TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …,
Av. …, Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 26/11/2020 tarih ve E:2017/3748, K:2020/5479 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 29/09/2017 tarih ve 30195 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çalışan Buluşlarına, Yükseköğretim Kurumlarında Gerçekleştirilen Buluşlara ve Kamu Destekli Projelerde Ortaya Çıkan Buluşlara Dair Yönetmeliğin 1., 2., 3., 12., 13., 14., 15., 16., 17., 18., 21., 22., 24. maddelerinin tamamının, 10. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının, 11. maddesinin 2. fıkrasının ikinci cümlesi ile 3. fıkrasının ikinci, üçüncü ve dördüncü cümlelerinin ve 23. maddesinin 2. fıkrasının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 26/11/2020 tarih ve E:2017/3748, K:2020/5479 sayılı kararıyla;
Uyuşmazlıkta, dayanak Kanun hükmü ile, bedelin ve ödeme şeklinin işveren ile çalışan arasında imzalanan sözleşme veya benzeri bir hukuki işlem ile belirlenebileceği ve çalışan buluşları ile ilgili olarak bedel tarifesi ve uyuşmazlık halinde izlenecek tahkim usulünün Yönetmelikle belirleneceğinin kurala bağlandığı, 6769 sayılı Kanun'un, çalışan buluşlarında uyuşmazlık çıkması halinde çözümünün tahkim ile yapılacağını açıkça ortaya koyduğu, "tahkimle çözümlenmesi hali" gibi bir olasılık sunmadığı, seçimlik bir yol öngörmediği, tahkimle çözüleceğinin kabulü ile tahkimin usulünün düzenlemesini Yönetmeliğe bıraktığı,
Bu durumda, dava konusu Yönetmeliğin, 6769 sayılı Kanun'un 115. maddesinin 11. fıkrasında yer alan uyuşmazlık halinde tahkim usulünün izleneceğine ve bu tahkim usulünün Yönetmelikle belirleneceğine ilişkin emredici hüküm uyarınca, Kanun'un 165. maddesinin yönetmelik hazırlama yetkisini verdiği davalı idare tarafından hazırlanarak yürürlüğe konulduğu, ayrıca Yönetmelikte hangi hallerde tahkime başvurulacağı düzenlenmekle beraber, tahkime başvurulması halinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve yabancılık unsuru taşıyan ihtilaflarda ise 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu hükümlerinin uygulanacağının kurala bağlanması karşısında, söz konusu düzenlemelerde hukuka aykırılılık bulunmadığı,
Mevzuat hükümlerinin birlikte irdelenmesinden, çalışanın buluşu karşılığında işverenden makul bir bedel isteme hakkının 6769 sayılı Kanun'dan kaynaklandığı, Kanun'da buluş bedelinin hesaplanması noktasında genel esasların belirlendiği, işçiye ödenecek bedelin ve ödeme şeklinin saptanmasında, öncelikle tarafların kendi aralarındaki sözleşme hükümlerinin esas alınacağı, tarafların çalışanların buluşlarına ilişkin sözleşme yapma serbestisi mevcut olsa da bu sözleşme yapma serbestisinin çalışanın aleyhine ya da hakkaniyete uygun olmayacak bir şekilde kısıtlanması halinde mevcut sözleşmenin geçersiz sayılacağı, Yönetmelik ile Kanunla çerçevesi çizilen hesaplama usul ve yöntemlerinin detaylandırıldığı, buna göre, çalışan buluşları bakımından, bedelin miktarının, buluştan elde edilen kazanç ile Yönetmeliğe göre buluşun ait olduğu gruplar esas alınarak belirlenen katsayının çarpılarak bulunduğu, buluştan elde edilen kazancın ise, Yönetmelik’te buluşun işletme tarafından kullanılması durumunda elde edilen kazanç ile buluşun işletme tarafından kullanılmayarak lisans, devir veya takas yoluyla elde edilen kazancın toplamı olarak tanımlandığı, elde edilen kazancın ise kıyaslanabilir bir serbest buluş ile kıyaslanarak, buluşun kullanılması sonucu işletmenin masrafları ile gelirleri arasında doğan pozitif fark sonucunda hesaplanan yarara göre veya diğer iki yönteme göre hesap yapmanın mümkün olmadığı hallerde, tahmin yöntemi ile belirlenebileceğinin anlaşıldığı,
Bu durumda, 6769 sayılı Kanun ile, bedel ve ödeme şeklinin işveren ile çalışan tarafından belirlendiği, bedelin belirlenmesinde ise; hizmet buluşunun ekonomik değeri, çalışanın işletmedeki görevi ve işletmenin hizmet buluşunun gerçekleştirilmesindeki katkısının dikkate alınmasının öngörüldüğü ve çalışan buluşları ile ilgili olarak bedel tarifesinin Yönetmelikle düzenleneceğinin kurala bağlandığı, bu yönüyle Kanun'un verdiği yetkiye istinaden, Kanun'la belli edilen kriterler doğrultusunda buluş bedelinin hesaplama usul ve yöntemlerinin detaylandırıldığı Yönetmeliğin iptali istenilen düzenlemelerinde Kanun'u aşan veya Kanun'la çelişen bir yön bulunmadığının anlaşıldığı,
Bu itibarla, Yönetmeliğin dava konusu düzenlemelerinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Daire tarafından yaklaşık dört yıl süren yargılama sonucunda, hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeksizin dava konusu düzenlemelerin 6769 sayılı Kanun'a uygun olduğuna karar verildiği, anılan Kanun'un 115. maddesinin 11. fıkrasında çalışan buluşlarına ilişkin uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözülmesinin zorunlu olduğuna ilişkin herhangi bir ifadenin bulunmadığı, tahkim yargılamasında, alanında önde gelen bilirkişilerce dava konusu Yönetmelik hükümleri uyarınca yapılan hesabın hakkaniyetsiz bir sonuç ortaya çıkardığı, tek hakemin, Yönetmelik uyarınca belirlenen tutara değil, bu tutarın 5 katının tarafına tazminat olarak verilmesine karar verdiği, tahkim yargılamasının uzun sürdüğü ve maddi olarak güçsüz taraf olmasına rağmen yargılamanın devam edebilmesi için davalılar adına da ödemeler yaptığı, hükmedilen tazminatın yargılama giderini dahi karşılamadığı, Yönetmeliğin Türkiye'nin 2023 kalkınma hedeflerinin önünde bir engel olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, hakemin değerlendirme ve yorumlarının kararın bozulması için gerekçe yapılamayacağı, eylem planlarının, kanunların ve yönetmeliklerin üzerinde bir üst norm niteliği taşımadığı, kaldı ki, dava konusu düzenlemelerin eylem planlarındaki hedeflerle çelişmediği, 6769 sayılı Kanun'da zorunlu tahkimin öngörüldüğü, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 26/11/2020 tarih ve E:2017/3748, K:2020/5479 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 28/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.