İstanbul BAM - 45. Hukuk Dairesi
Esas No.: 2023/1708
Karar No.: 2024/1628
Karar tarihi: 11.12.2024
Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

MAHKEMESİ:İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

DAVA:Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA:Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin ödeme güçlüğüne düştüğünden bahisle, İİK 285 ve TTK 286 maddeleri hükümleri gereği müvekkilleri hakkında alacaklarıyla konkordato akdetmesini sağlamak amacı ile konkordato mühleti verilmesini ve konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; ''Dava; 7101 Sayılı Kanun ile değişik İ.İ.K 285 ve devamı maddeleri gereğince geçici, kesin konkordato mühleti verilmesi ve sonucunda konkordatonun onanmasına karar verilmesi istemine ilişkindir...Mahkememizin 08/06/2023 tarihli ara kararı ile Davacı .... Şti. tarafından açılan konkordato tasdiki davasının duruşmalı olarak incelenmesine, Duruşma günü olarak 23/06/2023 Tarih ve Saat 14:00 olarak belirlenmesine, karar verilmiş, duruşma gün ve saati Basın İlan ve Ticaret Sicil Müdürlüğünde ilan edilmiş, ilan metninde "İİK'nun 304/1 maddesi gereği itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az 3 (üç) gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabileceklerinin belirtilmesine," belirtilmiş ve ilan edilmiş, davacı tarafından belirlenen konkordato tasdik harcının yatırıldığı anlaşılmıştır. İİK m.305 hükmüne göre konkordatonun tasdiki için aşağıda sıralanan şartların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir: a) Teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması. b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması. c) Konkordato projesinin 302. maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş olması. d) 206. maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması. e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekmektedir.Dava dosyasına sunulu bulunan belgeler ile konkordato komiserleri tarafından gerçekleştirilen alacaklılar toplantısına dair belgeler bilirkişi kuruluna sunulmak suretiyle inceleme yaptırılmış, bu konuda bilirkişiden rapor alınmıştır.Bilirkişi kurulu tarafından sunulan raporda ; İİK m.302’ye göre konkordato projesi, kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılacağı, Somut olayda Komiser Heyetinin nisap çizelgelerini oluştururken doğru bir biçimde, alacak kaydı yaptırmasa dahi borçlu şirketin ticari defterlerinden anlaşılan alacaklıları da nisapta dikkate aldığı, alacağı çekişmeli hale gelip de hakkında İİK m.302, f.6 kapsamında karar verilen alacaklıları Mahkemece belirlenen tutarlar üzerinden nisaba dahil ettiği, Ayrıca Komiser Heyetinin yine doğru bir şekilde, kabul oyu kullanan vekillerin vekaletnamelerinde HMK m.74 uyarınca bulunması gereken özel yetkinin varlığını aradığı, imza sirkülerindeki yetk (münferiden/müştereken) biçimlerine dikkat ettiği, oy kullananlara ait imza sirkülerlerinin, vekaletnamelerin, imza beyannamelerinin ve kimliklerin fotokopilerini alarak dosyaya koyduğunun tespit edildiği,Konkordato nisabına esas alacaklı sayısının 12 olduğu, konkordatoyu kabul eden alacaklı sayısının 9 olduğu, (oransal olarak % 75), konkordato nisabına mesnet teşkil eden alacak tutarının 12.845.533,34 TL olup, konkordatoyu kabul eden alacak tutarının 9.268.874,89 TL (oransal olarak % 72,15) olduğu, borçlu şirket İİK m.302 hükmünde alternatifli olarak öngörülen her iki çoğunluğu da sağlamaktadır. Yani şirketin sunduğu konkordatoya tabi borçların Haziran 2023 itibariyle ödemelere başlanacak şekilde, 1 yıl içerisinde 2 aylık periyotlarla faizsiz olarak ödenmesini öngören konkordato nihai projesi Kanun’da aranan çoğunluk tarafından kabul edildiği, İİK m.305, f.1, b. (a)’da öngörülen bu şarta göre, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçecek meblağ konkordato teklifinden daha fazla olacak ise konkordato tasdik edilmeyecektir. Yani bu koşuldan anlaşılması gereken, konkordatonun asgari olarak iflas prosedürünün alacaklılara sağlayacağı miktarı temin etmesi gerekliliğidir. Zira alacaklılar yönünden en kötü senaryo borçlunun iflası olup bu nedenle karşılaştırma iflas ihtimaline göre yapılması gerektiği, Tasdik için böyle bir şart öngörülmesinin nedeni, dürüst borçlunun konkordato ile korunması hedef tutulurken, ölçünün kaçırılmayarak alacaklıların iflas sonunda elde edebilecekleri paydan yoksun bırakılmalarına yol açılmamasıdır. Bu rasyonel ölçü, borçlu ile alacaklılar arasında adaletli bir yarar dengesinin kurulmasına olanak sağladığı, konkordato müessesesi, alacaklıların zarara uğratılması pahasına, borçluya dengesiz çıkar sağlanması amacına yönelmemekte; alacaklıların konkordatoda hiç değilse, iflasta sağlayacaklarından aşağı olmayan bir payı elde etmelerini öngörmekte olduğu, konkordatoya olumlu oy vermemiş veya alacaklarını bildirmemiş alacaklıların da korunması olduğu, Komiser Heyetince hazırlanan nihai raporda, yukarıda yapılan açıklamalara uygun olarak bir inceleme gerçekleştirildiği ve neticede iflas halinde varlıkların borçları karşılama oranının %87,47 olarak tespit edildiği, Şirketin sunduğu projede konkordatoya tabi borçların Haziran 2023 itibariyle ödemelere başlanacak şekilde, 1 yıl içerisinde 2 aylık periyotlarla faizsiz olarak ödenmesinin öngörüldüğü, iflas halinde ise varlıkların borçları karşılama oranının %87,47 olarak tespit edildiği konkordatonun iflasa nazaran alacaklıların lehine olduğu, Konkordatonun tasdiki için gerekli şartlardan biri de teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması olduğu, Konkordato, projeyi kabul etmeyen ve alacağını bildirmemiş alacaklılar için de bağlayıcı olduğundan orantılılık şartı büyük önem taşıdığı, konkordatonun tasdiki için aranan bu şartla gaye, borçluya ödeyebileceğinin azamisini ödettirmek olduğu, keza konkordatoda imkan oldukça borçlu tenzilat istememeli, imkanlarına göre ödeme gücünün zirvesine çıkmalıdır. Bu tasdik şartı bağlamında Kanun’da teklif edilen tutarın borçlunun “mevcudu” ile değil “kaynakları” ile orantılı olması arandığı, “Kaynak” kavramı ödeme araçları ve temin edilebilecek her türlü finansal kaynağı ifade etmekte olup bu yönüyle “mevcut” ibaresinden daha geniş bir içeriğe sahiptir olduğu, Borçlunun teklifinin kaynakları ile orantılı olup olmadığı, borçlunun paraya çevirerek ödemelerde kullanabileceği malvarlığı değerleri, muhtemel gelirleri, nakit akışı ve