Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

4458 sayılı Kanun’un 197'nci maddesinin 4'üncü fıkrasında belirtilen dava ve ceza zamanaşımı süreleri, gümrük, katma değer ve özel tüketim vergisi ek tahakkukuna karşı açılan davalarda uygulanacağından, işlem tesisine neden olan fiilin aynı zamanda suç oluşturup oluşturmadığı ve Türk Ceza Kanunu’nda öngörülen ceza zaman aşımı sürelerinin olaya uygulanması gerekip gerekmediği konusunda değerlendirme yapılmaksızın verilen ısrar kararının hukuka uygun görülmediği hakkında.

Temyiz Eden  : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına

Mersin Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğü

Vekili              : Av.…, Av.…

Karşı Taraf      : … Elektronik Sanayi Ticaret Limited Şirketi

Vekili              : Av. …

İstemin Özeti : Davacı adına tescilli 11.12.2002 gün ve 10690 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın kıymetinin noksan beyan edildiğinden bahisle yapılan gümrük, katma değer ve özel tüketim vergileri ek tahakkukuna vaki itirazın reddi yolundaki işlem davaya konu yapılmıştır.

Davayı inceleyen Mersin 1.Vergi Mahkemesi 26.08.2009 günlü ve E:2008/898, K:2009/1058 sayılı kararıyla;  4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 197'nci maddesinin 2'nci fıkrasında, gümrük vergilerine ilişkin tebligatın gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içinde yapılacağının belirtildiği, davaya konu ek tahakkukun zamanaşımı süresi içinde yapılıp yapılmadığının tespiti amacıyla 18.06.2008 tarihli ara kararı ile davalı idareden davacı şirket yetkilileri hakkında dava konusu beyannameyle ilgili olarak başlatılmış herhangi bir ceza soruşturması ya da kovuşturması bulunup bulunmadığı, varsa buna bağlı olarak ilgilisi hakkında ceza davası açılıp açılmadığının sorulması üzerine gelen cevabi yazıdan; dava konusu beyannameye ilişkin 19.02.2008 tarih ve 88-100/03 sayılı soruşturma raporunun düzenlenerek Cumhuriyet Savcılığına gönderildiği Mersin Muhakemat Müdürlüğünün 16.07.2009 tarih ve 5764 sayılı yazısında ise söz konusu raporun 2007/9474 hazırlık esasına kaydedildiğinin anlaşıldığı, dava konusu beyanname ile ilgili olarak açılmış bir ceza davası bulunmadığından, 11.12.2002 tarihinde tescil görmesi nedeniyle bu tarihte doğan gümrük yükümlülüğü için davalı idarece bu tarihten itibaren üç yıl içinde ve en son 11.12.2005 tarihinde ek tahakkuk tebliği yapılması gerekirken bundan çok sonra 28.05.2008 tarihinde tebligatı yapılan ek tahakkukta zamanaşımı bulunduğu gerekçesiyle davaya konu işlemi iptal etmiştir.

Gümrük idaresinin temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi, 11.10.2012 günlü ve E:2009/8623, K:2012/4314 sayılı kararıyla; 4458 sayılı Kanun’un 181'inci maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinin 1 ve 2'nci ile 197'nci maddesinin 2 ve 4'üncü fıkralarına göre; doğduğu tarihten itibaren üç yıl içinde tebliğ edilemeyen gümrük vergilerinin zamanaşımına uğrayacağı ancak, gümrük vergileri alacaklarının ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve suçun zamanaşımının daha uzun bulunması halinde, bu alacakların, Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zamanaşımı süreleri içinde kovuşturulup tahsil edilmesinin mümkün olduğu ve bunun için de, vergiyi doğuran olay nedeniyle ilgililer hakkında açılmış bir ceza davasının bulunup bulunmadığının, açılmışsa davanın sonucunun araştırılarak ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, Dairelerinin 2010/4709 esasına kayıtlı dosyanın incelenmesinden davacı şirket yetkilileri hakkında Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/58 esasına kayıtlı dosyasında ceza davası açıldığı anlaşıldığından; dava hakkında karar verilebilmesi için, söz konusu ceza davasının, ek tahakkuka dayanak alınan serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile ilgisinin araştırılması ve ilgili bulunması halinde, anılan davanın sonucunun beklenilmesinin zorunlu olduğu, gerekçesiyle kararı bozmuştur.

