İSTEMİN ÖZETİ :Davacının, Tasfiye Halinde F1 Uluslararası Gıda Ticaret Limited Şirketinden tahsil edilemeyen kamu alacakları için kanuni temsilci sıfatıyla banka hesabı üzerine konulan e-haciz işleminin iptali istemiyle açtığı davada; asıl borçlu şirketten alınabilme imkanı kalmayan ve usulüne uygun olarak kesinleştiği anlaşılan kamu alacaklarının, bu alacakların ait olduğu dönemde asıl borçlu şirketin kanuni temsilcisi olduğu anlaşılan ve söz konusu alacakların ödenmesinden sorumlu bulunan davacıdan tahsili amacıyla ödeme emirlerinin düzenlendiği ve 1998/1-6 dönemini kapsayan ilgili ödeme emirlerine ilişkin olarak Adana 1. Vergi Mahkemesi'nce açılan davaların retle sonuçlandığı, bunun üzerine davacıya yargı harçlarıyla haksız çıkma zammı için düzenlenen ödeme emrinin de usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinin görüldüğü, davacının hakkında yargı kararı bulunan kanuni temsilciliğinden kaynaklı söz konusu ödeme emirlerinin dayanağı olan amme borcuna ve yargı harçlarıyla haksız çıkma zammından kaynaklı şahsi borcuna ilişkin olarak hakkında tesis edilen e-haciz işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı; davalı idarenin savunma dilekçesinde 1997 dönemini de kapsayan borçlardan bahsedildiğinin görülmesi üzerine Mahkemece yapılan ara kararla dava konusu işlemin 1997 dönemine ilişkin borçları kapsayıp kapsamadığının sorulduğu, davalı idare ara karar cevabında, davacı hakkında tesis edilen haciz işlemine esas amme alacağının 1997 ve 1998 yıllarını kapsayan toplam 2.590.769,66-TL olduğu, ancak 1997 yılına ilişkin ödeme emirlerinin dava konusu edilmiş olması nedeniyle vergi mahkemesi kararına istinaden iptal edildiği, bu nedenle e-haciz işlemine konu 1998 dönemini kapsayan borç miktarının 1.564.440,94-TL olduğunun belirtildiği, davacı hakkında tesis edilen haciz işlemine esas amme alacağının 1998 dönemi borçlarının yanısıra borcunun bulunmadığı 1997 dönemini de kapsadığı görülmekle, tesis edilen haciz işleminin 1997 dönemini kapsayan kısmı yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin Adana 2. Vergi Mahkemesi'nce verilen 31/01/2017 gün ve E:2016/1201, K:2017/78 sayılı kararın davanın reddine ilişkin kısmına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair Dairemizin 05/06/2017 gün ve E:2017/473, K:2017/1035 sayılı kararının, Danıştay Dokuzuncu Dairesi'nin 11/03/2020 gün ve E:2017/2566, K:2020/1724sayılı kararı ile bozulması üzerine dava dosyasının bozma sebepleri yönünden yeniden incelenmesinden ibarettir.
DAVACI SAVUNMASININ ÖZETİ :Savunma verilmemiştir.
DAVALI İDARE SAVUNMASININ ÖZETİ :Savunma verilmemiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesi'nce, Adana 2. Vergi Mahkemesi'nce verilen 31.01.2017 tarih ve E:2016/1201, K:2017/78 sayılı kararın "davanın reddine" ilişkin kısmına yapılan istinaf başvurusunu reddeden Dairemizin 05/06/2017 gün ve E:2017/473, K:2017/1035 sayılı kararının, Danıştay Dokuzuncu Dairesi'nin 11/03/2020 gün ve E:2017/2566, K:2020/1724 sayılı kararı ile bozulması üzerine, dava dosyası incelendi ve bozma kararına uyularak gereği görüşüldü:
Adana 2. Vergi Mahkemesi'nce verilen 31.01.2017 tarih ve E:2016/1201, K:2017/78 sayılı kararın "davanın kabulüne" ilişkin kısmına davalı idarece yapılan istinaf başvurusunun Dairemizce verilen 05.06.2017 tarih ve E:2017/473, K:2017/1035 sayılı kararı ile reddedilmesi üzerine, yapılan temyiz başvurusunun da Danıştay Dokuzuncu Dairesi'nin 11.03.2020 tarih ve E:2017/2566; K:2020/1724 sayılı kararı ile reddedilip, kararın ilgili kısmının onandığı görüldüğünden, kararın davanın kabulüne ilişkin kısmı kesinleşmiştir.
İstinafa konu Mahkeme kararının "davanın reddine" ilişkin kısmına davacı tarafından yapılan istinaf talebi açısından;
Dava, asıl amme borçlusu Tas. Halinde F1 Uluslarası Gıda Tic. Ltd. Şti'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla takip edilen davacının banka hesapları üzerine uygulanan e-haciz işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10. maddesinde; tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıfların ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, maddenin ikinci fıkrasında da; birinci fıkrada yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının malvarlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı belirtilmiştir.
