BAŞVURUNUN KONUSU :Davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen 2019011666NA0000001-2 sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davada; dava konusu 20190116...00001 sayılı ödeme emri içeriği amme borçlarının asıl borçlu mükellef şirketten tahsiline ilişkin olarak bir önceki aşamada şirket hakkında düzenlenen 2002....10100894, sayılı ödeme emrinin 10/05/2002 tarihinde, 2002...10113858-10120283 sayılı ödeme emirlerinin 26/12/2007 tarihinde ilanen, 2003...10131209 sayılı ödeme emrinin 07/07/2003 tarihinde tebliğ edildiği, mükellef şirket tarafından vergi borçlarının ödenmemesi üzerine hakkında malvarlığı araştırması yapıldığı ve adına kayıtlı herhangi bir malvarlığına rastlanılamadığı, diğer yandan; dava konusu 20190116...00001 sayılı ödeme emri içeriği amme borçlarının, asıl borçlu mükellef şirket tarafından 2003 yılında 4811 sayılı yasa kapsamında, 22/03/2011 tarihinde 6111 sayılı yasa kapsamında ve 2014 yılında 6552 sayılı yasa kapsamında davalı idareye başvuruda bulunarak yapılandırdığı, İstanbul 4. Vergi Mahkemesi ara kararı neticesinde, mükellef şirket tarafından 2014 yılında 6552 sayılı yasa kapsamında vergi borçlarına yönelik olarak yapılan yapılandırmada, 20190116...00001 sayılı ödeme emri içeriği amme borçlarının da yapılandırıldığının anlaşıldığı, dosyada yer alan 14/10/1999 tarih ve 4898 sayılı Türkye Ticaret Sicili Gazetesinin incelenmesinden, davacının 11/Ekim/1999 tarihinden itibaren 11/Ekim/2002 tarihine kadar 3 yıl süre ile şirketin kanuni temsilcisi olarak seçildiği, bu hususun 14/10/1999 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği, davacının ilgili dönemlerde mükellef şirketin kanuni temsilcisi olduğu, dava konusu edilen 20190116...00001 sayılı ödeme emri içeriği borçlar mükellef şirket tarafından 2014 yılında yapılandırıldığından, tahsil zamanaşımını kesen söz konusu bu durum sebebiyle tahsil zamanaşımının 2014 yılında kesildiği ve 2014 yılını takip eden 2015 yılından itibaren 5 yıllık sürenin yeniden işlemeye başladığı anlaşılmış olduğundan, şirketten tahsil edilemeyen ve tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının tahsili için ilgili dönemde şirketin kanuni temsilcisi olan davacı adına tahsil zamanaşımı süresi içerinde, 2019 yılında düzenlenen ve tebliğ edilen 20190116...00001 sayılı ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu 20190116...00002 sayılı ödeme emri içeriği amme borçlarının asıl borçlu mükellef şirketten tahsiline ilişkin olarak bir önceki aşamada şirket hakkında düzenlenen 20040113....0010187624-20030904....10177276 sayılı ödeme emrinin 30/01/2004 tarihinde, 20080117....10432153- 20060223.....10194415 sayılı ödeme emirlerinin 15/12/2008 tarihinde (ilanen) tebliğ edildiği, mükellef şirket tarafından vergi borçlarının ödenmemesi üzerine hakkında malvarlığı araştırması yapıldığı, adına kayıtlı herhangi bir malvarlığına rastlanılmadığı, vergi borcunun mükellef şirketten tahsil edilememesi üzerine davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla dava konusu 20190116...00002 sayılı ödeme emrinin düzenlendiği, dosyada yer alan 14/10/1999 tarih ve 4898 sayılı Türkye Ticaret Sicili Gazetesinin incelenmesinden, davacının 11/10/1999 tarihinden 11/10/2002 tarihine kadar 3 yıl süre ile şirketin kanuni temsilcisi olarak seçildiği, bu hususun 14/Ekim/1999 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği, dava konusu 20190116...00002 sayılı ödeme emri içeriği amme borçlarının ait dönemlerde davacının kanuni temsilcilik görevinin sona erdiği, ilgili dönemde şirketin kanuni temsilcisi olmadığı, bu durumda, şirketten tahsil edilemeyen ve tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının tahsili için davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen 20190116...00002 sayılı ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar veren İstanbul 4. Vergi Mahkemesi Hakimliği'nin 10/09/2019 tarih ve E:2019/395, K:2019/1588sayılı kararına davacı ve davalı idare tarafından istinaf başvurularında bulunularak, kararın aleyhe olan kısımlarının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ :Taraflarca savunma dilekçesi verilmemiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren İstanbul Altıncı Vergi Dava Dairesi'nce dosyadaki belgeler incelenip davacı ve davalı idare tarafından yapılan istinaf başvuruları hakkında işin gereği görüşüldü:
Dava; davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen 2019011666NA0000001-2 sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılmıştır.
