullanmak;

3. Vesikaları tahrif etmek, asıllarına uygun olmıyan vesika ve suretler tanzim etmek veya tahrif edilmiş vesikalarla asıllarına uygun olmıyarak tanzim edilmiş vesika ve suretleri bilerek kullanmak;

4. Vergi kanunlarına göre tutulması mecburi olan defter kayıtlarını tahrif etmek veya bu defterlerde mevhum adlara hesap açmak veyahut her turlu hesap ve muhasebe hileleri yapmak;

5. Vergi kanunlarına göre tutulması mecburi olan defterlerin sahilerini yok ederek yerlerine başka yapraklar koymak veya hiç yaprak oymamak;

6. Vergi kanunlarına göre tutulması ve muhafazası mecburi olan defter veya vesikaları yok etmek veya gizlemek (Mevcudiyetleri sabit olduğu halde vergi incelemesine yetkili kimselere inceleme sırasında defter ve vesikaların ibraz edilmemesi gizleme demektir.);

7. Bir vergilendirme dönemi içinde toplamı yirmi bin lirayı aşan satış bedeli ve beş bin lirayı aşan ücret, faiz, komüsyon, iştirak kazancı, kıra bedeli gibi hasılat, kazanç ve iratları bu kanuna göre tutulması mecburi defterlerden hiç birine kaydetmemek ve beyannamede de göstermemek. (Beyanname verilmemiş olması halinde hasılat kazanç ve iratlar beyannamede gösterilmemiş sayılır.)

Hileli vergi suçuna teşebbüs

MADDE 358

357 nci maddenin 1-6 ncı bentlerinde yazılı fulleri verginin tarhı için kanunda belli edilen sürenin girmesinden önce meydana çıkarılanlar ile vergi daireleri veya vergi incelemesi yapanlarca vaki yazılı talebe rağmen servet beyanında bulunmayanlar, bu fiillerin, vergi ziyamı mucip olup olmıyacağına bakılmadan, hileli vergi suçuna teşebbüs etmiş sayılırlar.

Hileli vergi suçunda ceza

MADDE 359

357 ncı maddede yazılı fiilleri işliyenler hakkında 345 inci maddede yazılı cezadan ayrı olarak üç aydan üç yıla kadar hapis cezası ve bu kadar müddet ticaret, sanat ve meslek icrasından mahrumiyete hükmolunur.

Ayrıca masraf hükümlüden sonradan tahsil edilmek üzere keyfiyetin gazete çıkan yerlerde gazete ile, çıkmıyan yerlerde mutat vasıtalarla ilân edilmesine de hükmolunur.

Hileli vergi suçuna teşebbüsün cezası

MADDE 360

Hareketleri 358 inci maddeye uyanlar hakkında bir aydan bir yıla kadar hapis cezası ve bu kadar müddet ticaret, sanat ve meslek icrasından mahrumiyete hükmolunur.

Ayrıca masraf hükümlüden sonradan tahsil edilmek üzere keyfiyetin gazete çıkan yerlerde gazete ile, çıkmıyan yerlerde mutat vasıtalarla ilân edilmesine de hükmolunur.

Bilgi vermekten çekinenler ile 257 nci madde hükmüne uymıyanlar

MADDE 361

A) Bu kanunun 148 ve 257 nci maddeleriyle 150 nci maddesinin 4 numaralı bendi hükümlerine, çekinme sebebi olmaksızın riayet etmiyenlerde (Kamu idare ve müesseseleri hariç):

1. Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı (Götürü usulde vergilendirilenler hariç) hakkında üç bin liraya;

2. İkinci sınıf tüccarlar hakkında bin beş yüz liraya;

3. Yukarıki bentlerde yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında bin liraya;

Kadar para cezasına hükmolunur.

Bu hükmün uygulanması için 148 inci madde gereğince bilgi istenilirken yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tâyin olunan süre ile suresinde cevap verilmediği veya eksik veya yanıltıcı bilgi verildiği takdirde haklarında kanunun ceza hükümlerinin uygulanması cihetine gidileceğinin ilgililere yazılı olarak bildirilmesi şarttır.

B) Yukarıki A fıkrasında yazılı mecburiyetlerin, para cezası hükmolunmasına rağmen yine yerine getirilmemesi halinde yetkili mercilerce yeniden süre belli edilerek bu mecburiyetlerin yerine getirilmesi kendilerine tebliğ olunur.

Yeniden belli edilen süre içinde bu mecburiyetleri yerme getirmiyenler hakkında üç aya kadar hapis cezası hükmedilir.

C) Yetkili makam ve memurlar tarafından kamu idare ve müesseselerinden 148 ve 149 uncu maddeler gereğince istenilen bilgileri çekinme sebebi olmaksızın vermiyenler ile 150 nci maddenin 1-3 numaralı bendlerinde yazılı olanlardan bahsi geçen maddedeki bildirme mecburiyetini yerine getirmiyenlere iki yüz liraya kadar para cezası hükmolunur.

Bu maddenin uygulanmasında 367 nci maddede gösterilen usule uyulur.

Vergi mahremiyetinin ihlâli

MADDE 362

Bu kanunda yazılı vergi mahremiyetine uymağa mecbur olan kimselerden bu mahremiyeti ihlâl edenlere Türk Ceza Kanununun 198 inci maddesinde yazılı cezanın iki katı hükmolunur. Bu ceza iki aydan az olamaz.

Suçları tekerrür edenler bir daha Devlet hizmetinde kullanılmazlar.

Mükelleflerin özel işlerini yapan memurlar

MADDE 363

Bu kanunun, altıncı maddesinin son fıkrası gereğince mükelleflerin vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili hesap, yazı ve sair özel işlerini yapmaları yasak edilen memurlardan bu yasağa aykırı harekette bulunanlar Türk Ceza Kanununun 240 ıncı maddesine göre ceza görürler. Bu hareketler kaçakçılık cezasını gerektiren bir fiile iştirak veya yardım veya o fiili teşvik mahiyetinde olduğu takdirde haklarında ayrıca bu kanunun 338, 346 ve 347 ncı maddeleri hükümleri uygulanır.

ÜÇÜNCÜ KISIM

Vergi cezasının kesilmesi, ödenmesi ve kalkması

BİRİNCİ BÖLÜM

Ceza kesme

Cezayı gerektiren olayın tesbiti

MADDE 364

Vergi cezalarını gerektiren olaylar vergi dairelerince veya yoklamaya ve vergi incelenmesine yetkili olanlar tarafından tesbit olunur Yoklama ve vergi incelenmesi sırasında rastlanan, vergi cezasını gerektirici olayların, raporlarda gösterilmesi, delillerin kaybolması ihtimalinin bulunduğu hallerde bunların tutanakla tesbit edilmesi mecburidir.