beklenen hakları dikkate alınarak (mesela devam eden bir dava nedeniyle elde edilmesi mümkün olabilecek kaynak) tespit edileceği, borçlunun, satılması halinde işletmenin faaliyetlerinin etkilenmeyeceği malları satmak suretiyle sağlayabileceği, alacakların tahsili suretiyle elde edebileceği ve ödemelerin gerçekleştirileceği dönemde faaliyetleri sebebiyle oluşturabileceği kaynaklarının (ve varsa borç ödemelerinde kullanabileceği başkaca kaynaklarının) belirlenmesi gerekmektedir.Davacı şirketin konkordato kaynaklarının 25.577.919,25 TL, borçları toplamının 24.966.550,51‬ TL olduğu, şirketin kaynak fazlası 611.368,74 TL olarak tespit edilmiştir. Ancak kanaatimizce, süreç içerisinde hedeflerde yaşanabilecek sapmalar nedeniyle böylesine bir kaynak fazlalığının ihtiyaten elde bulundurulmasında fayda bulunmaktadır. Bu nedenle, şirketin konkordato projesinde öngördüğü teklifin kaynaklarla orantılı olduğu, şirketin alacaklılarına konkordato projesinde öngördüğü ödeme planından daha iyi bir plan sunmasının mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır.Konkordatonun tasdik edilebilmesi için gerekli olan bir diğer koşul ise, borçlunun bazı alacaklıların alacaklarını güvence altına almak için teminat göstermek zorunda olmasıdır. İİK m. 305, f.1, b.(d) uyarınca, 206. maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklılar bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması gerektiği, komiser Heyetince hazırlanan nihai raporun 27. sayfasından, şirketin işçi borcunun ve komiserin izni ile doğmuş bir borcunun bulunmadığı bu durumda, konkordatonun tasdikine karar verilebilmesi için teminat gösterilmesi gereken bir borç Bulunmadığı, Haçlar Kanununa ekli 1 Sayılı Tarifeye göre, adi alacaklar bakımından konkordatonun tasdiki için yatırılması gereken harç, alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden binde 2,27’ olduğu, Konkordato talep eden şirket borçlarını tenzilatsız olarak ödemeyi teklif ettiği, konkordatonun tasdikine karar verilebilmesi için gerekli harcın, konkordato nisabına mesnet teşkil eden alacak toplamı olan 12.845.533,34 TL üzerinden hesaplanması gerektiği, Bu miktar üzerinden yapılan hesaplamaya göre konkordatonun tasdikine karar verilebilmesi için 29.159,36 TL tutarında harç yatırılması gerektiği,Komiser Heyetince hazırlanan gerekçeli rapordaki tespit ve değerlendirmelere göre konkordato projesinin başarıya ulaşma ihtimalinin bulunduğunun kabul edilebileceği,Borçlu şirketin konkordato teklifinin alacaklı çoğunluğu bakımından 75; alacak çoğunluğu bakımından ise %72,15 oranıyla kabul edildiği, dolayısıyla borçlu şirketin İİK m. 302 hükmünde konkordato projesinin kabulü için öngörülen çoğunluğu sağladığı, Konkordatonun tasdiki halinde alacaklıların olası bir iflasa nazaran alacaklarının daha fazlasına kavuşabilecekleri, Şirketin konkordato projesinde öngördüğü teklifin kaynaklarla orantılı olduğu, şirketin alacaklılarına konkordato projesinde öngördüğü ödeme planından daha iyi bir plan sunmasının mümkün olmadığı, Konkordatonun tasdikine karar verilebilmesi için teminat gösterilmesi gereken herhangi bir borç bulunmadığı,konkordatonun tasdiki için gerekli harcın yatırılması durumunda “Konkordatoya tabi borçların Haziran 2023 itibariyle ödemelere başlanacak şekilde, 1 yıl içerisinde 2 aylık periyotlarla faizsiz olarak ödenmesi” yönünde tasdik kararı verilebileceği belirtilmiş, rapor mahkememizce de benimsenmiştir.Davacı şirket tarafından belirlenen 29.159,36 TL konkordato tasdik harcının depo edildiği belirlenmiştir..." gerekçesiyle,"1-Davacı ... ŞİRKETİ tarafından açılan davanın KABULÜ İLE, ... sicil numarası ile kayıtlı davacı ... ŞİRKETİ'nin konkordato projesinin İİK'nun 305.maddesindeki tasdik şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla TASDİKİ ile,Konkordatoya tabi borçların Haziran 2023 itibariyle ödemeler başlayacak şekilde 1 yıl içinde 2 aylık periyotlar halinde faizsiz olarak ödenmesine,13/03/2023 Havale Tarihli Konkordato Komiser Heyeti Gerekçeli Raporun Ek 12 de yer alan ödeme listesinin kararın eki sayılmasına..." karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ:Alacaklı ... Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacaklarının ödeme planına dahil edilmediğini, raporda "sunulan eksterelerin sıfır bakiyeli olduğu" gerekçesiyle alacaklarının eksik hesaplandığını, hesap ekstrelerinden ve ihtarnameden açıkça görüleceği üzere genel kredi sözleşmesine istinaden ... Şirketi'nden ve müteselsil kefil ...'dan toplam 109.012,98 alacaklı olduklarını, söz konusu alacaklarına ilişkin gerek sözlü gerek yazılı olarak dosyaya defalarca sundukları beyanların, komisere ibraz edilen belgelerin incelenmediğini, sırf alacaklarının eksik hesaplanmasının dahi kararın ortadan kaldırılması için başlı başına yeterli olduğunu, tasdik koşullarının oluşmadığını, davacının alacaklıları zarar uğratmak kastıyla hareket ettiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Alacaklı ... Bankası ... Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; Konkordato Komiserliği'ne alacak bildiriminde bulunulduğunu, alacaklarının bir kısmının kabul bir kısmının ise reddedildiğini, davacı/borçlunun müvekkili Bankaya olan borçlarının teminatını teşkil etmek üzere; .... Şti.'nin maliki olduğu ... plakalı, ...'ın maliki olduğu ... plakalı araçlar üzerinde müvekkili lehine rehin rehin tesis edildiğini, yani alacaklarının rehinle teminat altına alındığını, 2021 yılı Aralık ayı içerisinde gönderdikleri alacak bildirim dilekçesinde davacılardan başvuru tarihi itibarıyla 3.249.486,75 TL (Anapara: 2.673.316,65 TL Kar: 541.193,58 TL BSMV: 27.059,67 TL Gecikme Cezası: 7.916,85 TL) alacaklarının bulunduğunun bildirildiğini, alacak rehinle temin edilmiş olduğundan İİK m. 294 uyarınca faiz (temerrüt)/gecikme cezası işlemeye devam edeceğini, bu nedenle davacılar tarafından alacaklarının 2.055.438,64 TL'lik kısmının kabul geriye kalan 1.194.048,11 TL'lik kısmının ise reddedilmesinin haksız olduğunu, konkordato nedenlerini detaylı ve somut bir şekilde ortaya koyamayan, rasyonel bir konkordato projesi bulunmayan ve tamamen alacaklıların alacağını elde etmesini geciktirmeyi amaçlayan işbu konkordato talebinin reddi gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Alacaklı ...Bankası ... Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin borca batık olmadığından borçlarını faizsiz olarak ödemesi kararının hukuka, yasanın amacına aykırı olduğunu, Yargıtay içtihatlarına göre konkordato davacısı borca batık değil ise öngörülen uzun vadenin borçlunun kaynakları ile orantılı olmayacağını, konkordato tasdiki şartları kamu düzenine ilişkin olduğundan İİK 305/son maddesi gereği bu durumda mahkemece resen vadenin kısaltılması yoluna gidilmesi gerektiğini, müvekkil bankanın 29/04/2021 geçici mühlet tarihi itibariyle alacağının davacı borçlu şirket tarafından dosyaya sunulan ve tasdik edilen konkordato revize projesinde yer verilen 1.023.425,16 TL'nın üzerinde olduğunu, müvekkil banka alacakları eksik olarak dikkate alındığı gibi faizsiz ödeme kararı ile müvekkil banka ve diğer alacaklıların zarara uğratıldığını, yine tasdik tarihinden itibaren 24 ay vade ile borçların ödenmesine karar verilmesinin, hakkaniyetsiz olup alacaklıların telafisi imkansız zarara uğratıldığını, hükmedilen karar gereği alacaklılara yapılacak ödemelerin haziran ayında başlaması gerekirken henüz ödeme yapılmadığından konkordatonun feshini talep etiklerini, konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceğinin belirtilmediğini, davacılar tarafından dosyaya sunulan konkordato revize projesi, bilanço ve diğer evrakların hüküm kurmaya elverişli olmadığını, borçların ne şekilde ödeneceği ile ilgili somut hiç bir bilgi yer almadığını, dosyada mübrez komiser nihai raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığını, tasdik koşullarının oluşmadığını beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK'nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır.Talep, İİK’nın 285. vd. maddeleri uyarınca geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkindir.Konkordato, tacir yahut gerçek veya tüzel kişi bir borçlunun, borçlarını ödeme şekliyle ilgili yaptığı teklifin, kanunda öngörülen çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili mahkeme tarafından tasdik edilmesi sonucunda, borçlunun tüm adi borçlarını ödeyebileceği koşullar göz önüne alınarak, kararlaştırılan sürede ve/veya miktarda ödemesini mümkün kılan bir hukuki müessesedir.Davacı şirket ve davacı şirket yetkilisi ... tarafından gerekli kayıt ve belgeler sunularak, tasdik istemiyle yapılan başvuru üzerine, mahkemece verilen geçici ve kesin mühlet sürelerinin ardından, 08/06/2023 tarihli ara karar ile davacı ... yönünden davanın tefriki ile ayrı bir esasına kaydına karar verilmiş, eldeki dosyada davacı şirket yönünden yargılamaya devam olunarak 23/06/2023 tarihli duruşmada konkordatonun tasdikine karar verilmiş, karara karşı bir kısım alacaklılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.İstinaf yoluna başvuran alacaklıların, istinaf başvurularının süresinde olup olmadığına ve istinaf hakları olup olmadığına ilişkin inceleme; 15/03/2018 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 37 maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'na eklenen "Kanun Yolları" başlıklı 308/a maddesinde "Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır." düzenlemesi ile itiraz eden alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilecekleri düzenlenmiştir.İİK'nın konkordatonun mahkemede incelenmesi başlıklı 304/1. maddesinde "(Değişik: 28/2/2018-7101/32 md.) Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır." hükmü yer almaktadır.İİK 304. maddesinin birinci fıkrasında, konkordatoya itiraz eden alacaklılar, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmeleri koşuluyla duruşmada hazır bulunabilecekleri hükmüne yer verilmiştir. Bu sayede "alacaklılar itirazlarıyla ya konkordatonun tasdikine engel olmayı ya da konkordato şartlarının kendileri açısından düzeltilmesini isteyebileceklerdir. İİK m. 308/a hükmü alacaklıların itirazına önemli bir sonuç bağlamıştır. Madde gereğince konkordato hakkında verilen hükme karşı istinaf ve temyiz yoluna başvurmak isteyen alacaklının daha önce konkordatoya itiraz etmiş olması gerekir." (Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni Konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 522) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 22/05/2024 tarihli 2024/6-148 E. 2024/273 K. sayılı kararında; "...İcra ve İflas Kanunu’nun 304 üncü maddesine ilişkin Adalet Komisyonu raporunda, itiraz edenlerin duruşmada hazır bulunabilmeleri için, itiraz sebeplerini mahkemeye duruşma gününden en az üç gün önce ve yazılı olarak bildirmiş olmaları gerektiği, aksi hâlde duruşmada hazır bulunarak itirazlarını dermeyan etmelerinin mümkün olmadığı, böyle bir sınırlama getirilmesinin nedeninin her alacaklının duruşmada hazır bulunarak itirazlarını ileri sürmesinin yargılamayı çok aksatabileceği endişesi olduğu belirtilmiştir.İcra ve İflas Kanunu’nun 304 üncü maddesinin gerekçesi de “Mevcut Kanunun 296 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmü, güncellenerek metne alınmaktadır. Buna göre, mahkemenin komiseri dinledikten sonra kararını her halde kesin mühlet içinde vermesi emredilmektedir. Duruşma günü 288 inci maddesi uyarınca ilan edilecektir. Yine mevcut düzenlemeden farklı olarak, itiraz edenlerin duruşmada hazır bulunabilmelerinin şartı, itiraz sebeplerini, mahkemeye, duruşma gününden en az üç gün önce ve yazılı olarak bildirmiş olmalarıdır. Aksi halde duruşmada hazır bulunarak itirazlarını dermeyan etmeleri mümkün olmayacaktır. Böyle bir sınırlama getirilmesinin nedeni, her alacaklının duruşmada hazır bulunarak itirazlarını ileri sürmesinin yargılamayı çok aksatabileceği endişesidir,…” şeklinde olup tüm alacaklıların duruşmada hazır bulunarak itirazları ileri sürmesinin konkordato sürecini aksatabileceği düşüncesiyle duruşmada hazır olabilmek için itirazların tasdik duruşmasından en az üç gün önce yazılı olarak bildirilmesi gerektiği belirtilmiştir.Bununla birlikte konkordatonun yapısı tamamen şeklî olduğundan tasdik işlemlerinin bir an önce tamamlanması gerekmekte olup, konkordatoya ilişkin kanunda yer alan düzenlemelere bakıldığında borçlu lehine verilen birçok kararda kanun yolunun tamamen kapatıldığı ve sürecin bir an evvel sonuçlandırılmasının istendiği anlaşılmaktadır.Örneğin İlk Derece Mahkemesince verilecek geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı (2004 sayılı Kanun md. 287/son), kesin mühlet talebinin kabulü ile mühletin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararlara karşı kanun yolunun kapalı olduğu (2004 sayılı Kanun md. 293/1) görülmektedir.