6183 sayılı Kanun’un 62. maddesinde, borçlunun mal bildiriminde gösterilen ve tahsil dairesince tespit edilen borçlu ve üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı, 64. maddesinde de, haciz muamelelerinin tahsil dairelerince düzenlenen ve alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memuru veya tevkil edeceği memur tarafından tasdik edilen haciz varakalarına dayanılarak yapılacağı hükümleri düzenlenmiştir.
6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun "Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan amme alacakları" başlıklı 3. maddesinde, bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, resen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; vergilerin/gümrük vergilerinin % 50’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin % 50’si, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçileceği, bu madde hükmünden yararlanmak için başvuruda bulunan ancak bu Kanunda belirtilen ödeme şartını yerine getirmeyen borçlulardan ilk tarhiyata/tahakkuka göre belirlenen alacakların başka bir işleme gerek olmaksızın takip edileceği; aynı Kanunun "Süresinde ödenmeyen taksitler" başlıklı 19 uncu maddesinde ise, bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılacağı, süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkının kaybedileceği, bu Kanunun 15 inci ve 16 ncı maddeleri ile 17 nci maddesinin yedinci fıkrası hariç olmak üzere bu Kanun kapsamına giren alacakların birinci fıkrada belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması halinde, bu Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla borçluların ödedikleri tutarlar kadar bu Kanun hükümlerinden yararlanacağı ifade edilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, asıl amme borçlusu "Tas. Hal. F1 Uluslararası Gıda Tic. Ltd. Şti."hakkında bir kısım alışlarını sahte faturalarla belgelendirdiğinden bahisle hakkında vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarının yapıldığı, cezalı tarhiyatlara karşı açılan davaların vergi mahkemesince reddi üzerine düzenlenen iki(2) nolu ihbarnamelerin de tebliğ edildiği, şirketin talebi üzerine 6111 sayılı kanundan yararlandırılarak borcun taksitlendirilmesine karşın ödenmediği, borcun cebren takip ve tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin de borçlu şirkete tebliğine karşın borcun ödenmediği, şirket hakkında yapılan malvarlığı araştırmaları sonucunda ise, şirketin haczi kabil herhangi bir malının bulunmaması nedeniyle dava konusu kamu alacağının ilgili olduğu 1998/1-6 dönemlerinde kanuni temsilcilik görevinde bulunan davacıdan tahsiline yönelik ödeme emirlerinin düzenlendiği, söz konusu ödeme emirlerine karşı Adana 1. Vergi Mahkemesi'nde açılan davaların retle sonuçlandığı ve Danıştay 3. Dairesi tarafından onandığı, bunu müteakip davacıya ayrıca yargı harçlarıyla haksız çıkma zammından kaynaklı ödeme emri düzenlenip usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davacının hem kanuni temsilci sıfatıyla hem de yargı harçlarıyla haksız çıkma zammından kaynaklı şahsi borcu için haciz varakaları düzenlenerek, ilgili kamu alacağının tahsili amacıyla 10.06.2016 tarihinde davacının banka hesabına konulan e-haciz işleminin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, davacının kanuni temsilcisi olduğu şirket tarafından verilen 26/05/2011 tarihli dilekçe ile yukarıda yer verilen yasa hükümleri uyarınca vergi borcunun yapılandırılması sonucu yapılandırılan kamu borcunun ödenmemesi halinde yeni bir hukuki durum ortaya çıkması nedeniyle 6111 sayılı Kanuna göre belirlenip ödenmeyen tutarlar üzerinden amme alacağının takip ve tahsil edilmesi için öncelikle şirket adına ödeme emri düzenlenmesi, buna rağmen amme alacağının tahsil imkanının kalmadığının saptanması durumunda 6111 sayılı Yasa'dan yararlanılan dönemlerde şirketi temsile yetkili kanuni temsilciye gidilmesi gerektiği açık olup, bu haliyle söz konusu yöntem izlenmeden davacı adına uygulanan e-haciz işleminde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacı istinaf başvurusunun kabulüne, Adana 2. Vergi Mahkemesi'nce verilen 31/01/2017 gün ve E:2016/1201, K:2017/78 sayılı kararının davanın reddine ilişkin kısmının kaldırılmasına, sonuç itibariyle davanın kabulüne, dava konusu e-haciz işleminin iptaline, davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 428,20-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, davalı idarenin yatırdığı posta avansından karşılanan toplam 163,35-TL yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.450,00-TL Vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, temyiz aşamasında davacıdan fazladan alınan 17,90-TL başvuru harcının davacıya ödenmesine, artan posta ücretinin karar kesinleştikten sonra taraflara iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, 14/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.