Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

Sulh Hukuk Mahkemesince verilen yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasında verilen karara karşı davacı tarafından süresi içinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü.

Davacı dava dilekçesinde; Davalıya ait konutu 01.09.2009 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli sözleşme ile kiraladığını, davalının İzmir 22.Noterliğinin 29.06.2017 düzenleme, 03.07.2017 tebliğ tarihli ihtarı ile hiçbir gerekçe göstermeden 31.08.2017 tarihine kadar kiralananın tahliye edilmesi talebine, müvekkilinin 11.07.2017 düzenleme, 20.07.2017 tebliğ tarihli ihtarı ile 18.08.2017 tarihinde kızını evlendireceğini zor şartlar altında kaldığını, şartlarına uygun yeni bir ev aradığını, tahliye akabinde konut başka kişilere kiralanırsa maddi-manevi tüm zararlarını talep edeceğini belirtir cevabı ihtarname gönderdiğini, TBK 347/1 maddesi uyarınca 10 yıllık süre geçmeden kiraya verenin tahliye isteyemeyeceğini, kendisi kiralananı tahliye ettikten sonra taşınmazın K1 isimli kişiye kiralandığını ve davalının TBK 355 maddesini ihlal ettiğini belirterek son ay ödediği kira bedeli 1.050 TL üzerinden 1 yıllık kira tutarının yasal faiziyle, haksız yere taşınmasına sebep olduğu için tahliye ve taşınma masrafları 1.500 TL'nin ve 750 TL depozito bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında 01.09.2009 tarihinde başlayan kira sözleşmesi yenilenmeyeceğinden 31.08.2017 tarihinde sonlandırılması için 10.09.2009 tarihli tahliye taahhütnamesinden bahsedilerek 1 ay önceden tebliğ edilen ihtarla tahliyenin talep edildiğini, İzmir'de ikamet eden müvekkilinin Ankara'da olan konutu satmak istediğini, uzun süre satılacağı inancı ile beklediğini, kış mevsimi gelince daha fazla zarara uğramamak için aynı apartmanın giriş katında oturan K1'e kiraya vermek durumunda kaldığını, davalının cevabı ihtarnamesinde ileri sürdüğü hususlara ve dava sebeplerine itiraz ettiklerini, davalının TBK 355 maddesi kapsamında mahkeme kararına dayalı bir tahliyenin olmadığını, noter ihtarı üzerine rızasıyla yeniden kiraya verdiğini, bu nedenle 1 yıllık kira tutarında tazminat istenemeyeceğini, davalının aynı binada kendisine ait kiraladığı iki konutunun olduğunu, 5 yıldır fiilen 35 numaralı konutta oturduğunu, aynı binada taşınma masrafları olmayacağı gibi bunların da belgelendirilmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece; davacının taleplerinden depozito bedeli 750,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1 yıllık kira bedeli, taşınma masrafları ve sair hususlara ilişkin olanlarının reddine karar verilmiştir.

Davacı; Kiralayan tarafından keyfi olarak tahliye edilmek suretiyle mağdur edildiğini, akabinde ise TBK'nun 355 maddesine aykırı olarak taşınmazın 3. kişiye kiraya verildiğini, dosyaya kendisinin sunduğu delillerin dikkate alınmadığını, mahkemece davalı vekilinin beyanları , sunduğu asılsız bilgi ve belgelerle hatalı hüküm kurulduğunu, adil yargılanma ve savunma hakkının ihlal edildiğini, TBK.nun 355. maddesinin uygulanması için tahliyenin icra kanalı ya da mahkeme kararı ile olması zorunluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine, 1.710,00 TL vekalet ücreti ve yargılama masraflarının şahsı tarafından ödenmesine ilişkin kararın kaldırılması için istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.

TBK'nun 355. maddesinde ''Kiraya veren, gereksinim amacıyla kiralananın boşaltılmasını sağladığında, haklı sebep olmaksızın, kiralananı üç yıl geçmedikçe eski kiracısından başkasına kiralayamaz. Kiraya veren, bu hükümlere aykırı davrandığı takdirde, eski kiracısına son kira yılında ödenmiş olan bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzere tazminat ödemekle yükümlüdür '' düzenlemesi bulunmaktadır.

Somut olayda; davalı kiraya verenin, davacı kiracıya gönderdiği İzmir 22. Noterliğine ait 29/06.2017 tarihli ihtarname ile kira sözleşmesinin süresinin 31.08.2017 tarihinde sona ereceğini ve sözleşmenin yenilenmeyeceğini, taşınmazı satma kararı aldığını belirterek 31.08.2017 tarihinde taşınmazın tahliye edilmesini talep ettiği, dosya kapsamına göre davacı kiracı hakkında tahliye davası açılmadığı, davacı kiracının cebri icra ile tahliye edilmediği, davalının gönderdiği ihtar üzerine kiralanan taşınmazı kendiliğinden tahliye ettiği anlaşılmıştır. TBK'nun 355.maddesi gereğince tazminat istenebilmesi için kiracının mahkeme kararı ile yada cebri icra ile tahliye edilmesi gerekmektedir. Davacı kiracı mahkeme kararı yada cebri icra ile tahliye edilmediğine göre TBK'nun 355.maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığındanmahkemece verilen kararda bir usulsüzlük bulunmamaktadır.Bu nedenle davacının istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmıştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Dosya kapsamına, toplanan delillere, Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2017/1894 Esas - 2018/637 Karar sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirme bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davacının istinaf kanun yolu başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,

Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 44,40 TL esastan ret harcından peşin olarak alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,5 TL harcın istinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacıdan tahsili ile Hazine'ye irat kaydına,

HMK'nın 27. maddesi gereğince tarafların dinlenme hakkı nedeniyle ve 04/08/2017 tarihinde yürürlüğe giren 7035 sayılı Yasanın 27. maddesi ile HMK'nın 302. maddesine eklenen 5.fıkrası uyarınca hükmün ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,

Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile 04/04/2019 tarihinde kesin olarak karar verildi.