Komiserlerin tasdik talebine ilişkin nihai raporu ve dosyayı mahkemeye sunmasına kadar geçen süreçte alacaklının öncesinde, teklif edilen konkordato projesine ret oyu kullanması, herhangi bir hususta komisere ya da doğrudan mahkemeye dilekçe vermesi, tasdik talebini inceleyen mahkeme bakımından hiçbir anlam ifade etmemektedir. Alacaklının, ancak tasdik talebine ilişkin nihai raporun ve dosyanın mahkemeye sunulmasından sonra tasdik raporuna karşı duruşma gününden üç gün öncesine kadar itirazlarını bildirmesi hâlinde mahkemece dikkate alınacaktır. Henüz tasdik talebine ilişkin komiser raporunun sunulmadığı aşamada verilen dilekçeler, mahkemece verilecek tasdik kararına karşı yasa yollarına başvuru imkânı tanımayacaktır.Bu yasal düzenlemelerden hareketle, 2004 sayılı Kanun'un 308/a maddesinde kanun yoluna başvuru hakkı tanınan “itiraz eden alacaklı” deyiminden, “tasdik duruşmasından önce itirazlarını bildiren alacaklı” olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir...., ..., ... ve...’nın İcra ve İflas Kanunu ve İlgili Mevzuat (8.b., Ankara 2022, md. 308/a, s. 291) adlı eserinde, kanun yollarına ilişkin 308/a maddesinde itiraz eden ibaresinin yanına 304/1 inci maddesine atıf yapıldığını gösterecek şekilde bu maddenin numarası yazılarak 2004 sayılı Kanun'un 308/a maddesindeki itirazın, 2004 sayılı Kanun'un 304/1 inci maddesinde düzenlenen itiraz olduğu belirtilmiştir.İcra İflas Kanunu’nun 304 üncü maddesinin gerekçesine bakıldığında, duruşmaya gelecek olanları “yargılamanın uzayacağı” endişesi ile sınırlayan yasa koyucunun aynı yasanın 308 inci maddesinde temyiz yoluna gelecek olanları sınırlamadığını kabul etmek konkordatonun sistemine de aykırıdır. Kanun'un öngörmediği bir yasa yolu ve yasa yoluna başvuru hakkı yorum yoluyla da olsa kabul edilemez. 2004 sayılı Kanun'un 308/a maddesindeki düzenleme de 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının (Anayasa) kabul ettiği anlamda temel hak niteliğindeki hak arama özgürlüğünü kullanmayı "itiraz" şartına bağlamış olup bu durum da Anayasa’ya uygun bir sınırlama yöntemi olmakla, “itiraz eden alacaklı” deyiminden 2004 sayılı Kanun'un 304 üncü maddesinde belirtilen alacaklıları kabul etmek, hak arama özgürlüğünün ihlâli olarak değerlendirilemeyecektir.Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 10.03.2022 tarihli ve 2021/(15)6-966 Esas, 2022/283 Karar; 10.03.2022 tarihli ve 2022/(15)6-71 Esas, 2022/284 Karar; 19.10.2022 tarihli ve 2022/6-628 Esas, 2022/1339 Karar; 19.10.2022 tarihli ve 2022/6-661 Esas, 2022/1319 Karar; 09.11.2022 tarihli ve 2022/6-855 Esas, 2022/1471 Karar; 08.12.2022 tarihli ve 2022/6-1089 Esas, 2022/1707 Karar; 08.03.2023 tarihli ve 2023/6-149 Esas, 2023/170 Karar; 22.03.2023 tarihli ve 2023/6-177 Esas, 2023/250 Karar ile 24.01.2024 tarihli ve 2023/6-1161 Esas, 2024/5 Karar sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir."Yargıtay 'nin 30/05/2024 tarih 2024/1497 E. 2024/1871 K. sayılı kararında; "İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nin 11.05.2023 tarihli ve 2023/817 E:, 2023/936 K. sayılı kararıyla alacaklının istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.Dairemizin 19.10.2023 tarihli ve 2023/2952 E., 2023/3400 K. sayılı kararıyla; alacaklı... A.Ş.’nin toplantıya katıldığı ve red oyu kullandığı, 21.01.2022 ve 18.11.2022 tarihli dilekçelerinde konkordatonun reddini talep ettiği ve duruşmada konkordatonun reddi yönünden beyanda bulunduğu, bu durumda istinaf hakkının bulunduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece tasdik yargılamasına ilişkin duruşma gününün Ticaret Sicil Gazetesi'nde 15/02/2023 tarihinde ve Basın İlan Kurumu'nda 17/02/2023 tarihinde ilan edilmesine ve ilana itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az 3 gün önce yazılı olarak mahkemeye bildirmek kaydı ile duruşmada hazır bulunabileceklerinin şerh düşülmesine rağmen alacaklı vekili tarafından herhangi bir itiraz dilekçesi verilmeden duruşma günü olan 03/03/2023 tarihinde duruşmaya katılarak sözlü beyanda bulunulduğu, bu sebeple tasdik kararını istinaf hakkı bulunmadığından bahisle direnme kararı verilmiştir.İcra ve İflas Kanunu'nun 304. maddesinde, komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkemenin tasdik yargılamasına başlayacağı, karar vermek için tayin olunan duruşma gününün, Kanunun 288 inci maddesi uyarınca ilân edileceği ve itiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri hususunun ilânda bulunması gerektiği düzenlenmiştir. Bu usule uygun olarak itirazlarını bildiren alacaklılar tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Kanun yolunun düzenlendiği bu hükme göre itiraz eden alacaklılar istinaf yoluna başvurabilecek bunun karşı anlamıyla itirazlarını bildirmeyen alacaklılar istinaf yoluna başvuramayacaktır. Bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.11.2022 tarih 2022/6-1040 Esas, 2022/1578 Karar sayılı kararı, 10.03.2022 tarihli ve 2021/(15)6-966 Esas, 2022/283 Karar sayılı kararı; 10.03.2022 tarihli ve 2022/(15)6-71 Esas, 2022/284 Karar sayılı kararlarında da benimsenmiştir.Temyizen incelenen direnme kararı tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup alacaklı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir..."Yargıtay 'nin 04/06/2024 tarih 2024/1309 E. 2024/1961 K. sayılı kararında; "...İlk Derece Mahkemesi kararına karşı bir kısım müdahil alacaklılar vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi tarafından projenin örtülü tenzilat ve vade konkordatosu içerdiği, davacının borca batık olmadığı bu nedenle borçlunun kaynakları ile teklifin uyumlu olmadığı gerekçesi ile kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.İstinaf Mahkemesinin verdiği karara karşı davacılar vekili ve müdahil... A.Ş. vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Dava konusu somut olayda mahkemece tasdik yargılama duruşma gününün İİK'nın 304/1. maddesine uygun olarak İİK'nun 288. maddesi uyarınca Ticaret Sicil Gazetesin'de ve Basın İlan Kurumu Portalında gerekli ilanların yapıldığı, ilana itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak mahkemeye bildirmek kaydı ile duruşmada hazır bulunabileceklerinin şerh düşülmesine rağmen, temyiz yoluna başvuran ... A.