Ceza kesme yetkisi

MADDE 365

Vergi cezaları olayların ilgili bulunduğu vergi bakımından mükellefin bağlı olduğu vergi dairesi tarafından kesilir.

Damga Resmine ve pul ile alınan diğer vergilere mütaallik olaylarda vergi cezasını kesecek vergi dairelerini Maliye Bakanlığı belli eder.

Ceza ihbarnamesi

MADDE 366

Kesilen vergi cezaları ilgililere (Ceza ihbarnamesi) ile tebliğ olunur.

Ceza ihbarnamesinde aşağıdaki bilgiler bulunur.

1. İhbarnamenin sıra numarası;

2. Tanzim tarihi;

3. İlgililerin soyadı, adı ve unvanı;

4. Varsa mükellef numarası; (Mükellef hesap numarası);

5. İlgilinin açık adresi;

6. Olayın izahı; (Kanunun madde ve fıkra numaraları gösterilmek ve mevcut deliller bildirilmek suretiyle);

7. Olayın ilgili bulunduğu vergilendirme veya hesap dönemi;

8. Varsa cezanın ilgili bulunduğu vergiye ait ihbarnamenin tarih ve numarası;

9. Varsa tekerrür ve içtima durumu;

10. Vergi cezasının hesabı ve miktarı;

11. İtiraz veya temyiz süresi.

Cezayı gerektiren olayın tesbitine dair tutanak sureti ile inceleme raporunun birer örneği ihbarnameye bağlanır.

Hileli vergi suçlarının cezalandırılmasında usul

MADDE 367

Yaptıkları inceleme sırasında hileli vergi suçunu veya bu suça teşebbüsü tesbit eden maliye müfettişleri, hesap uzmanları ile muavinleri tarafından doğrudan doğruya ve vergi incelenmesine yetkili olan diğer memurlar tarafından ilgili vergi dairesinin bağlı bulunduğu defterdarlığın mütalaasıyla, keyfiyetin yetkili Cumhuriyet Savcılığına bildirilmesi mecburidir.

Hileli vergi suçunun işlendiğine sair suretlerle ıttıla hâsıl eden Cumhuriyet Savcılığı hemen ilgili vergi dairesini haberdar ederek inceleme yapılmasını talebeder.

Amme dâvasının açılması, inceleme neticesinin Cumhuriyet Savcılığına bildirilmesine tâlık olunur.

359 ve 360 inci maddelerde yazılı cezalar, kaçakçılık, kusur veya usulsüzlük cezalarının ayrıca uygulanmasına mâni değildir.

Ceza mahkemesinden sâdır olacak kararlar, bu kanunun dördüncü kitabının ikinci kısmının 1 - 3 uncu bölümlerinde yazılı vergi cezalarını uygulayacak makam ve mercilerin muamele ve kararlarına müessir olmadığı gibi bu makam ve mercilerce ittihaz edilecek kararlar da ceza yargıcını bağlamaz.

İKİNCİ BOLUM

Cezalar ödenmesi ve kalkması

Vergi cezalarının ödenme zamanı

MADDE 368

Vergi cezaları:

1. Cezaya itiraz edilmemişse itiraz süresinin bittiği tarihten;

2. Cezaya itiraz edilmişse:

a) İtiraz Komisyonu kararı temyiz edilmediği takdirde temyiz suresinin geçtiği;

b) İtiraz Komisyonu kararı temyiz edildiği takdirde Temyiz Komisyonu kesin kararının ilgiliye tebliğ edildiği tarihten başlıyarak bir ay içinde ödenir.

Yanılma

MADDE 369

Aşağıda yazılı hallerde, kusur ve usulsüzlük sebebiyle mükellefler hakkında ceza kesilmez;

1. Yetkili makamların mükellefe yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları;

2. Bir hüküm uygulanma tarzı hususunda yetkili makamların görüş ve kanaatini değiştirmiş veya bu hükme ait bir içtihadın değişmiş olması.

Cezalandırılmıyacak olan şekle ait usulsüzlükler

MADDE 370

352 ncı maddede yazılı III ve IV üncü derece usulsüzlükler, aşağıda yazılı hallerde cezalandırılmaz:

1 Usulsüzlük ilk defa yapılmış olursa;

2. Usulsüzlüğün, yapıldığı defter, kayıt ve vesika üzerinde ve tesbit edilmesi akabinde mükellefe düzelttirilmesi mümkün olur ve düzeltilirse.

Pişmanlık ve ıslah

MADDE 371

Beyana dayanan vergilerde hileli vergi suçu, kaçakçılık (338, 346 ve 347 ıncı maddelerde yazılı şekilde yapılanlar dâhil) veya kusur mahiyetindeki kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber veren mükelleflere aşağıda yazılı kayıt ve şartlarla hileli vergi suçu cezası hükmolunmaz ve kaçakçılık ve kusur cezaları kesilmez.

1. Mükellefin keyfiyeti haber verdiği tarihten önce bir muhbir tarafından her hangi resmî bir makama dilekçe ile veya şifahi beyanı tutanakla tevsik edilmek suretiyle haber verilen husus hakkında ihbarda bulunulmamış olması (Dilekçe veya tutanağın resmî kayıtlara geçirilmiş olması şarttır.)

2. Haber verme dilekçesinin yetkili memurlar tarafından mükellef nezdinde her hangi bir vergi incelemesine başladığı veya olayın takdir komisyonuna intikal ettirildiği günden evvel (Hileli vergi suçlarına teşebbüs halinde bu suçun tesbit edildiği günden evvel) verilmiş ve resmî kayıtlara geçirilmiş olması;

3. Hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin mükellefin haber verme dilekçesinin verildiği tarihten başlıyarak 15 gün içinde tevdi olunması;

4. Eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının mükellefin keyfiyeti haber verme tarihinden başlıyarak 15 gün içinde tamamlanması veya düzeltilmesi;

5. Mükellefçe haber verilen ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için % 2 nispetinde zamla birlikte haber verme tarihinden başlıyarak 15 gün içinde ödenmesi.

Yukarıdaki şartların yerme getirilmesi halinde kaçakçılık ve hileli vergi suçu işliyenler ve hileli vergi suçuna teşebbüs edenler hakkında 338, 346 ve 347 ncı maddeler hükümleri uygulanmaz.

Ölüm

MADDE 372

Ölüm halinde vergi cezası düşer.

Mücbir sebepler

MADDE 373

Bu kanunda yazılı mücbir sebeplerden her hangi birinin vukua geldiği malûm ise veya tevsik ve ispat olunursa vergi cezası kesilmez.

