Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN

DAVACI : F1 A.Ş. - A1

VEKİLİ : Av. K1

ASLİ MÜDAHİL : T.C. TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ - A2

VEKİLİ : Av. K2

DAVANIN KONUSU : Konkordato

TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbir

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK.'nun 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:

Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; bir kısım müdahillerin talebi üzerine 05/09/2019 tarihli ara karar ile davacı şirket tarafından verilen teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren önlenmesine karar verildiğini; kararın gerekçesinde yazılı görüşe katılmanın mümkün olmadığını; zîra teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin önlenmesinin 3. kişiyi değil doğrudan borçluyu koruduğunu; İcra ve İflas Kanunu'nun 287. maddesinde, mahkemenin 297. maddesinde ki tedbirlerin yanında borçlunun mal varlığının muhafazası için gerekli gördüğü diğer tedbirleri de alabileceğini açıkça düzenlendiğini; teminat mektuplarının nakde çevrilmesi durumunda borçlunun bankaya olan gayri nakdi riski nakde dönüşecek ve temerrüt faizi işlemeye başlayacağını; temerrüt faizinin işlemesi ile birlikte borçlunun bankaya olan borcu artarak mal varlığında azalmaya yol açacağını; mahkeme tarafından verilen kararın borçlunun mal varlığını korumaya değil mal varlığının azalmasına yol açacağını beyan ederek; 05/09/2019 tarihli ara karardan dönülerek teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin önlenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Yerel mahkeme tarafından 05/09/2019 tarihli ara karar ile; 21/08/2019 tarihli banka teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin önlenmesi şeklindeki ihtiyati tedbir kararından dönülmesine karar verilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI ÖZETİ:

İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; " ... Davacı vekilinin 05/09/2019 tarihli ara karardan dönülerek teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren önlenmesine yönelik talebinin reddine ... " karar verilmiştir.

Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından verilen kararın, borçlunun mal varlığının azalmasına yol açacağını; bu nedenle, verilen kararın hatalı olduğunu beyan ile; yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Asli Müdahil T.C. Tarım ve Orman Bakanlığıvekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; banka teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin önlenmesi kararı, konkordato ilan eden şirketi korumaya yönelik bir karar değil tam tersi teminat mektuplarını veren bankayı korumaya yönelik bir karar olacağını ve bu işlemin konkordatonun amacına aykırı bir işlem olacağını; bu nedenle, yerel mahkemenin teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren önlenmesine yönelik talebinin reddine dair vermiş olduğu kararın usul ve yasaya uygun olduğunu beyan ile; davacı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.

DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 16/09/2019 Tarih - 2019/233 Esassayılı ara kararı ve tüm dosya dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

DAVA; adi konkordato talebine ilişkindir.

Talep, İİK.'nun 287. maddesi uyarınca banka teminat mektuplarının nakte çevrilmesinin tedbiren durdurulmasına ilişkindir.

Mahkemece, 24/05/2019 tarihli 7. ara karar ile teminat mektuplarının nakte çevrilmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmiş, bir kısım müdahillerin bu ara karara itirazı üzerine 05/09/2019 tarihli ara karar ile bu ara karardan dönülmüştür. Davacı vekilinin, 05/09/2019 tarihli ara karara itirazı üzerine 16/09/2019 tarihli ara karar ile itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

İstinaf incelemesi HMK.'nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.

İİK.'nun 287. maddesine göre; "Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286 ncı maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297 nci maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır".

Teminat mektuplarının paraya çevrilmesinin önlenmesi talebinin, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.

Sözleşme, kural olarak alacaklı ile borçlu arasında hüküm ve sonuç doğurur. Sözleşmenin bu niteliğine sözleşmenin nisbiliği ilkesi denmektedir. Sözleşmenin nisbiliği ilkesi mutlak olmayıp istisnası vardır. 6098 sayılı TBK.'nun 128. maddesinde (mülga 818 sayılı BK. m. 110) düzenlenen üçüncü kişinin fiilini üstlenme hükümlerine göre, sözleşmede borçlu alacaklıya karşı kendisinin değil bir başkasının edimini yüklenmektedir. Garanti sözleşmeleri bu hüküm gereğince yapılan sözleşmelerdendir.

Teminat mektubu, niteliği itibari ile üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğinde olan bir garanti sözleşmesidir ("... bankalarca düzenlenen teminat mektupları bir kefalet sözleşmesi değil, BK. 110. maddesinde düzenlenmiş bulunan üçüncü şahsın fiilini taahhüt niteliğinde bir garanti sözleşmesidir." Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, 11/06/1969 tarih, 1969/4-6 66/. Banka Teminat Mektupları ve Kontgarantiler, Prof. Dr. Seza Reisoğlu, Genişletilmiş 3. Baskı, Ankara, 1997, s: 11.)

Teminat mektubunda üç taraflı bir hukuki ilişki bulunmaktadır. Kendisine garanti verilen muhatap, lehine teminat mektubu verilen lehtar ve teminat mektubunu veren banka, bu üçlü hukuki ilişkinin taraflarıdır.

Teminat mektuplarında; üçüncü kişinin fiilini üstlenen garantörün borcu, lehtarın borcundan bağımsız bir borçtur ("Bankanın sıfatı teminat veren olduğundan, taahhüdü esas sözleşmeyi yapan taraflardan ve esas akitten ayrı ve tamamen müstakildir. Bankanın taahhüdü lehtarın borcunun geçerliliğine ve varlığına bağlı olmaksızın garanti taahhüdü olarak tecessüm eder." Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, 13/12/1967 tarih, 66/16 E. 67/77 K. Reisoğlu, s:7,8). Muhataba ödeme yapan banka, lehtarla arasındaki kontrgaranti sözleşmesi uyarınca ödediği bedel için lehtara rücu eder.