Ş. vekili tarafından Yasa'nın (İİK m.304/I) ifade ettiği biçimde "itiraz" edilmediğinden, İcra ve İflas Kanunu'nun 308/a maddesi uyarınca müdahil ... A.Ş. vekilinin temyiz hakkı bulunmadığından ... A.Ş. vekilinin temyiz istemlerinin reddi gerekmiştir..."Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda kabul edilen görüş; alacaklıların İİK'nın 304.maddesi uyarınca yapılacak ilan uyarınca duruşmadan en az üç gün önce yazılı olarak itirazlarını bildirmek koşuluyla tasdik kararına karşı kanun yoluna başvuru hakları olduğu yönündedir. Yargıtay de yukarıda yer verilen kararları ile önceki uygulamasından dönerek, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda kabul edilen görüşü benimsemiş, yani alacaklılar toplantısında red oyu kullansa dahi İİK'nın 304.maddesi uyarınca yapılacak ilan uyarınca duruşmadan en az üç gün önce yazılı olarak itirazlarını bildirmeyen alacaklıların, karara karşı kanun yoluna başvuru haklarının olmadığını kabul etmiştir. Benzer olaylara aynı hukuki sonuçlar bağlanması anlamına gelen yargısal kararlardaki istikrar, adil yargılanma hakkının, hakkaniyete uygun yargılama ilkesinin gereğidir. İstikrarlı karar verme, hukuki belirliliği ve öngörülebilirliği sağladığı gibi, kişilerin yargı sistemine ve mahkeme kararlarına güvenini de tesis eder. Bu nedenle Dairemizce, İİK'nın 304.maddesi uyarınca yapılacak ilan uyarınca duruşmadan en az üç gün önce yazılı olarak itirazlarını bildirmeyen ancak alacaklılar toplantısında red oyu kullanan alacaklıların istinaf yoluna başvurabileceği yönündeki önceki uygulamasından dönülmüş, gerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda, gerekse konkordato konusunda görevli Yargıtay 'nde kabul gören görüş nazara alınarak, alacaklıların İİK'nın 304.maddesi uyarınca yapılacak ilan uyarınca duruşmadan en az üç gün önce yazılı olarak itirazlarını bildirmek koşuluyla tasdik kararına istinaf yoluna başvurabileceği kabul edilmiştir.Konkordato tasdik kararının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde 26/06/2023 ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında 03/07/2023 tarihinde ilan edildiği, istinaf yoluna başvuran alacaklıların tamamının 10 günlük yasal süre içerisinde istinaf yoluna başvurdukları tespit edilmiştir. Mahkemece İİK'nın 304.maddesi uyarınca "itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak mahkemeye bildirmek kaydı ile duruşmada hazır bulunabilecekleri" ihtarını içerir şekilde tasdik yargılamasına ilişkin metin 12/06/2023 tarihinde Basın İlan Kurumu İlan Portalında ve yine aynı tarihte Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmiştir. Duruşma 23/06/2023 tarihinde yapılmış, alacaklılardan ... A.Ş. vekilinin 15/06/2023 tarihinde, ... A.Ş. vekilinin 19/06/2023 tarihinde itiraz dilekçesi sundukları tespit edilmiştir. Ancak dosya kapsamında ve UYAP sisteminde, istinaf yoluna başvuran alacaklı ... A.Ş. tarafından itiraz sebeplerinin tasdik duruşmasından en az üç gün önce ve yazılı olarak bildirilmediği anlaşılmıştır. Alacaklı ... A.Ş. tarafından yasal süre içerisinde istinaf yoluna başvurulmuş ise de, İİK'nın 304.maddesi uyarınca usulüne uygun olarak itiraz edilmediğinden, tasdik kararına karşı istinaf hakkı bulunmadığı için HMK'nın 352/1.ç "başvuru şartlarının yerine getirilmemesi" maddesi uyarınca istinaf isteminin usulden reddine karar vermek gerekmiştir.Bu açıklamalar çerçevesinde; alacaklılar ... A.Ş. ve ... A.Ş.'nin istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin sebepler re'sen nazara alınarak inceleme yapılmıştır. Konkordato revize projesi;Konkordato kaynakları; dönem başı hazır değer 91.148,34 TL, faaliyet davamı ile öngörülen kar 4.122.859,15 TL, alacaklardan yapılacak tahsilat 773.237,52 TL, diğer dönen varlıklar (devreden KDV, iş avansı ve diğer) 7.888.810,35 TL, stoklar (araçlar) 12.701.863,90 TL olmak üzere 25.577.919,25 TL olduğu, Rehinli Borçlar Toplamı 11.781.215,00 TL, Kamu Borçları 339.802,17 TL, Adi Borçlar Toplamı 12.845.533,34 TL olup neticede 611.368,74 TL kaynak fazlası oluşacağı belirtilmiş, konkordatoya tabi borçların 2023 yılı Haziran ayından başlayarak 1 yıl içinde 2 aylık periyotlar halinde ödenmesi teklif edilmiştir. Komiser heyetinin nihai raporu;-Borçlu şirketin kaydi değerlerle öz varlığının 8.337.519,65 TL olduğu ve borca batık olmadığı, 31/12/2022 tarihli rayiç bilançoya göre borçlu şirketin özvarlığının 11.918.227,39 TL olarak hesaplandığı ve borca batık olmadığı,-Borçlu şirketin tamamı bankalardan oluşan 7 rehinli alacaklısının bulunduğu ve rehinli alacak tutarının 11.781.215,00 TL olduğu, -Amme alacaklılarına toplam borcunun 339.802,18 TL olduğu,-Personel borcu bulunmadığı,-11'i bankalar olmak üzere toplam 12 adi alacaklısının bulunduğu alacak toplamının 12.845.533,34 TL olduğu, 9.268.874,89 TL alacak tutarına sahip 9 alacaklının kabul oyu kullandığı, 3.576.658,45 TL alacak tutarına sahip 3 alacaklı oy kullanmadığı için ret olarak değerlendirildiği, bu durumda borçlu şirketin konkardato teklifinin konkordatoya tabi alacaklı sayısının % 75 ve alacak tutarının % 72,16 ile kabul edildiği,-İflas halinde, konkordatoya tabi olan alacaklar dahil, tüm adi alacaklar için olası ödenme oranının % 36,31 olarak hesaplandığı, oysa konkordato projesinde belirtilen mevcut ödeme teklifinin kabulü halinde adi alacaklar için olası ödenme oranı % 147,80 gibi hayli yüksek bir oran olduğu, sonuç olarak borçlu şirketin konkordatoya tabi toplam 12.845.533,34 TL adi alacak için 2023 haziran - 2024 haziran arası 1 yıllık sürede % 100 ana para (indirimsiz) 2 ayda bir eşit taksitlerle ödeme teklifinin kabulü halinde oluşacak olan % 147,80'lük oranın iflas halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel alacak oranı olan % 36,31'den fazla olduğu, aynı durum adi alacaklılar dahil toplam alacaklılar açısından yapıldığında da geçerli olup rayiç bilançoda mevcut kaynakların toplam borçları karşılama oranı % 162,10 iken, iflas halinde toplam kaynakların toplam borçları karşılama oranının % 87,47 olduğu,-Her bir konkordato kaynağı ayrı ayrı değerlendirildiğinde, teklif edilen tutarın kaynaklarıyla orantılı olduğu,-Halihazırda şirketin işçi borcu bulunmadığı ayrıca kankardato mühleti içinde rutin ticari faaliyet dışında, konkordato komiseri imzası ile doğmuş