Bozma kararına uymayan Mersin 1. Vergi Mahkemesi, 10.05.2013 günlü ve E:2013/181, K:2013/826 sayılı kararıyla; ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.

Israr kararı gümrük idaresi tarafından temyiz edilmiş ve gümrük yükümlülüğünün doğduğu olayla ilgili olarak ceza mahkemesi tarafından verilen kararının temyiz edildiği ve henüz kesinleşmediği ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti  : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi : Murat GÜNGÖR

Düşüncesi  : Davaya konu işlem tesisine neden olan fiilin aynı zamanda suç oluşturup oluşturmadığı ve Türk Ceza Kanunu’nda öngörülen ceza zaman aşımı sürelerinin olaya uygulanması gerekip gerekmediği konusunda değerlendirme yapılmaksızın verilen ısrar kararı hukuka uygun görülmediğinden, temyiz isteminin kabulüyle, ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Davacı adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın kıymetinin noksan beyan edildiğinden bahisle yapılan gümrük, katma değer ve özel tüketim vergileri ek tahakkukuna vaki itirazın reddi yolundaki işlemin iptaline ilişkin ısrar kararı gümrük idaresi tarafından temyiz edilmiştir.

4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 181'inci maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinin 1'inci fıkrasında; gümrük yükümlülüğünün ithalat vergisine tabi eşyanın serbest dolaşıma girmesiyle doğacağı; 2'nci fıkrasında, gümrük yükümlülüğünün, söz konusu gümrük beyannamesinin tescil tarihinde başlayacağı belirtilmiş; aynı Kanunu’n 197'nci maddesinin 2'nci fıkrasında da, yapılan denetimler sonucunda hiç alınmadığı veya noksan alındığı belirlenen veya 1'inci fıkrada belirtilen şekilde tebliğ edilmeyen gümrük vergilerine ilişkin tebligatın, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içinde yapılacağı; şu kadar ki, gümrük yükümlülüğünün doğduğu olayla ilgili olarak dava açılmasının zamanaşımını durduracağı; 4'üncü fıkrasının olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde de, gümrük vergileri alacaklarının, ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve suçun zamanaşımının daha uzun bulunması halinde, bu alacakların Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zamanaşımı süreleri içinde kovuşturulup tahsil edileceği hükme bağlandığından, ilgililer hakkında tahakkuk ettirilen gümrük vergisinin ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin bulunması ve bunun da, açılan ceza davası sonucunda verilen mahkumiyet kararı ile sonuçlanması halinde; tahakkuk zamanaşımı süresinin, Türk Ceza Kanunu’nda bu suç için öngörülen ceza zamanaşımı süresine göre hesaplanacağı açık bulunmaktadır.

Davacı adına tescilli beyanname muhteviyatı eşya nedeniyle ek olarak tahakkuk ettirilen vergilere ilişkin tebligat, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıllık süre geçirildikten sonra yapılmış ve şirket yetkilileri hakkında Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/58 esasına kayıtlı dosyasında açılan ceza davasının birleştirildiği Mersin Birinci Ağır Ceza Mahkemesinin E:2008/83 sayılı dosyasında 25.10.2011 günlü ve K:2011/433 sayılı kararla beraat kararı verilmiş ise de söz konusu kararın Yargıtay nezdinde temyiz edildiği anlaşıldığından, davaya konu işlem tesisine neden olan fiilin aynı zamanda "suç" oluşturup oluşturmadığı ve Türk Ceza Kanunu’nda öngörülen ceza zamanaşımı sürelerinin olaya uygulanması gerekip gerekmediğinin bu yargısal sürece bağlı olarak değerlendirilmesi gerektiğinden bu değerlendirme yapılmaksızın verilen ısrar kararı hukuka uygun görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile Mersin 1. Vergi Mahkemesinin, 10.05.2013 günlü ve E:2013/181, K:2013/826 sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,  26.03.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında yerinde ve vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.