İstemin Özeti : Sakarya 1. İdare Mahkemesince verilen 29/03/2012 tarihli ve E:2011/1482; K:2012/249 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi : K1
Düşüncesi :Kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, Erenler İlçe Gıda, Taım ve Hayvancılık Müdürlüğünde veteriner sağlık teknisyeni olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/A maddesi uyarınca uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 28/10/2011 tarihli ve 1546 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, aşıları ve veteriner hekim raporları olmadığı halde davacı tarafından sistem üzerinden Düzce İline gönderilen hayvanların kulaklarında kulak küpelerinin olmadığı, gönderilen hayvanların kulaklarında yabancı menşeli kulak küpelerine ait pimlere rastlandığı, gönderilen hayvanların yaş ve ırk özelliklerinin örtüşmediği ve hayvanların Düzce İli müdürlüğünce aktarılmasının talep edilmediğinin tespit edilerek, davacının kayıtlarda yer alan hayvanlardan başkalarının gönderilmesine sebep olduğu sabit olup, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri Bitki ve Yem Kanunu, Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu ve Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü talimatlarına aykırı hareket eden davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun “Disiplin cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller” başlıklı 125. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinde, "Uyarma" cezasının memura, görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesi şeklinde tanımlanmıştır.
Disiplin cezası verilmesine dayanak teşkil eden eylemin tereddüde yer bırakmayacak şekilde delilleriyle ortaya konulması, bu eylemlerin disiplin cezası gerektiren ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinde sayılan hangi fiil ve haller kapsamında görüldüğünün belirtilmesi disiplin hukukunun esasına ilişkin en temel iki öge olup ancak bu iki verinin davalı idarece işlemin tesisinde açıkça ortaya konulması durumunda, gerek eylemin sübut bulup bulmadığı, gerekse sübut bulan eylemin ceza verilmesini gerektirir fiil veya hal kapsamında olup olmadığı yargı merciince incelenerek hukukilik denetimi yapılabilecektir.
Dosyanın incelenmesinden, Erenler İlçe Gıda, Taım ve Hayvancılık Müdürlüğünde veteriner sağlık teknisyeni olarak görev yapan davacının, "Aşılanmadığı, menşe şehadetnameleri ve veteriner sağlık raporları bulunmadığı halde 45 adet hayvanı Türkvet kayıt sistemi üzerinden Düzce İline naklettiği''nden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/A maddesi uyarınca uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 28/10/2011 tarihli ve 1546 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda; davacının, Erenler İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından 28/10/2011 tarihli ve 1546 sayılı işlem ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/A maddesi uyarınca uyarma cezası ile cezalandırıldığı ancak; dava konusu işlemde yukarıda yer alan eylemlerin, uyarma cezasını gerektiren ve 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin alt bentlerinde sayılan fiill ve hallerden hangisine uyduğunun idarece belirtilmediği, eyleme karşılık gelen uyarma cezasını gerektiren fiil ve halin anılan alt bentlerinde yer alan hangi tanıma uyduğunun açıkça ortaya konulmadığı, hangi fiil veya hale ilişkin tanım kapsamında olduğunun ifade edilmediği görülmekte olup, disiplin cezasını gerektirir fiil ve halin mevzuatta tek tek sayılan tanımlardan hangisi olduğu açıkça ortaya konulmadan disiplin cezası verilmesi durumunda, gerçekleştirilen eylemin hangi tanım çerçevesinde değerlendirileceği belirtilmemiş olacağından işlemin hukukilik denetimini varsayımsal hale getireceği ve bunun da hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayacağı açıktır.
Bu duruma göre, sübut bulan eyleme karşılık gelen uyarma cezasını gerektiren fiil ve halin 125. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin alt bentlerinde yer alan hangi tanıma uyduğunun açıkça ortaya konulması gerekirken, herhangi bir alt bent belirtilmeksizin ''uyarma'' cezası verilmesine ilişkin işlemde ve bu işleme karşı açılan davanın reddine ilişkin idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 05/04/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.