bir alacağın da olmadığı, bu sebeple borçlu Şirketin ayrıca teminat gösterme zorunluluğu bulunmadığı,-Alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden binde 2,27 oranında hesaplanan harç tutarının 29.159,36 TL (12.845.533,34 x % 0,227) olduğu açıklanmıştır. Mahkemece Bağımsız Denetçi-Mali Müşavir ... ve Öğretim Görevlisi Prof. Dr. ...'den alınan bilirkişi raporu;-Komiser Heyetince hazırlanan gerekçeli rapordaki tespit ve değerlendirmelere göre konkordato projesinin başarıya ulaşma ihtimalinin bulunduğunun kabul edilebileceği, -Borçlu şirketin konkordato teklifinin alacaklı çoğunluğu bakımından %75, alacak çoğunluğu bakımından ise %72,15 oranıyla kabul edildiği, dolayısıyla borçlu şirketin İİK m. 302 hükmünde konkordato projesinin kabulü için öngörülen çoğunluğu sağladığı,-Konkordatonun tasdiki halinde alacaklıların olası bir iflasa nazaran alacaklarının daha fazlasına kavuşabilecekleri,-Şirketin konkordato projesinde öngördüğü teklifin kaynaklarla orantılı olduğu, şirketin alacaklılarına konkordato projesinde öngördüğü ödeme planından daha iyi bir plan sunmasının mümkün olmadığı,-Konkordatonun tasdikine karar verilebilmesi için teminat gösterilmesi gereken herhangi bir borç bulunmadığı,-Konkordatonun tasdikine karar verilebilmesi için 29.159,36 TL tutarında harç yatırılması gerektiği,-Konkordatonun tasdiki için gerekli harcın yatırılması durumunda "Konkordatoya tabi borçların Haziran 2023 itibariyle ödemelere başlanacak şekilde, 1 yıl içerisinde 2 aylık periyotlarla faizsiz olarak ödenmesi" yönünde tasdik kararı verilebileceği hususlarında görüş bildirilmiştir. İstinaf sebeplerinin incelenmesi;1-Alacaklarının nisapta eksik kabul edildiği yönündeki itirazlar;İİK'nın 288.maddesinde, mahkemece geçici mühlet kararının ticaret sicili gazetesinde ve Basın-İlan Kurumunun resmi ilân portalında ilan olunacağı kesin olarak düzenlenmiştir.Alacaklıları alacaklarını bildirmeye davet başlıklı İİK 299.maddede; "Alacaklılar, komiser tarafından 288 inci madde uyarınca yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet olunur. Ayrıca, ilânın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. İlânda, alacaklarını bildirmeyen alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato projesinin müzakerelerine kabul edilmeyecekleri ihtarı da yazılır."Alacaklar hakkında borçlunun beyana daveti başlıklı İİK 300.maddede; "Komiser, borçluyu iddia olunan alacaklar hakkında açıklamada bulunmaya davet eder. Komiser, alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun defterleri ve belgeleri üzerinde gerekli incelemelerde bulunarak bunların neticesini 302 nci madde gereğince vereceği raporda belirtir."Alacaklılar toplantısına davet başlıklı İİK 301.maddede; "Konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra komiser, 288 inci madde uyarınca yapacağı yeni bir ilânla alacaklıları, konkordato projesini müzakere etmek üzere toplanmaya davet eder..."İİK'nın 302/6 maddesinde "Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir." hükümlerine yer verilmiştir.Bu çağrının amacı borçlunun pasif malvarlığı değerlerini açıklığa kavuşturmak ve konkordato görüşmelerinde oy kullanacak alacaklıları belirlemektir. Alacaklılar listesi, konkordatonun hazırlanmasında ve tasdik edilmesinde temel rol oynamaktadır. Bildirilmeyen alacaklar, konkordato sürecine etki edebilecek bir rol oynayamayacaklardır. İlanda bulunan önemli hususlardan birisi de alacaklarını bildirmeyen alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato projesinin müzakerelerine kabul edilmeyeceklerinin ihtar edilmesidir... Başvuruları alan komiserin, alacaklıların kimlik bilgilerini, adreslerini, başvuru tarihlerini, alacak sebebini ve miktarını, rehinli alacakların rehin dışında kalmış kısmını, varsa imtiyazlarını gösteren bir liste oluşturması gerekmektedir. Yabancı para cinsinden olan alacakların Türk Lirasına çevrilerek listeye geçirilmesi gerekmektedir. Komiser, bildirilen alacakları kayıt etmeden önce borçlunun bu alacaklar hakkındaki görüşlerini de alır ve borçlunun kabul etmediği alacaklar, çekişmeli alacak olarak kayıt edilir. Borçlu, bildirilen alacakları kabul edeceği gibi, kısmen veya tamamen reddedebilir. Alacak taleplerini reddeden borçlunun, ret sebeplerini de belirtmesi gerekmektedir... Bu şekilde oluşan çekişmeli alacakların konkordatoya katılıp katılmayacakları, katılacaklarsa da hangi oranda katılacakları konkordatoyu inceleyecek mahkeme tarafından belirlenecektir (m. 302 f.6) (Kale, Serdar, İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 5, 2018 s. 240,242). İİK'nın 302/6. maddesinde; gereği çekişmeli alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkemenin karar vereceği düzenlenmiştir. Burada konkordatoyu inceleyecek olan mahkemenin bu talep üzerine vereceği karar, sadece konkordatonun nisabına dahil olmak bakımından bir sonuç doğuracaktır. Mahkemenin çekişmeli alacağın konkordatoya dahil olmasına ilişkin kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyecektir. Nitekim İİK'nın 302/6 maddesinde çekişmeli alacaklılar bakımından ileride mahkemenin vereceği hükümlerin saklı olduğu ifade edilmiş olup bu bağlamda İİK'nın 308/b bendinde alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilan tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabileceği hüküm altına alınmıştır. Somut dosyada da çekişmeli hale gelen alacaklar yönünden komiser heyetinden rapor alınmıştır. Alacaklı ... A.Ş. 1.182.054,63 TL alacak kaydı yaptırmış, mahkemece 1.023.425,16 TL yönünden nisaba dahil edilmesine karar verilmiştir. Alacaklı ... A.Ş. 3.249.486,75 TL alacak kaydı yaptırmış, mahkemece 1.645.243,00 TL alacak tutarı rehinle teminat altında olduğu için 563.731,56 TL yönünden nisaba dahil edilmesine karar verilmiştir.Mahkemenin, itiraza uğrayan alacakların nisaba hangi oranla dahil edilecekleri yönündeki kararı maddi hukuk anlamında kesin hüküm teşkil eden bir karar olmadığından bu yöndeki istinaf talebinin reddi gerekmiştir. 