Ceza kesmede zamanaşımı

MADDE 374

Aşağıda yazılı süreler geçtikten sonra vergi cezası kesilmez:

1. Cezanın bağlı olduğu vergi alacağının doğduğu takvim yılını takıp eden yılın birinci gününden başlıyarak kaçakçılıkta beş yıl ve kusurda üç yıl;

2. Usulsüzlükte, usulsüzlüğün yapıldığı yılı takip eden yılın birinci gününden başlıyarak iki yıl,

Ancak, 336 ncı madde hükmüne göre kaçakçılık veya kusur ile usülsüzlügün birleşmesi hallerinde kesilecek ceza kaçakçılık veya kusur cezaları için belli edilen zamanaşımı suresi içinde kesilir.

Bu sureler içinde ceza ihbarnamesi tebliğ edilmekle zamanaşımı kesilmiş olur.

Vergi cezalarında yapılan hatalar

MADDE 375

Vergi cezalarında yapılan hatalar, bu kanunda vergi hataları için belli edilen usul ve şartlara göre düzeltilir.

Kaçakçılık, kusur ve usulsüzlük cezalarında indirme

MADDE 376

Re’ sen veya ikmalen tarh edilen vergi veya vergi farkını ve aşağıda gösterilen indirimlerden arta kalan kaçakçılık, kusur ve Usulsüzlük cezalarını mükellef veya vergi sorumlusu itiraz suresi içinde ilgili vergi dairesine müracaatla vadesinde veya 6183 sayılı kanunda zikredilen neviden teminat göstererek vadenin bitmesinden itibaren uç ay içinde ödiyeceğini bildirirse:

1. Kaçakçılık veya kusur dolayısiyle kesilen cezanın birinci defada üçte ikisi;

2. Mutaakıben kesilen cezaların üçte biri;

3. Usulsüzlük cezasının üçte biri;

İndirilir.

Mükellef veya sorumlu ödiyeceğini bildirdiği vergi ve vergi cezası farkını yukarıda yazılı süre içinde ödemez veya itiraz ederse bu madde hükmünden faydalandırılmaz.

Yukarıki hükümler vergi aslına tabı olmaksızın kesilen usulsüzlük cezalan hakkında da uygulanır.

BEŞİNCİ KİTAP

Vergi ihtilâfları

BİRİNCİ KISIM

İtiraz

BİRİNCİ BÖLÜM

İtiraz etme

İtiraza yetkili olanlar

MADDE 377

Mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara itiraz edebilirler.

Vergi dairesi, tahrir, tadilat ve takdir komisyonlarınca tahmin ve takdir olunan matrahlara itiraz edebilir.

Tahrir ve tadilât komisyonlarınca tahmin ve takdir olunan matrahlara il özel idareleri adına itiraz etme yetkisi il merkezinde özel saymanlık gelir müdürü, olmıyan yerlerde gelir memuru, ilçelerde özel saymanlık gelir memurları, şube kuruluşu olan yerlerde tahakkuk şubesi başmemurları veya bu görevleri yapanlar tarafından kullanılır.

Belediyelerde itiraz yetkisini belediye adına vârıdat müdürü, olmıyan yerlerde hesap işleri müdürü veya o görevi yapan kullanır.

İtiraz mevzuu

MADDE 378

İtirazda bulunabilmek için, verginin tarh edilmesi cezanın kesilmesi veya tahrir, tadilât, takdir komisyonları kararlarının tebliğ edilmiş olması, tevkif yoliyle alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması lâzımdır.

Mükellefler beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere itiraz edemezler (Bu kanunun vergi hatalarına ait hükümleri mahfuzdur.)

İtiraz süresi

MADDE 379

İtiraz süresi, gerek mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler, gerek vergi dairesi için bir aydır (41 ıncı madde hükmü mahfuzdur.)

Bu süre:

A) Mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler için:

1. Tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen muamelelerde, tebliğin yapıldığı;

2 Tevkıf yolıyle alınan vergilerde, istihkak sahiplerine yapılan ödemelerden verginin kesildiği;

3. Tahakkuku tahsile bağlı vergilerde, verginin mükelleften alındığı;

B) Vergi dairesi için:

Tahrir, tadilât ve takdir komisyonları kararlarının vergi dairesine tevdi edildiği,

Tarihten başlar.

Bu süre geçtikten soma itiraz hakkı düşer. Ancak bir taraftan süresi içinde itirazı halinde, itiraz suresi geçmiş olsa bile diğer taraf, itiraz dilekçesinin kendisine tebliğinden başlıyarak 15 gün içinde itirazda bulunabilir.

İtiraz ve müdafaaların yapılması

MADDE 380

Gerek mükellefin, gerek vergi dairesinin itiraz dilekçeleri, iki nüsha olarak, yetkili itiraz komisyonu başkanlığına verilir.

Bu dilekçelerin bir nüshası komisyona geldiği tarihten başlıyarak en çok beş gün içinde komisyon başkanlığınca karşı tarafa teblig olunmak üzere gönderilir.

Kendisine tebliğ yapılan taraf yazılı müdafasını 15 gün içinde iki nüsha olarak komisyon başkanlığına verir ve bunun bir nüshası diğer tarafa tebliğ edilir.

İtiraz ve müdafaa dilekçelerinin, taahhütlü olarak posta ile gönderilmesi veya mükellefin bulunduğu mahalde muvazzaf itiraz komisyona başkanlığına ve bulunmadığı takdirde o mahallin itiraz komisyonu başkanı sıfatiyle en büyük mülkiye âmirine verilmesi de caizdir.

Dilekçeyi alan muvazzaf itiraz komisyonu veya mülkiye âmiri dilekçeyi kayıt ile derhal ilgili itiraz komisyonuna gönderir. İtiraz, bu kayıt tarihinde veya dilekçenin postaya verildiği tarihte yapılmış sayılır.

İtiraz şekli

MADDE 381

İtirazlar yazı ile olur itiraz dilekçeleri aşağıdaki hususları ihtiva eder:

1. İtiraz edenin soyadı, adı veya unvanı ve açık adresi (Vergi dairesinin itiraz dilekçelerinde itiraz eden dairenin bulunduğu mahal ve adı);

2. Mükelleflerin itirazlarında vergiyi tarh eden dairenin adı ve bulunduğu mahal;

3. Vergi dairesinin itirazlarında mükellefin soyadı, adı ve adresi;

4. İtirazın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nev'i ve yılı;

5. Vergi veya vergi cezasının miktarı;

6. Tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası;

7. Varsa mükellef hesap numarası;

8. Hangi muameleye itiraz olunduğu, itirazın hukuki mesnetleri ve delilleri;

9. İtirazın yapıldığı tarih ve imza.

İtiraz ve temyiz dilekçelerinde bağlı oldukları vergi dairesinden başka bir daire veya makamı muhatap gösterdikleri komisyonlarca yapılan inceleme sırasında anlaşılanlara, yetkili vergi dairesin, muhatap göstermek suretiyle yeniden itirazda bulunmaları için itiraz ve temyiz komisyonlarınca on günlük mühlet verilir.