6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkındaki Yasa'nın 55. maddesinde; amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün içinde ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, "Ödeme Emrine İtiraz" başlıklı 58. maddesinde de; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi mahkemesi nezdinde itirazda bulunabilecekleri kurala bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde; tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilciler, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, bu kişilerin bu ödevlerini yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin vergi veya sorumlularının malvarlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin malvarlıklarından alınacağı hükme bağlanmıştır.
Yukarıda anılan yasal düzenleme uyarıncakanuni temsilci için öngörülen sorumluluk, kusura dayalı bir sorumluluk olduğundan, dayanağı vergi borcu olan kamu alacağının, kanuni temsilcinin yasa ile kendisine yüklenen ödevleri yerine getirmemesinden doğmuş bulunması gerekmektedir.
Asıl borçlu F1 Pastacılık Kafe ve Unlu Mamülleri Gıda Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi'ne ait Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi örneklerinin incelenmesinden, davacının, 11.10.1999 tarihinde tescil edilen ana sözleşme ile kurulan şirketin kurucu ortağı olup ilk 3 yıl için şirket müdürü seçildiği, bu hususun 14.10.1999 tarihinde ilan edildiği, 25.04.2003 tarihli ortaklar kurulu kararıyla K1'nin 2 yıl süre ile şirketi temsile yetkili kılındığı, bu hususun 28.04.2003 tarihinde tescil edildiğinin 01.05.2003 tarihinde ilan edildiği, Beşiktaş 14. Noterliği'nin 06.05.2003 tarih ve 03950 sayılı hisse devir sözleşmesi ile davacının hisselerinin tamamını devrettiği, 27.10.2009 tarihli ortaklar kurulu kararıyla şirketin tasfiyesine ve tasfiye memurluğuna K2'ın atanmasına karar verildiği görülmüş olup, dava dosyasında tasfiye halinin sona erdiğine dair herhangi bir bilgi-belge bulunmamaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden, asıl borçlu şirketin dava konusu ödeme emirleri içeriğinde yer alan borçlar da dahil olmak üzere vergi borçlarını 22/03/2011 tarihinde kabul edilen başvurusu üzerine 6111 sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca, 21/11/2014 tarihinde kabul edilen başvurusu üzerine de 6552 sayılı Kanun kapsamında yapılandırıldığı, takside bağlanan borçların vadesinde ödenmemesi üzerine şirketten tahsil imkanı bulunmadığından bahisledavacı adına kanuni temsilci sıfatıyla dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, 6111 sayılı Kanun ve 6552 sayılı Kanun uyarınca yapılan yapılandırmalar sonucu şirkete ait kamu alacaklarına ilişkin yeni bir hukuki durum ortaya çıkmışolup yapılandırma sırasında borçlu şirketle ilişkisi bulunmayan davacının söz konusu borçlar nedeniyle sorumlu tutularak adına düzenlenen ödeme emirleriyle takibe alınmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle;karşılıklı istinaf başvurularının kabulüne,İstanbul 4. Vergi Mahkemesi'nin istinaflara konu edilen 10/09/2019 tarih ve E:2019/395, K:2019/1588 sayılı kararının; dava konusu 20190116...00001 sayılı ödeme emrinin iptali isteminin reddine yönelik hüküm fıkrasınadavacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulüne,kararın bu kısım yönünden kaldırılmasına, bu kısım yönündendavanın kabulüne,dava konusu 20190116...00002 sayılı ödeme emrinin iptali isteminin kabulüne yönelik hüküm fıkrasına davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulüne,kararın bu kısım yönünden kaldırılmasına, bu kısım yönünden yukarıda belirtilen gerekçe uyarıncadavanın kabulüne, sonuç olarak; davanın kabulüne,dava konusu ödeme emirlerinin iptaline, davacı tarafından yapıldığı anlaşılan ve aşağıda dökümü gösterilen 353,85-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.890,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine, istinaf aşamasında davalı idare tarafından yapılan 35,20-TL istinaf yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına, tahsil edilen posta avansından artan kısmın ilgilisine iadesine, kararın taraflara tebliği için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 45. maddesinin 6. fıkrası uyarınca 17/07/2020 tarihinde oybirliğiyle kesin olarakkarar verildi.