2-... Bankasının rehin yönünden itirazları;Borçlunun kendi malları üzerinde tesis edilen taşınır ve taşınmaz rehinleri ile sağlanan alacaklar konkordatoya tabi değildir (m.308/c-III). Bu nedenle, bu kategoriye giren alacakların konkordatoya kaydedilmesi zorunlu değildir. Ancak rehinle karşılanmayan alacak kesimi yönünden konkordatoya kayıt yapılması gerekir. Aksi takdirde rehinle karşılanmayan kesin konkordato nisabına (oylamasına) dahil olmayacaktır (m. 305/V) (Altay S./Eskiocak A., Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 5.Bası, İstanbul 2019, s.248). Her ne kadar rehinle sağlanan alacakların konkordatoya kaydı zorunlu değil ise de, üst sınır ipoteklerinde alacak kaydı yapılmasında yarar vardır. Zira, bu alacaklarda alacağın miktarı kaydi olarak bellidir. Rehnin kapsadığı fiili borç miktarının tespiti bakımından alacaklının yaptıracağı kayıt pratik önem taşır. Borçlu bu kayıtta belirtilen alacak miktarına itiraz etmediği takdirde sorun yoktur; ipotek miktarı bu suretle belirlenmiş olur. Buna karşılık, ipotekle sağlanan borcun fiili ve gerçek miktarı üzerinde alacaklı ile borçlu arasında uyuşmazlık çıktığı takdirde, aktiften indirilmesi gereken ipotekli borcun konkordato bazında geçerli olmak üzere, çekişmeli alacaklar hakkındaki hükümlere kıyasen ticaret mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerekir. (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, s.250). Yüksek Yargıtayımızın üst sınır ipoteklerinde son kararlarıyla benimsediği çözüm, ipoteğin kapsadığı üst sınırı yansıtan miktarın üzerindeki alacak kesiminin adi alacak olarak kabul edilmesi doğrultusundadır. Alacaklı, ipoteğin üst sınırından daha fazla alacağı bulunduğu iddiasıyla -özellikle faiz, komisyon, vekalet ücreti vb gibi alacağın eklentileri nedeniyle- üst sınırı aşan alacağını konkordatoya kaydettirdiği ve borçlu da buna itiraz ettiği takdirde, bu konuda oluşan uyuşmazlığın ipoteğin limitle sınırlı olduğu görüşü kabul edildiği takdirde, ticaret mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerekmektedir (m.302/V) (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, s.320).Konkordato borçlusunun aynı zamanda rehin veren olduğu ve alacağın rehinli malın değerinden veya söz gelimi limit ipoteğinde limit tutarından fazla olduğu bir halde, alacaklı, rehinli malın değeri (karş. İİK m. 298, f.2) nispetinde rehinli (rüçhanlı) alacaklı sayılırken, borcun kalan "şahsi" kısmı için adi dolayısıyla konkordatoya tabi alacaklı olarak nitelendirilecektir. Gerek maddi hukukta gerekse cüzi icrada geçerli olan bu çıkarım, konkordato için de aynen muhafaza edilmiştir. Bu çerçevede değişen tek husus, rehin konusuna ilişkin olarak "satış bedeli" yerine, konkordato içinde engel olunan cebri satış nedeniyle "şeyin -projedeki yerine göre belirlenmiş- değerinin" geçmiş olmasıdır (İİK m.298, f.1) (Öztek S./Budak A.C./Yücel M.T./Kale S./Yeşilova B., Yeni Konkordato Hukuku, 3. Baskı, Ankara 2023, s. 410). Alacaklı ... Bankası tarafından 3.249.486,75 TL alacak bildiriminde bulunulmuş, borçlu 2.055.438,64 TL'yi kabul ettiğini beyan etmiştir. Komiser heyeti, alacaklı vekilinin itirazları üzerine çekişmeli alacaklara yönelik raporlarında, banka tarafından çekişmeli alacağına ilişkin talep edilen alacak tutarına nasıl ulaşıldığını gösterir şekilde belge sunulmaması nedeniyle alacak tutarının şirketin bilançosunda tespit edilen 2.055.438,64 TL olarak kabulünün gerektiği, bu tutara 153.535,92 TL faiz hesaplandığı ve toplam alacak tutarının 2.208.974,56 TL olduğu, alacaklı ... Bankasının... plakalı araç üzerinde 722.454,00 TL, ... plakalı araç üzerinde 922.789,00 TL rehni bulunduğundan rehinli alacak toplamının 1.645.243,00 TL olduğu, bu durumda konkordato nisabında dikkate alınması gereken alacak tutarının 563.731,56 TL (2.208.974,56 TL - 1.645.243,00 TL) olduğu belirtilmiş, mahkemece aynı yönde karar verilmiştir. Rehin tutarı tüm alacağı karşılamadığı için rehin tutarını aşan kısmın adi alacak olarak değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.3-Tasdik koşullarının oluşmadığı itirazı;Alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 302. maddesinde, konkordatonun tasdiki şartları ise aynı kanunun 305. maddesinde düzenlenmiştir.İİK 302/son konkordato komiserinin alacaklılar toplantısını izleyen 7 günlük katılma süresinin bitmesinden itibaren en geç 7 gün içinde gerekçeli raporuyla birlikte oluşturduğu konkordato işlemlerini kapsayan dosyaları, mühlet bitmeden önce ticaret mahkemesine sunacağını öngörmektedir. Prosedürün bunu izleyen kesiti, konkordatonun son aşamasını oluşturmakta ve ticaret mahkemesinin konkordatonun tasdik edilip edilmeyeceği bakımından yapacağı yargılama ile bunun sonucunda vereceği karara ilişkin bulunmaktadır. Konkordatonun tasdikine ilişkin yargılama, maddi hukuk yargılaması olmayıp, kendine özgü bir tasdik işlemi niteliğindedir. Tasdik yargılaması sonucunda oluşturulacak karar, daha çok konkordato prosedürünün yasal koşullara uygun yürütülüp yürütülmediğinin ve konkordatonun unsurlarının kanunun öngördüğü anlamda oluşup oluşmadığının saptanmasına ilişkin belirleyici nitelik taşıyan, tasdik faaliyetinin yürütüldüğü bir yargı işlevi özelliğini taşımaktadır. Bu nedenle tasdik yargılaması, özellikle komiserlik tarafından yapılan işlemlerin yasanın öngördüğü doğrultuda gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin denetlenmesini de içerir (Altay,Sümer / Eskiocak,Ali, Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 5.Bası, İstanbul 2019, s.334).İİK'nın 305. maddesinde hükme bağlanan konkordato koşullarının kümülatif olarak bir arada bulunması halinde mahkeme konkordatoyu tasdik edecektir. Mahkemenin bu aşamada geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır ve tasdik yargılamasında re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Mahkeme, tasdik yargılamasında konkordato projesini kontrol edecek, konkordato sürecinde yapılması gereken işlemlerin zamanında ve kanuna uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetleyecektir. Şekli inceleme kapsamında yapacağı en önemli tespit,komiserin süresi içinde dosyayı kendisine teslim edip etmediğidir. İçerik olarak dikkatle araştırması gereken husus ise borçlunun alacaklılar arasında dengeyi koruyup korumadığıdır (Öztek S./Budak A.C./Yücel M.T./Kale S./Yeşilova B., Yeni Konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019, s. 539).