İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN MAHKEME : Danıştay Onüçüncü Dairesi
İTİRAZIN KONUSU : 19.10.2005 günlü, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 132. maddesinin onüçüncü fıkrasının Anayasa’nın 13. ve 23. maddelerine aykırılığı ve yürürlüğünün durdurulması savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Yurt dışına çıkış yasağının iptali istemiyle açılan dava sonucu verilen İdare Mahkemesi kararının temyizi üzerine bakılmakta olan davada, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme iptali ve yürürlüğünün durdurulması için başvurmuştur.
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
“ (…) tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (Fon) karşı 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 132. maddesinin 13. fıkrası ve 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca, temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Fon’a devredilen Egebank A.Ş, Demirbank A.Ş., Esbank A.Ş., İktisatbank A.Ş., Kentbank A.Ş., Yurtbank A.Ş., Pamukbank A.Ş., Toprakbank A.Ş. ve Yaşarbank A.Ş’den kredi kullanan (…) şirketler grubunun müşterek borçlusu ve müteselsil kefili ve aynı zamanda kanunî temsilcisi olan davacı hakkında konulan yurt dışı çıkış yasağının iptali istemiyle açılan davada, 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 15. maddesinin 3. fıkrasında bulunan “5682 sayılı Pasaport Kanununun 22. maddesi hükümleri, Fonun talebi üzerine Fona borçlu olanlar ile tüzel kişi borçluların kanuni temsilcileri hakkında da uygulanır” tümcesinin Anayasa Mahkemesinin 08.12.2007 tarih ve 26724 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 18.10.2007 tarih ve E:2007/4, K:2007/81 sayılı kararıyla iptal edildiğinden dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden İstanbul 7. İdare Mahkemesinin 25.12.2007 tarih ve E:2006/ 2518, K:2007/2655 sayılı kararının Fon tarafından temyizi üzerine işin gereği görüşüldü;
Dava dosyasının incelenmesinden, Fon’a devredilen bir kısım bankalardan kredi kullanan şirketler nedeniyle kredi borcundan sorumlu tutulan davacı hakkında davalı idare tarafından, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 132. maddesinin 13. fıkrası uyarınca yurt dışı çıkış yasağı uygulandığı ve davanın bu işlemin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “Fon alacaklarının takip ve tahsiline ilişkin yetki ve usûller” başlığını taşıyan 132. maddesinin 13. fıkrasında: “Fona borçlu gerçek kişi ile tüzel kişilerin kanunî temsilcileri hakkında 5682 sayılı Pasaport Kanununun 22 nci maddesi hükümleri Fonun talebi üzerine uygulanır” kuralı bulunmaktadır.
Daha önce, 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 15. maddesinin 3. fıkrasında yer almış olan “5682 sayılı Pasaport Kanununun 22. maddesi hükümleri, Fonun talebi üzerine Fona borçlu olanlar ile tüzel kişi borçluların kanuni temsilcileri hakkında da uygulanır” kuralı, Anayasa Mahkemesi’nin 08.12.2007 tarih ve 26724 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 18.10.2007 tarih ve E:2007/4, K:2007/81 sayılı kararıyla, Anayasa’nın 13. ve 23. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
Bu durumda, yukarıda sözü edilen 5411 sayılı Kanun’un 132. maddesinin 13. fıkrasındaki kural, anlam ve içerik itibariyle 4389 sayılı Kanun’un 15. maddesinin 3. fıkrasındaki kuralla aynı olduğundan, anılan kural da Anayasa’nın 13. ve 23. maddelerine aykırı bulunmaktadır.
Belirtilen nedenle, Anayasa’nın 152., 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 28. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 132. maddesinin 13. fıkrasının iptali ve yürürlüğünün durdurulması için, Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasına, 09.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
19.10.2005 günlü, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun iptali istenilen fıkrayı da içeren 132. maddesi şöyledir:
MADDE 132
Fonun, bu Kanunun 130 uncu maddesinde sayılan gelirleri ile 108 inci ve 135 inci maddesindeki alacaklarının takip ve tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.
Fon, bu Kanunun 108 inci maddesinde sayılan alacakların takibine, banka kaynağının kullanıldığı tarihten itibaren banka defter, kayıt ve belgelerine göre anapara, her türlü faiz, komisyon ve sair giderlerin toplamından oluşan birikmiş alacak tutarı üzerinden, 130 uncu maddesinde sayılan alacakların takibine tahakkuk eden anapara üzerinden, 135 inci maddesinde belirtilen alacakların takibine ödemeye esas olmak üzere tespit edilen tutar üzerinden başlar ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun kapsamındaki alacaklara uygulanan oranda gecikme zammı uygular.
Fon, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulamasında anılan Kanunun Maliye Bakanlığı tahsil dairesi ve diğer makam, merci ve komisyonlara verdiği yetkileri kullanır.