Banka teminat mektubunda, bankanın borcu lehtarın borcundan bağımsız olduğundan teminat mektubunun paraya çevrilmesi doğrudan lehtarın malvarlığında bir değişiklik meydana getirmez. Başka bir söyleyişle, lehtarın mal varlığındaki pasifinde bir artışa, aktifinde bir azalmaya neden olmaz. Sadece, konkordato talep eden şirketin gayri nakti borcu, miktar aynı kalmak kaydıyla, nakit borca dönüşür, yani konkordato talep eden şirketin borcu teminat mektubunun tazmininden önce de, sonra da kural olarak aynı kalır, yalnızca alacaklının kimliği değişir.

Konkordato talebi ile birlikte üçüncü kişilerin maddi hukuktan kaynaklanan haklarını kısıtlayan tedbir kararı verilip verilemeyeceğinin de değerlendirilmesi gerekmektedir. İİK.'nun 287-(1) maddesinde, mahkemenin borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü tüm tedbirleri alacağı hüküm altına alınmıştır. Bu hükümde maddi hukuku ilgilendiren tedbirlerle ilgili bir açıklık yoksa da aynı kanunun kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçlarını düzenleyen 294. maddesinde bir kısım düzenlemeler yapılmış, maddi hukuka ilişkin "takas"ın aynı kanunun 200. ve 201. maddesine tabi olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu düzenlemelere göre; konkordato tedbirlerinin sınırlı da olsa maddi hukuktan kaynaklanan hakları da kapsayacağı görülmekte ise de, tedbir kararlarının "en az müdahale prensibi"ne uygun olarak verilmesi gerekmektedir. En az müdahale prensibi, karşı tarafa en az zarar verebilecek önlem, somut olaya göre onun en çok katlanabileceği, en hafif tedbirdir. Bu ilke kapsamında, hâkimin tedbir kararı verirken tarafların menfaat dengesini ve ihtiyatî tedbirin amacını göz önünde bulundurması gerekli ve zorunludur. Bu sebepledir ki; genel hüküm niteliğindeki HMK.'nun 391-(1) maddesi uyarınca, karar verilecek tedbirin, istemde belirtilen sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek bir çerçevede olması, bunun dışına çıkmaması şekliden genel bir ölçü konulmuştur (Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Prof. Dr. Ejder Yılmaz, Yetkin Yayınları, Genişletilmiş 2. Baskı, Ankara, 2013, s:1670) Şüphesiz İİK.nun 287. maddesi kapsamında verilecek konkordato tedbirleri belirlenirken de bu ilkelerin dikkate alınması gereklidir.

Tüm bu açıklamalara göre uyuşmazlık incelendiğinde; teminat mektubunun üç taraflı bir hukuki ilişki içermesi, bankanın borcunun, konkordato talep eden lehtar şirket ile muhatap arasındaki sözleşmeden bağımsız ve müstakil bir borç olması, konkordato mühleti içerisinde verilen tedbirlerin alacaklıların maddi hukuktan kaynaklanan haklarını anılan hükümlerde belirtilen şekilde sınırlı olarak etkilemesinin gerekmesi, teminat mektubunun ödenmesinin konkordato talep eden şirketin pasifinde bir değişikliğe neden olmaması, sadece borçlu şirket karşısında alacaklının değişmesi nedeniyle borçlu-lehtarın konkordato ilan etmesi gerekçesi ile teminat mektubunun ödenmesinin durdurulmasını isteyemeyeceği kanaatine varılmıştır ("Davalı banka, dava dışı borçlunun konkordato mühleti aldığını öne sürerek, teminat mektubu bedelinin ödenmesinin durdurulmasını isteyemez." Yargıtay 11. H.D. 19/04/1990 tarih E. 3112, K. 3509., Uygulamalı İflas ve Konkordato Hukuku Açıklamalı ve İçtihatlı, Gönen Eriş, Aydın Yayınları, Ankara, 1991, s:799). Bu durumda, mahkemece teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir talebini reddetmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur.

Gerekçeli karar başlığında; ilgili olarak teminat mektubu muhatabının ünvan ve adresinin gösterilmemesi nedeni ile istinaf dilekçesinin muhataba tebliğ edilmeden dosyanın dairemize gönderilmiş olması, dairemizin 06/11/2019 tarih 2019/1696 E. 2019/1125 K. sayılı kararı ile 6100 sayılı HMK.'nun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu belirlenerek istinaf dilekçesinin tebliği için dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince bu eksikliğin tamamlandığı anlaşılmış ve istinaf istemi esastan incelenmiştir. İstinaf isteminin esasının incelenmesinin yanı sıra; tarafların hukuki dinlenilme hakkının yargılamanın her aşamasında düşünülmesi ve yine 6100 sayılı HMK.'nın 30. maddesinde düzenlenen usul ekonomisi ilkesi kapsamında zaman yönünden de usul ekonomisine dikkat edilmesi gerektiği anlaşılmakla, gerekçeli karar başlığı ile mahkemenin ara karardan sonraki işlemleri eleştirilmekle yetinilmiştir.

Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.'nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-HMK.'nun 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,

2-Bakiye 10,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK.'nun 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,

3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,

4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,

5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK.'nun 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,

6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,

8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

İlişkin; 6100 sayılı HMK.'nun 353-(1)-b)-1) ve 362-(1)-f) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/02/2020