Vergiye bağlı olarak kesilen cezalara bir dilekçe ile tevliden itiraz edilebilir.

Tarh ve ceza dosyasının komisyona sevki ve komisyonca incelenmesine başlanması zamanı

MADDE 332

İtiraz konusu olan vergiye veya cezaya ait ispat edici kâğıtları ve tebliğe ilişkin ihbarnameleri ihtiva eden dosyalar;

a) İtiraz mükellef tarafından yapılmışsa vergi dairesinin müdafaa dilekçesi ile birlikte;

b) İtiraz vergi dairesi tarafından yapılmışsa vergi dairesinin itiraz dilekçesi ile birlikte;

Komisyon başkanlığına gönderilir. Komisyonca ancak 380 inci maddede yazılı sure içinde müdafaa alındıktan veya bu sure müdafaasız geçtikten sonra itiraz konularının incelenmesine başlanılabilir.

İKİNCİ BÖLÜM

İtirazın incelenmesi

İtirazların incelenmesi

MADDE 383

İtirazlar, itiraz komisyonlarınca itiraz evrakı, tarh dosyası ve ibraz olunan deliller üzerinde incelenir.

İtiraz komisyonları yaptıkları inceleme sırasında resmî ve özel bilûmum idare, müessese ve teşekküllerden malûmat istiyebilirler.

İtiraz incelemelerine; itirazın suresi için yapılıp yapılmadığına itiraznamenin şeklen tamam olup olmadığına, olayın itiraza mevzu teşkil edip etmediğine bakmakla başlanır.

Şekil eksikleri, usule ait yeni bir muamele yapılmadan evvel itiraz edene düzelttirilir.

İtiraz dilekçesinde itirazın hukuki mesnetleri ve delillerinin gösterilmemiş olması şekil noksanı sayılmaz.

İncelemelerin derinleştirilmesi

MADDE 384

İtiraz komisyonu re'sen veya taraflardan birinin talebi üzerine lüzum görürse fennî ihtisasa taallûk etmiyen işlerde başkan veya üyeleri arasından belli edeceği bir zat, fennî ihtisasa taallûk eden işlerde bu zatın naipliği altında tarafsız bilirkişi marifetiyle arazı ve binaları gözden geçirmek, mükellefin defter ve vesikalarını incelemek ve her turlu tetkikatı yaptırmak, lüzum gördüğü kimseleri çağırıp izahat veya yazı ile malûmat almak veya mükelleften gayrı üçüncü şahısların defter ve vesikalarını tetkik etmek veya ettirmek suretiyle incelemeleri derinleştirir ve gerekirse yeni deliller istiyebilir. İlgililerin sözlü izahatı zapta geçirilerek sahiplerine imzalattırılır.

Bu maddede yazılı yeminli bilirkişi itiraz komisyonunca seçilir.

Mükellefin istemesi üzerine yaptırılacak tetkiklerde bilir kişiye Hazinece verilecek ücret karşılığı olmak üzere itiraz komisyonunca takdir olunan miktar, yapılacak tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde mükellef tarafından emaneten mal sandığına yatırılır. Tetkikat neticesinde itiraz komisyonunca mükellefin itirazının reddi halinde emaneten alınan para ırat kaydedilir Mükellefin itirazının tamamen veya kısmen kabulü halinde bu para komisyon kararma müsteniden mükellefe iade edilir.

On günlük süre içinde bilirkişi ücreti malsandığına yatırılmadığı takdirde mükellef bu talebinden vazgeçmiş sayılır.

Tarafların dinlenmesi

MADDE 385

Taraflardan biri istediği veya komisyonca lüzum görüldüğü takdirde taraflar dinlenir.

Beyan üzerinden alınan vergilerde tarha mesnet olan incelemeyi yapmış olanın dinlenmeyi talebetmesi halinde hu talep vergi dairesi vasıtasıyle komisyona bildirilir Bu bildirme üzerine incelemeyi yapanın dinlenmesi mecburidir. İncelemeyi yapanın yazı ile vereceği izahat dinlenme yerine geçer Mükellef tarafından istenildiği takdirde, ihtilâflı verginin ilgili bulunduğu mükellefiyet devresinde mükellefin hesabını tutmuş olan muhasibinin de dinlenmesi mecburidir.

Komisyon tarafından belli edilecek dinlenme günü her iki tarafa bildirilir. Bildirilen günde makbul bir mazeret göstermeksizin hazır bulunmıyanların gıyabında duruşma yapılır. Vergi dairesince yukarkı fıkra hükmüne göre dinlenilmesi istenilen dinlenmede hazır bulunmamaları veya incelemeyi yapanın yazılı izahatının dinlenme gününe kadar komisyona gelmemiş olması komisyonca incelemenin yapılmasına mâni teşkil etmez.

Dinlenenlerin verdikleri izahat tutanağa geçirilerek kendilerine imza ettirilir.

Taleple kayıtlı olma

MADDE 386

İtiraz komisyonu ilk itiraz dilekçesinde ve itiraz süresi içinde verilmiş ek dilekçelerde ileri sürülmiyen bir iddiayı re’sen nazara alamaz İtiraz suresi geçtikten sonra taraflar her hangi bir suretle yeni iddialar ileri süremezler.

Zamanaşımı ve vergi hataları. taraflarca ileri sürülmemiş olsa bile itiraz komisyonunca re'sen nazara alınır.

İtirazdan vazgeçme

MADDE 387

İtiraz eden itirazı hakkında komisyon tarafından karar verilinciye kadar itirazından vazgeçebilir.

Vazgeçme, vazgeçenin itiraz komisyonuna vereceği bir dilekçe ile veya dinlenilme veya izahat verme sırasında keyfiyetin tutanağa geçirilmesiyle yapılabilir; bu takdirde vazgeçme tutanağı vazgeçene imzalattırılır.

Vazgeçme açık olmalıdır.

Vazgeçme halinde itiraz eden o olayda itiraz ve temyiz hakkını kaybetmiş olur.

Dosyaların incelenmesi

MADDE 388

İtiraz eden, vekili veya temsilcisi, itiraz dosyasındaki tarh vesikalarını ve bilirkişi raporlarını, tutanakları, yapılacak muamele hakkında vergi dairesinin üst mercilerle olan muhaberelerini komisyon nezdinde her zaman inceliyebilir. Ancak, vergi dairesinin ve üst mercilerin muhaberelerinde, muhbir adı gibi gizli tutulması lâzımgelen şahsi hususları ihtiva eden evrak, dosyayı incelemek istiyene verilmez ve gösterilmez.

Yukarıki fıkranın hükümleri, temyiz dosyalarının ilgililerce incelenmesi hususuna da şâmildir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Neticeler

İtirazın tahsilâta tesiri

MADDE 389

İtiraz, tarh edilen verginin ihtilâflı kısmının tahsilini durdurur.