Borçlu veya borçlunun malları başka mahallerde bulunduğu takdirde, Fon, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerini, kendi tahsil dairesi aracılığı ile uygulayabileceği gibi, tahsil dairesi bulunmayan mahallerde, o mahaldeki Maliye Bakanlığı tahsil dairesi aracılığıyla da uygulayabilir.
Fon, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca takip ettiği alacaklarına ilişkin her türlü teminatın paraya çevrilmesinde de anılan Kanun hükümlerini uygulayabilir.
Fon, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapacağı satışlarda; satış bedelinin vadeli tahsiline karar verebilir. Ancak, bu durumun ve vadeli satış şartlarının, satış ilânında ve satış şartnamesinde belirtilmesi zorunludur.
Fon, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre satışa arz ettiği mal, hak ve alacaklarla ilgili ihaleye katılmaya, pey sürmeye ve alacağına mahsuben ihaleden mal, hak ve alacakları satın almaya yetkilidir.
Bu Kanunun 107 nci maddesi uyarınca bir bankanın alacaklarının devralınması hâlinde bu alacaklar, devir tarihi itibarıyla Fon alacağı haline gelir ve bu alacaklarla ilgili olarak borçlu aleyhine 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre başlatılmış bulunan takipler ile alacağın tahsiline yönelik davalara kaldığı yerden devam edilir.
Bu Kanunun 107 nci maddesi uyarınca devralınan alacaklar nedeniyle Fona borçlu olanların iflası hâlinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 221 inci maddesindeki iflas bürosu Fon temsilcisinin katılımıyla teşekkül eder. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 223 üncü maddesindeki iflas idaresinin, Fonun talep etmesi hâlinde üyelerinden en az biri, Fonun göstereceği iki kat aday arasından icra tetkik mercii tarafından seçilir. Fon, alacağının tahsili bakımından gerekli görürse iflas idaresinin en az iki üyesinin önereceği iki katı aday arasından seçilmesini talep etmeye yetkilidir. Bu durumda, icra tetkik mercii iflas idaresinin asgarî iki üyesini Fonun önereceği adaylar arasından seçer. Fon bir üye seçtirmişse icra tetkik mercii diğer bir üyeyi alacak tutarı itibarıyla çoğunlukta olanların göstereceği iki aday arasından, bir üyeyi de alacaklı sayısı itibarıyla çoğunlukta olanların göstereceği adaylar arasından seçer. Fon iki üye seçtirmişse, diğer bir üye icra tetkik mercii tarafından alacaklı sayısı itibarıyla çoğunlukta olanların göstereceği iki aday arasından seçilir.
Fon, takip ettiği alacaklar ile ilgili olarak iskonto da dâhil olmak üzere, her türlü tasarrufta bulunmaya, sulh olmaya, satmaya, geri almaya, alacağına mahsuben menkul ve gayrimenkul mallar ile her türlü hak ve alacakları belirleyeceği koşullar ile devralmaya ve alacağın yeniden itfa plânına bağlanması da dâhil olmak üzere borçlularla anlaşma yapmaya ve borçlularla yaptığı anlaşmalar kapsamında Fon Kurulunca belirlenecek usûl ve esaslar dâhilinde muhafaza tedbiri uygulayıp uygulamamaya, dava açıp açmamaya veya açılmış bulunan hukuk davalarının yapılan anlaşma süresince durdurulmasını mahkemeden istemeye yetkilidir.
Fon, her türlü alacağın teminatını teşkil etmek üzere, Yeni Türk Lirası ve/veya yabancı para birimi üzerinden, ticari işletme rehni, taşınmaz rehni ve taşınır rehni dâhil olmak üzere her türlü aynî ve şahsi teminat almaya ehil ve yetkilidir.
Fon tarafından, bu Kanunun 71 inci maddesi uyarınca faaliyet izni kaldırılan veya yönetim ve denetimi Fona intikal eden bankalarla ilgili olarak, takibi şikayete bağlı suçlar dahil olmak üzere, bu Kanun hükümleri uyarınca yapılan başvurular üzerine açılmış veya açılacak her türlü ceza davalarında Fon, suçtan zarar gören olarak müdahil sıfatını kazanır. Bu davalara bağlı şahsî haklar dahi Fona ait olur.
Fona borçlu gerçek kişi ile tüzel kişilerin kanunî temsilcileri hakkında 5682 sayılı Pasaport Kanununun 22 nci maddesi hükümleri Fonun talebi üzerine uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Fon tarafından yönetmelik ile düzenlenir.”