İİK 305.maddesinde konkordato projesinin tasdiki için gerekli şartlar sayılmıştır. İİK'nun 305. maddesinin ilk fıkrasının (a) bendinde konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olması, (b) bendinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olması şartı düzenlenmiştir. Burada hedeflenen amaç konkordatonun, alacaklıları iflastan daha kötü bir noktaya taşımamasıdır. Mahkemenin bu değerlendirmeyi yaparken, tasdik yargılamasında borçlunun karar aşamasına yakın bir dönemdeki mal varlığı değerlerini hesaba katmalıdır. Teklif edilen oranın borçlunun mal varlığı ile orantılı olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak bu inceleme kapsamında bilirkişi tarafından ilk olarak borçlunun konkordatoya tabi aktifleri ile pasifinin belirlenmesi gerekmektedir. Borçlunun konkordato teklifi değerlendirilirken dikkate alınacak olan aktifleri, konkordatoya tabi borçları karşılaması mümkün olan net aktifleridir. Konkordatoya tabi olmayıp, tamamen ödenmesi gereken rehinli, imtiyazlı ve kamu alacaklarının borçlunun brüt aktifi kabul edilen tüm aktiflerden indirilmesi ve bu işlemin sonunda konkordato bakımından göz önünde tutulması gereken net aktife ulaşılması gerekmektedir (Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 529-531). Davacı şirketin 12 adi alacaklısının bulunduğu ve toplam alacak tutarının 12.845.533,34 TL olduğu, 9.268.874,89 TL alacağı olan 9 alacaklının "kabul" oyu kullandığı, 3.576.658,45 TL alacak tutarına sahip 3 alacaklı (... A.Ş., ... A.Ş., ... A.Ş.) oy kullanmadığı için ret olarak değerlendirildiği, bu durumda projenin alacaklı sayısı itibariyle %75, alacak tutarı itibariyle %72,15 oranında kabul edildiği, gerek komiser heyetinin nihai raporunda gerekse bilirkişi raporunda konkordatonun iflas haline nazaran alacaklıların lehine olduğunun tespit edildiği, davacı şirketin konkordato kaynakları 25.577.919,25 TL, borçlar toplamı 24.966.550,51‬ TL olup 611.368,74 TL kaynak fazlası olduğu, raporlarda ise bu tutarın ihtiyaten elde bulundurulmasında fayda olduğuna işaret edildiği yani konkordato projesinde öngörülen teklifin kaynaklarla orantılı olduğu, teminata bağlanması gereken borcunun olmadığı, tasdik harcının yatırıldığı anlaşılmakla, tasdik koşullarının oluştuğu tespit edilmiştir. 4-Ödeme planının açık ve adil olmadığı, alacaklıların zararına sebep olduğu itirazı;Mahkemece konkordatoya tabi borçların Haziran 2023 tarihinden başlamak üzere 1 yıl içinde 2 aylık periyotlar halinde faizsiz olarak ödenmesine, Konkordato Komiser Heyetinin 13/03/2023 Havale Tarihli Gerekçeli Raporun Ek 12'de yer alan ödeme listesi kararın eki sayılmasına karar verilmiştir. Konkordato süreci alacaklılar arasında eşitlik ilkesine dayalı olarak yürütülür. Konkordatoda alacaklılar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın benzer durumda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulması ve alacaklıların tatmin edilmesinde de aynı ilkelerin gözetilmesi gerekir. Karar ve Konkordato Komiser Heyetinin 13/03/2023 Havale Tarihli Gerekçeli Raporu Ek 12'de yer alan ödeme listesi incelendiğinde; her bir alacaklının toplam alacağının 7 eşit taksite ayrıldığı (2023/6, 2023/8, 2023/10, 2023/12, 2024/2, 2024/4, 2024/6 dönemleri), alacaklılar arasında eşitlik ilkesi gözetilerek ödeme planı oluşturulduğu ve konkordato projesinin İİK 302 ve 305.maddesi uyarınca yeterli çoğunlukla kabul edildiği, 1 yıllık ödeme süresinin makul olduğu anlaşılmakla bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir.5-... A.Ş.'nin konkordatonun feshi talebi; İİK'nın konkordatonun kısmen feshi başlığını taşıyan 308/e maddesinde; "Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir." hükmü yer almaktadır.Konkordatonun feshi davası, konkordatonun tasdiki yargılamasının devamı niteliğinde düşünülemez. Zira tasdik yargılaması hasımsız, niza olgusunun olmadığı çekişmesiz bir yargı işi iken, konkordatonun feshi davasında davacı taraf kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan alacaklı, davalı taraf ise konkordato projesi tasdik edilen borçludur ve nizalı bir davadır. Bu nedenle İİK'nın 308/e maddesi uyarınca konkordatonun feshini isteyen alacaklı tarafından ilk derece mahkemesinde ayrı bir dava açılması gerektiğinden, tasdik kararının istinaf incelemesi sırasında bu hususun istinaf sebebi olarak ileri sürülmesi ve Dairemizce değerlendirilmesi mümkün değildir.Yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususunda re'sen ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmış olup, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilemediği gibi istinaf sebeplerinin yukarıda açıklanan gerekçelerle yerinde olmadığı, dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varıldığından alacaklılar ... A.Ş. ve ... A.Ş.'nin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine, alacaklı... A.Ş.'nin istinaf başvurusunun ise HMK'nın 352/1.ç "başvuru şartlarının yerine getirilmemesi" maddesi uyarınca usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Alacaklılar ... A.Ş. ve ... A.Ş.'nin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alacaklı ... A.Ş.'nin istinaf başvurusunun HMK'nın 352/1.ç maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,3-Alacaklılar tarafından ayrı ayrı yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, alacaklı ... A.Ş. tarafından fazladan yatırılan 738,00 TL istinaf başvuru harcının alacaklıya iadesine,4-Alacaklı ... A.Ş tarafından yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde alacaklıya iadesine, 5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 427,60 TL istinaf karar harcından, alacaklı ... A.Ş tarafından yatırılan 449,75 TL'den mahsubu ile arta kalan 22,15 TL'nin istemi halinde alacaklıya iadesine,6-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 427,60 TL istinaf karar harcından alacaklı ... A.Ş tarafından yatırılan 269,80 TL'nin mahsubu ile bakiye 157,80 TL'nin alacaklıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 7-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf yoluna başvuran alacaklılar üzerinde bırakılmasına, 8-Yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince iade edilmesine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK'nin 361/1. maddesi, 7499 sayılı Yasa'nın 37/1.d maddesi ile değişik 2004 sayılı İİK'nın 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/12/2024