İtiraz komisyonu kararlarının taraflara tebliğinden sonra hu kararlara göre tahsil edilecek vergi miktarı vergi idarelerince mükellefe bildirilir.

İtiraz komisyonu kararları ve bunların tebliği

MADDE 390

İtiraz komisyonunun karara mutaallık müzakereleri gizli yapılır.

Komisyon kararlarının, komisyonu teşkil edenler tarafından imzalı aslı karar defterine yazılır veya kararların muhafazasına mahsus dosyada saklanır, kararın imzalı bir nüshası da itiraz dosyasına konur.

Kararların tasdikli birer örneği komisyonca taraflara tebliğ edilir.

İKİNCİ KISIM

Temyiz

BİRİNCİ BÖLÜM

Temyiz talebi

Kararların temyizi

MADDE 391

İtiraz komisyonu kararına karşı Temyiz Komisyonu nezdinde temyiz talebinde bulunulabilir.

Temyiz edilemiyecek kararlar

MADDE 392

İtiraz komisyonlarının aşağıda yazılı itirazlar hakkındaki kararları kesin olup Temyiz olunamaz:

1. Kazançları götürü olarak tesbit edilen mükelleflerin sınıf ve derecelerine yapılan itirazlar;

2. Bina Vergisinde 500 liraya kadar olan gayrisâfi iratlara, Arazi Vergisinde 2 500 liraya kadar olan kıymetlere yapılan itirazlar (Verilen karar neticesinde irat veya kıymetin bu hadleri aşmamış olması şartıyle);

3 Her türlü vergi, resim ve harçlarda 500 lirayı aşmıyan tarhlara yapılan itirazlar (Verilen karar neticesinde vergi, resim ve harçların asılları bu haddi aşmamış olması şartiyle);

Bu maddenin hükmü mükellefiyetin mevzuuna, esasına, şekline, muafiyet ve istisna hükümlerinin ve miktarı ne olursa olsun vergi cezalarının uygulanmasına ait olan vergi ihtilâflarına şâmil değildir.

Temyiz süresi

MADDE 393

Temyiz süresi, itiraz komisyonu kararının ilgiliye tebliğinden başlıyarak (15) gündür.

Taraflardan biri süresi içinde Temyiz eylediği takdirde, diğer taraf süreyi geçirmiş olsa da Temyiz dilekçesinin kendisine tebliğ edildiği tarihten başlıyarak (15) gün içinde Temyiz isteğinde bulunabilir.

Temyiz talebinin şekli

MADDE 394

Temyiz isteği yazı ile olur. Temyiz dilekçeleri aşağıdaki hususları ihtiva eder.

1. Temyiz edenin soyadı, adı veya unvanı ve açık adresi; (Vergi dairesinin temyiz dilekçelerinde dairenin bulunduğu yer ve adı);

2. Mükelleflerin temyiz etmeleri halinde vergiyi tarh eden dairenin adı ve bulunduğu yer;

3. Vergi dairelerinin temyiz dilekçelerinde mükellefin soyadı, adı ve adresi;

4. Temyiz olunan itiraz komisyonu kararının tarih ve numarası ve hangi komisyon tarafından verildiği;

5. Kararın tebliğ edildiği tarih;

6. Temyiz sebepleri;

7. Temyizin yapıldığı tarih ve imza.

Temyiz dilekçelerinin verilmesi

MADDE 395

Temyiz dilekçeleri Temyiz Komisyonuna veya temyiz edilen kararı veren itiraz komisyonuna verilir. Diğer tarafı teşkil eden şahıslar sayısınca dilekçenin örnekleri de bağlanır. Bu örnekler derhal diğer tarafa tebliğ olunur. Diğer taraf 15 gün içinde yazılı cevabını aynı komisyonlara iki nüsha olarak verir ve bir nüshası diğer tarafa tebliğ olunur. Bu yazılı cevapların da temyiz dilekçelerinin ihtiva ettiği hususları ve temyiz sebeplerine karşı cevapları ihtiva etmesi lâzımdır.

Temyiz dilekçeleri ve cevaplan taahhütlü olarak postaya verilebileceği gibi mükellefin bulunduğu yerde muvazzaf itiraz komsiyonu varsa o komisyon başkanlığına, yoksa itiraz komisyonu başkam sıfatiyle mahallin, en büyük mülkiye âmirine verilir. Bu komisyonlar veya komisyon başkanı sıfatiyle mülkiye âmiri aldıkları dilekçe ve örneklerini kayda geçirdikten sonra kararı vereni itiraz komisyonuna gönderir.

Temyiz dilekçesinin ve cevaben postaya veya itiraz komisyonlarına veya mülkiye âmirine verildiği tarih temyiz talebinin yapıldığı tarih sayılır.

Karan veren komisyonca tebliğ yapılıp yazılı cevap alındıktan veya yazılı cevap için belirli süre geçtikten sonra temyiz dilekçesi itiraz dosyasiyle birlikte temyiz komisyonuna gönderilir.

İKİNCİ BÖLÜM

Temyiz incelemeleri

İnceleme şekli

MADDE 396

Temyiz incelemeleri evrak üzerinde yapılır.

Temyiz komisyonuna gelen evrak daire başkam tarafından üyelerden birine havale olunur. Havale olunan üye dosyayı ya bizzat veya raportörlerden birinin yardımiyle inceliyerek olayı, iki tarafın iddia ve müdafaalarını, ibraz olunan delilleri ve temyiz olunan kararın neden ibaret olduğunu, bu kararın dayandığı gerekçeleri hulâsa ettikten sonra delilli mütalâasını imzası altında tanzim edeceği bir rapora derceder ve bu raporu daire başkanına verir.

Temyiz komisyonu dairesi bu rapor üzerine incelemelerini yapar ve taraflarca dinlenilme istenilmişse şifahi izahat alır ve kararını verir.

Süresinden sonra yapılan temyiz talepleri esasa girişilmeksizin reddolunur.

Dinleme

MADDE 397

Temyiz dilekçesinde veya buna verilen cevapta dinlenme istenilmişse, Temyiz Komisyonu dinleme gününü belli ve taraflara tebliğ eder.

Beyan üzerinden adına vergilerde incelemeyi yapmış olanın dinlenmeyi talep etmesi halinde bu talep vergi dairesi vasıtasiyle Temyiz Komisyonuna bildirilir.. Bu bildirme üzerine incelemeyi yapmış olanın dinlenmesi mecburidir. İncelemeyi yapanın yazı ile vereceği izahat dinlenme yerine geçer. Mükellef tarafından istenildiği takdirde, ihtilâflı verginin ilgili bulunduğu mükellefiyet devresinde mükellefin hesabını tutmuş olan muhasibinin de dinlenmesi mecburidir.