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında, Anayasa’nın 13. ve 23. maddelerine dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi uyarınca, Haşim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, A. Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ ve Zehra Ayla PERKTAŞ’ın katılımlarıyla 22.7.2008 günü yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kural, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Başvuru kararında, 5411 sayılı Yasa’nın 132. maddesinin onüçüncü fıkrasıyla anlam ve içerik itibarıyla aynı olan, 18.6.1999 günlü, 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 15. maddesinin 12.5.2001 günlü, 4672 sayılı Yasa ile değiştirilen (3) sayılı fıkrasının “5682 sayılı Pasaport Kanununun 22 nci maddesi hükümleri, Fonun talebi üzerine Fona borçlu olanlar ile tüzelkişi borçluların kanuni temsilcileri hakkında da uygulanır” biçimindeki tümcesinin, Anayasa Mahkemesi tarafından, 18.10.2007 günlü, E.2007/4, K.2007/81 sayılı kararıyla iptal edildiği, bu nedenle 132. maddenin onüçüncü fıkrasının da aynı gerekçelerle Anayasa’nın 13. ve 23. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
5411 sayılı Yasa’nın 132. maddesinin onüçüncü fıkrasındaki, “Fona borçlu gerçek kişi ile tüzel kişilerin kanuni temsilcileri hakkında 5682 sayılı Pasaport Kanununun 22 nci maddesi hükümleri Fonun talebi üzerine uygulanır”biçimindeki kuralla, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na, Fona borçlu olanlar ile tüzelkişi borçluların kanuni temsilcileri hakkında yurt dışına çıkış yasağı talebinde bulunma yetkisi tanınmıştır. 5682 sayılı Yasa’nın, 3463 sayılı Yasa ile değişik 22. maddesinde de, pasaport veya vesika verilmesi yasak olan haller sayılmıştır. Buna göre, yurt dışına çıkmaları mahkemece yasaklananlara, memleketten ayrılmalarında genel güvenlik bakımından mahzur bulunduğu İçişleri Bakanlığı’nca tespit edilenlere ve vergiden borçlu olduğu pasaport vermeye yetkili makamlara bildirilenlere, pasaport veya seyahat vesikası verilmeyecek, verilmiş ise geri alınacaktır. Yurt dışına çıkışları yasaklananlar, eğer bu yasağın konulduğu tarihte yurt dışında iseler, bunların süreleri dolan pasaportları yenilenmeyerek, kendilerine Türkiye’ye dönmeleri için seyahat vesikası verilecektir.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun alacağı olan ve özel hukuk hükümlerine dayanarak ortaya çıkan borçlar, belirli bir hukuksal süreçten sonra 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına girerek kamu alacağı haline getirilseler bile “vergi borcu” niteliği kazanmazlar ve “vatandaşlık ödevi” içinde değerlendirilemezler. Vergi ödevi, kaynağını Anayasa’dan alan, Anayasa’nın 73. maddesi uyarınca, kamu giderlerini karşılamak üzere herkesin ödemekle yükümlü olduğu bir ödevdir. Kamu alacağı olarak tahakkuk eden her parasal yükümlülük ya da ödeme, vergi ya da vergi benzeri mali yükümlülük olarak nitelendirilemez.
Anayasa’nın 13. maddesinde, temel hak ve özgürlüklerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak yasayla sınırlanabileceği, bu sınırlamaların Anayasa’nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
Yurt dışına çıkma özgürlüğü sadece Anayasa’nın 23. maddesinde sayılan özel sınırlama nedenlerine bağlı olarak sınırlandırılabilecektir. 23. maddede yurt dışına çıkma yasağıyla ilgili sınırlama nedenleri vatandaşlık ödevi ve ceza soruşturması veya kovuşturması olarak gösterilmiştir. Anayasa’da sınırlama nedenlerinin sayılarak belirlenmiş olması, yasa koyucunun bunlar dışında kalan bir nedenle yurt dışına çıkma özgürlüğünün sınırlanması sonucunu doğuracak düzenlemeler yapamayacağını göstermektedir.
Anayasa’nın ilgili maddesinde belirtilen sınırlama nedenlerine dayandırılmayan kuralla, vatandaşlık ödevi kapsamında olmayan kamu alacaklarının tahsili amacıyla borçlular hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulması, Anayasa’nın 23. maddesinin güvence altına aldığı seyahat özgürlüğü alanına yapılan açık müdahale niteliğindedir.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 13. ve 23. maddelerine aykırıdır ve iptali gerekir.
VI- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ
19.10.2005 günlü, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 132. maddesinin onüçüncü fıkrası, 22.7.2008 günlü, E.2008/66, K.2008/131 sayılı kararla iptal edildiğinden, bu hükümlerin uygulanmasından doğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz kalmaması için kararın Resmi Gazete’de yayımlanacağı güne kadar YÜRÜRLÜĞÜNÜN DURDURULMASINA, 22.7.2008 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
VII- SONUÇ
19.10.2005 günlü, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 132. maddesinin onüçüncü fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 22.7.2008 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.