Dinlemede iddialar ve deliller halikındaki izahat ve karşı iddialara cevap verilir.

Belli edilen günde makbul bir mazerete dayanmaksızın duruşmada hazır bulunmıyanların dinlenme hakları düşer. İncelemeyi yapmış olanın gelmemesi veya yazılı açıklamasının dinlenme gününe kadar komisyona varmaması halinde gelen tarafın dinlenmesiyle yetinilir.

Bozma sebepleri

MADDE 398

Temyiz komisyonu aşağıda gösterilen sebeplerden dolayı itiraz komisyonunun kararını bozar:

1. Görev ve yetki dışında işe bakılmış olması;

2. Kanun ve tüzükler hükümlerine aykırı karar verilmiş olması;

3. İki taraftan birinin iddiasını ispat için ileri sürdüğü delillerden herhangi birinin kanuni bir sebep gösterilmeksizin kabul edilmemiş olması veya hiç incelenmemiş bulunması;

4. Usule mütaallik hüküm ve kaidelere uyulmamış ve bu riayetsizliğin karara müessir olmuş bulunması;

5. Kanunen yasak kimselerin karara iştirak etmiş olması.

İddia ve müdafaaların kabul veya reddi

MADDE 399

Temyiz Komisyonu, kararlarında tarafların iddia ve müdafaalarının kabul veya reddi sebeplerini göstermeye mecburdur.

İtirazda ileri sürülmiyen iddia ve müdafaalar temyiz sırasında nazara alınmaz. Şu kadar ki, temyiz komisyonu iki tarafın iddia ve müdafaalariyle mukayyet olmayıp zamanaşımı ile maddi hataları ve kanunun açık hükümlerine aykırı gördüğü diğer hususları re’sen inceleyebilir.

İcranın geciktirilmesi

MADDE 400

Temyiz isteği itiraz komisyonunca verilen kararların icrasını durdurmaz. Şu kadar ki, temyiz dilekçesinde veya temyiz dilekçesi verildikten sonra yazı ile istenilmek şartiyle temyiz komisyonu teminat karşılığında icranın geciktirilmesine karar verebilir.

İcranın tehiri talebini ihtiva eden dilekçeler vergi dairesinin müdafaası alındıktan veya müdafaa süresi geçtikten sonra itiraz dosyasiyle birlikte, nihayet üç gün içinde itiraz komisyonunca temyiz komisyonu başkanlığına gönderilir.

Temyiz Komisyonu dosyasının gelmesi üzerine nihayet bir hafta içinde evvelâ icranın geciktirilmesi isteği hakkında bir karar verir ve bu karar derhal icabında telgrafla ilgili vergi dairesine ve mükellefe bildirilir. Bu işlemlerin yapılmasına kadar verginin tahsili durdurulur. Gerek karam bildirilmesi üzerine gerekse temyiz komisyonu kararının dosyanın gönderilmesinden itibaren bir ay içinde gelmemesi halinde mükelleften teminat istenir. Mükellef istenilen teminatı beş gün içinde göstermediği takdirde teminat gösterilinceye kadar tahsil işlemlerine devam olunur.

Bozma kararları icrayı durdurur.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Kararlar

Bozma ve tasdik kararları, nihai karar

MADDE 401

Temyiz Komisyonu yaptığı incelemeler neticesinde itiraz komisyonu kararının kanuna ve usule uygun olduğunu görürse kararı tasdik eder, aksi halde bozar.

İtiraz komisyonu, temyiz komisyonunun bozma kararına karşı ısrar edebilir. Israr kararları temyiz komisyonu genel kurulunda incelenerek karara bağlanır. Temyiz komisyonu dairesi ve itiraz komisyonu, genel kurul kararına uymaya mecburdur.

Temyiz Komisyonu kanuna ve usule uygun görmediği hallerde re’sen nihai karar da verebilir.

Temyiz Komisyonunun tasdik kararları ile re’sen verdiği nihai kararlar ve genel kurul kararları kesindir.

Temyiz kararları ve bunların tebliği

MADDE 402

Temyiz Komisyonu kararlarının komisyonu teşkil edenler tarafından imzalı aslı karar defterine yazılır veya kararları muhafazaya mahsus dosyada saklanır. Kararın imzalı bir nüshası ile taraf sayısınca tasdikli örnekleri temyiz talebini ihtiva eden itiraz dosyasına konur kararın tasdikli örnekleri usulen itiraz komisyonunca taraflara tebliğ edilir.

Temyiz kararı verildikten sonra tarh dosyası ilgili vergi dairesine gönderilir.

Temyiz komisyonunun nihai kararlarının tazammun ettiği veya vergi cezası, ilgili vergi dairesince hesaplanarak bir ihbarname ile en çok bir hafta içinde mükellefe tebliğ edilir.

Bozma kararlarında usul

MADDE 403

Temyiz Komisyonunun bozma kararlarına karşı mükelleflerle ceza sorumluları ve ilgili vergi daireleri bu kararların 402 nci madde gereğince kendilerine tebliğ edildiği tarihten başlıyarak 15 gün içinde, 380 inci maddede yazılı usule göre yazılı müdafaada bulunabilirler.

İtiraz komisyonları süresi içinde müdafaaları aldıktan veya bu süre müdafaasız geçtikten sonra gereken incelemeyi yaparak bozma kararma uyulmasına veya evvelki kararda ısrar edilmesine karar verir.

Israr kararları ile bozma kararlarına uyulması üzerine yapılacak incelemeler ve verilecek kararlar ve bu kararların tebliği ve kesinleşmesi geçen maddeler hükümlerine tabidir.

Kararların tashihi

MADDE 404

Taraflar, Temyiz Komisyonunun kesin kararlarının tebliğ edildiği tarihten başlıyarak 15 gün içinde, bu kararların tashihini istiyebilirler.

Kararların tashihi hakkında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun bu husustaki hükümleri uygulanır.

Kararların tavzihi

MADDE 405

İtiraz ve Temyiz komisyonlarınca verilen kararlar müphem olur veya birbirine uymayan fıkraları ihtiva ederse taraflardan her biri kararın tebliği tarihinden başlıyarak 16 gün içinde iphamın tavzihini veya tenakuzun giderilmesini kararı veren komisyondan istiyebilir.

İtiraz ve Temyiz komisyonları kararlarına göre vergi dairesince hesaplanan vergi miktarında yanlışlık olduğunu iddia eden mükellef, bu vergi miktarının kendisine bildirilmesinden başlıyarak 15 gün içinde kararı veren komisyondan yanlışlığın düzeltilmesini isteyebilir.

Yukarıki hallerde kararı vermiş olan komisyon işi tetkik eder. Lüzum görürse bu husustaki dilekçenin bir suretini cevap vermek üzere münasip bir mehil tâyin ederek diğer tarafa tebliğ eyler, iki nüsha olarak verilmesi lâzımgelen cevabın biri iphamın tavzihi veya tenakuzun giderilmesi veyahut yanlışlığın düzeltilmesi talebinde bulunan tarafa tebliğ edilir.

Komisyonlarca kararın tavzihine yahut tenakuzun giderilmesine veya yanlışlığın düzeltilmesine karar verilirse keyfiyet kararın altına yazılır ve diğer tarafa da ayrıca tebliğ olunur.

Danıştaya başvurma

MADDE 406

Bu kanunun birinci maddesinde yazılı vergi, resim ve harçlar hakkında mükelleflik, muaflık ve istisna, mükelleflik şekli ve vergi cezalarının uygulanması bakımlarından doğan ihtilâflar için ilk önce itiraz ve temyiz komisyonlarına başvurulur. Bu komisyonlara başvurulmadan bahsi geçen hususlara mütaallik ihtilâflar hakkında Danıştaya gidilemez. Komisyonlara dermeyan edilmeyen iddia ve hususlar Danıştayda ileri sürülemez.

Yukarıki fıkrada yazılı hususlar hariç olmak üzere miktarı otuz bin lirayı (İl özel idare vergilerinde üç bin lirayı) aşmıyan matrahlar üzerinden tarh olunan vergi, resim ve harçlar ile üç bin lirayı aşmıyan belediye gelirleri hakkında Temyiz Komisyonunca verilen kararlar kesin olup, aleyhine Danıştayda temyiz dâvası açılamaz.

Vergi daireleri Maliye Bakanlığının, (İl özel idareleriyle belediyeler valilerin) muvafakatini almadan Temyiz Komisyonunun kesin kararları aleyhine Danıştayda temyiz dâvası açamazlar.

Danıştay bozma karan üzerine Temyiz Komisyonu kararında ısrar ederse ihtilâf Danıştay Dâva Daireleri Genel Kurulunca incelenip karara bağlanır. Bu karara gerek Danıştay daireleri gerekse temyiz komisyonu uymaya mecburdur.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

İncelemelerin iadesi

İade sebepleri

MADDE 407

Kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan kararlar hakkında aşağıdaki sebeplerle incelemelerin iadesi istenebilir:

1. Vergi ihtilâfına bakıldığı sırada mücbir sebepten veya lehine karar verilen tarafın fiilinden dolayı elde edilemiyen ve karara müessir olan bir vesikanın veya defterin karar verildikten sonra ele geçirilmiş olması;

2. Karara müessir olan vesika veya defterlerin sahteliğine hükmolunmuş veya sahte oldukları bir mahkeme veya resmî bir makam nezdinde ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki hüküm komisyon kararından evvel verilmiş olmakla beraber incelemelerin iadesi talebinde bulunan tarafın karar esnasında bundan haberi bulunmamış olması;

3. Vergi ihtilâfına bakılırken dayanılan bir ilâm hükmünün veya diğer bir kararın kaldırılması veya bozulması ve bunun da kesinleşmiş olması;

4. Vergi ihtilâflarına bakıldığı sırada kullanılan bilir kişilerin kasten yanlış rapor verdiklerinin hükmen sabit olması;

5. Lehine karar verilen tarafın karara müessir diğer bir hile kullanmış olması;

6. Mükellefin vekili veya temsilcisi olmıyan kimseler huzuru ile vergi ihtilâfına bakılmış olması;

7. Vergi ihtilâfının, buna bakmaları kanunen yasak olan kimseler huzuriyle bakılmış ve karara bağlanmış olması;

8. Aynı sebep veya olayın bir mükellef ile vergi dairesi arasında başka başka neviden vergilerde ihtilâflara yol açmış ve bu ihtilâflar hakkında birbirine aykırı kararlar verilmiş olup bu kararların hepsinin kesinleşmiş olması.

İade süresi

MADDE 408

İncelemelerin iadesini isteme süresi, yerine göre aşağıda yazılı tarihlerden başlıyarak bir aydır:

1. Vergi ihtilâfına bakıldığı sırada elde edilemiyen bir vesika veya defterin ele geçirildiği;

2. Karara müessir olan vesika ve defterlerin sahteliğine hükmolunduğunun veya sahteliğinin ikrar olunduğunun öğrenildiği;

3. Karara müessir olan ilâmın veya kararın kesin bir hükümle kaldırılmış olduğunun öğrenildiği;

4. Bilirkişilerinin kasten yanlış rapor verdiklerine hükmolunduğunun öğrenildiği;

5. Lehine karar verilen tarafça karara müessir bir hile kullanıldığının öğrenildiği;

6. Mükellefin vekili veya temsilcisi olmıyan kimseler huzuru ile vergi ihtilâfına bakılmış olması;

7. Vergi ihtilâfının buna kanunen bakması yasak olan kimseler huzuriyle bakılmış ve karara bağlanmış olduğunun öğrenildiği;

8. İlk karara aykırı olarak sonradan verilen kararın tebliğ edildiği,

Temyiz edilen hallerde Temyiz Komisyonu kararının ve edilmiyen

hallerde itiraz komisyonu kararın tebliğinden başlıyarak üç yıl geçtikten sonra incelemelerin iadesi istenemez.

Yetki

MADDE 409

İncelemelerin iadesine ait talepler bir dilekçe ile vergi ihtilâfına bakmış olan komisyona yapılır ve orada incelenir.

İncelemelerin iadesi dilekçeleri, itiraz dilekçeleri şeklinde olur.

İnceleme

MADDE 410

İncelemelerin iadesi hakkındaki talep kanuna uygun görülürse, vergi ihtilâflarına yeniden bakılarak belli olacak hale göre evvelki karar ya tasdik olunur veya tamamen veya kısmen değiştirilir.

407 nci maddenin 6, 7 ve 8 inci numaralarında yazılı sebepler dolayısiyle yapılan iade talepleri kabul edildiği takdirde, başkaca incelemelere girişilmeksizin iade yoliyle incelenmesi istenen kararların iptaline karar verilir.

Neticeler

MADDE 411

İncelemelerin iadesi talepleri kararın icrasını geciktirmez Ancak, icranın geciktirilmesi iade ıstıyen mükellef tarafından istenildiği ve teminat gösterildiği takdirde, 400 uncu madde hükmü uygulanır.

İncelemelerin iadesi üzerine verilen karar aleyhine iade istenemez Şu kadar ki, bu kararlar temyiz komisyonunda temyiz olunabilir.

İadenin reddi

MADDE 412

İncelemelerin iadesinin istenebilmesi için on lira depozito yatırılması ve bunun makbuzunun dilekçeye bağlanması şarttır. Depozito, incelemelerin iadesi isteği kabul olunduğu takdirde mükellefe geri verilir, reddedildiği takdirde not kaydolunur.

Mükelleflerin izahat talebinde bulunabilecekleri

MADDE 413

Mükellefler, Maliye Bakanlığından veya Maliye Bakanlığının bu hususta yetkili kaldığı makamlardan vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip gördükleri hususlar hakkında izahat istiyebilirler.

Yetkili makamlar yazı ile istenecek izahatı en kısa bir zamanda cevap almak mecburiyetindeler.

Alacakları cevaplara göre hareket eden mükelleflerin bu hareketleri cezayı istilzam etse dahi ceza kesilmez.

Son hükümler

Özel kanunlardaki hükümlerin saklı olduğu

MADDE 414

Özel kanunlarda 5432 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilen hallerde hu kanunun mezkûr hükümlere tekabül eden maddeleri uygulanır.

Kaldırılan hükümler

MADDE 415

5432 sayılı Vergi Usul Kanunu ile bu kanunun bazı hükümlerini değiştiren 5815, 6094 ve 6935 sayılı kanunlar ile 5887 sayılı Harçlar Kanununun 116 ncı maddesi, 120 ıncı maddesin n ikinci ve üçüncü fıkraları, 121 ıncı maddesinin dördüncü fıkrası de 123 uncu maddesi, 6085 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 9 uncu maddesinin (F) fıkrası, 6802 sayıIı Gider Vergileri Kanununun 64 uncu maddesi, 6030 sayılı Hususi Otomobil Vergisi Kanununun 12 ncı maddesi, 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 15 inci maddesi ve diğer kanunların bu kanuna uymıyan hükümleri kaldırılmıştır.

Götürü matrahlar

GEÇİCİ MADDE 1

5432 saydı kanunun 40 ncı maddesi mucbire tesbit edilip bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte vergi tarhına esas tutulmakta olan götürü matrahlar 1961 yılı vergileri için de uygulanır.

İlk tatbik yılında komisyonların teşkili ve ödevleri

GEÇİCİ MADDE 2

Zirai kazançlar merkez ve il komisyonları bu kanunun yayınlandığı tarihten başlıyarak en geç bir ay içinde, komisyon başkanlarının daveti üzerine kurulur.

Zırai kazançlar merkez komisyonuna Ziraat Odaları Birliği aranı dan seçilecek temsiIci, işbu birliğin teşekkül edeceği tarihe kadar Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği tarafından seçilir.

Merkez komisyonu, bu kanunun 46 ncı maddesinde mevzuubah yönetmeliği ilk toplantı tarihinden itibaren en geç uç ay içinde hazırlayarak yürürlüğe koyar.

GEÇİCİ MADDE 3

Kanunun ilk uygulama yılında, vergiye tabii çiftçilerin zirai kazançları, satış tutarlarına bakılmaksızın götürü gider usülüne göre tesbit olunur.

Dileyenler, vergi dairesine, en geç, kanunun mer’iyete girdiği tarihten itibaren bir ay içinde ve yazılı olarak müracaatta bulunmak şartiyle, gerçek kazanç esasını ihtiyar edebilirler.

GEÇİCİ MADDE 4

Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte veya sonraki yıllarda bilanço esasına göre Gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefiyetine girecek olanlar açılış bilânço ve envanterin tanzim ederken işletmeye dâhil iktisadi kıymetleri bu kanunun üçüncü kitabında yazılı hükümler dairesinde değerlendirirler. Maliyet bedeli ile değerlenmesi icap eden kıymetlerin bu bedeli bilinmiyorsa maliyet bedeli yerine mu kelleflerin bizzat belli edecekleri alış emsal bedeli değerlemeye esas tutulur.

Vergi incelemesi neticesinde alış emsal bedelinin fazla hesap edildiğinin anlaşıIması halinde mükellef hakkında kusur veya Usulsüzlük cezaları uygulanmaz.

Amortismana tabi kıymetlerin değerlenmesi

GEÇİCİ MADDE 5

Bu kanunun mer’iyete girdiği tarihte veya mutaakıp yıllarda ticari veya zirai kazançları dolayısıyle yeniden Gelir Vergisi mükellefiyetine gireceklerin amortismana tabı iktisadi kıymetleri maliyet bedeli, maliyet bedeli bilinmiyorsa bizzat kendilerince alış tarihindeki rayice göre takdir olunacak emsal bedeli ile değerlenir. Şu kadar ki, bu kıymetlerin alış tarihleri ile mükellefiyete giriş tarihi arasındaki yıllara ait amortismanlar tutarı bu değerlerden düşülür.

Alış emsal bedelinin fazla hesaplandığının tesbiti halinde bundan dolayı mükellef adına ceza kesilmez

Ceza hükümlerinin şumulu

GEÇİCİ MADDE 6

Bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce işlenmiş fiiller hakkında bu fiillerin işlendiği tarihte 5432, 5815 ve 6094 sayılı kanunların yürürlükte bulunan vergi cezalarına ve hileli vergi suçlarına mutaalık hükümleriyle bu kanunun hükümlerinden hangisi mükellefin veya suçu işliyen kimsenin lehine ise o hüküm uygulanır.

Yukarıki fıkra hükmü, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kesilmiş olup da henüz kesinleşmemiş veya tahsil edilmemiş o an vergi cezalarıyle ceza mahkemelerince hükmolunan cezalara da şâmildir.

Ceza indiriminden faydalanacak olanlar

GEÇİCİ MADDE 7

Mükellef veya vergi sorumluları bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki ay içinde vergi dairesine mûracaat'e itiraz suresi geçmiş veya henüz son bulmamış vergi ve cezaları için bu kanunun 376 ncı maddesindeki şartları yerine getirdikleri takdirde mezkûr madde hükümlerinden faydalandırılırlar.

Kazanç sayılmıyacak farklar

GEÇİCİ MADDE 8

Bu kanunun 328 ve 329 uncu maddelerinin uygulanmasında 1945 yılının sonundan önce satmalınmış veya inşa ettirilmiş veyahut trampa yolu ile ıktısabedılmış olan gayr menkuller ve bunların mütemmim cuzulerinin (Sabit tesisatta makinalar dahil) ve teferruatının ve gayrimenkul olarak tescil edilen hakların satışından ve bu mallar ve haklar için alınan sigorta tazminatından doğan farklar kazanç sayılmaz.

Bu kanunun belediye vergi ve resimlerine uygulanacağı tarih

GEÇİCİ MADDE 9

Belediyelere ait vergi, resim ve harçlar hakkında bu kanunun vergi hatalarına ve bunların düzeltilmesine ve vergi ihtilâflarına mütaallik hükümleri yayımı tarihinden ve diğer hükümleri 1 Ocak 1963 tarihiden başlıyarak uygulanır.

Yürürlük

MADDE 416

Bu kanun 1 Ocak 1961 tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütmeye memur olanlar

MADDE 417

Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.