TEMYİZ EDEN (DAVACI) :F1 Sendikası
VEKİLİ : Av. K1
TEMYİZ EDEN (DAVACI) :Gençlik ve Spor Bakanlığı (Mülga Spor Genel Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. K2
İSTEMİN KONUSU :Danıştay Onbirinci Dairesi'nin 10/01/2018 tarih ve E:2017/863, K:2018/58 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sözleşmeli Spor Uzmanı ve Antrenör Çalıştırılması Hakkında Yönetmelik eki Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sözleşmeli Antrenör ve Spor Uzmanları Çalışma Sözleşmesinin 4. maddesinin son cümlesi ile 14. maddesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onbirinci Dairesi'nin 10/01/2018 tarih ve E:2017/863, K:2018/58sayılı kararıyla;
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 30/12/2015 tarih ve E:2014/2352, K:2015/5690 sayılı kısmen onama, kısmen bozma kararına uyularak; Anayasanın 18. maddesinde, şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar, olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler ile ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları dışında hiç kimsenin zorla çalıştırılamayacağı ve angaryanın yasak olduğunun kurala bağlandığı, 3289 sayılı Spor Genel Müdürlüğü'nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 30. maddesinin birinci fıkrasında, Spor Genel Müdürlüğü'nün lüzumu kadar yerli-yabancı spor uzmanı ve antrenörünü, Devlet Memurları Kanunu ve diğer Kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın sözleşmeli olarak çalıştırabileceği, kimlerin spor uzmanı ve antrenör olarak sözleşmeli çalıştırılabileceğinin yönetmelikle tespit olunacağının öngörüldüğü, anılan Kanunda bu şekilde istihdam edilen personelle ilgili olarak başkaca bir düzenlemeye yer verilmediği, öte yandan, 22/02/1991 günlü, 20794 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sözleşmeli Spor Uzmanı ve Antrenör Çalıştırılması Hakkında Yönetmelikte de bu şekilde istihdam edilen personelin fazla çalışma ücretiyle ilgili bir kurala yer verilmediği, bir hiyerarşik normlar sistemi olan hukuk düzeninde alt düzeydeki normların yürürlüklerini üst düzeydeki normlardan aldığı ve normlar hiyerarşisinin en üstünde evrensel hukuk ilkeleri ve Anayasanın bulunduğu, daha sonra gelen kanunların yürürlüğünü Anayasadan, tüzüklerin yürürlüğünü kanundan, yönetmeliklerin ise yürürlüğünü kanun ve tüzükten aldığı ve bir normun kendisinden daha üst konumda bulunan ve dayanağını oluşturan bir norma aykırı veya bunu değiştirici nitelikte bir hüküm getirmesinin mümkün bulunmadığı, bu durumda, zaruri ve kamu menfaatlerini gerektiren işler dışında zorla çalıştırma yapılamayacağı yolundaki evrensel hukuk ilkesi ve Anayasanın yukarıda belirtilen hükmü karşısında, kurumların personelini ancak karşılığını (izin, ücret gibi) ödemek koşuluyla günlük çalışma saatleri dışında çalıştırabileceği, dava konusu Tip Sözleşmesinin 4. maddesinin son cümlesinde yer alan "herhangi bir ücret talep etmeden" şeklindeki düzenlemede hukuki isabet görülmediği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu sözleşmenin 4. maddesinin son cümlesindeki "herhangi bir ücret talep etmeden" ibaresinin iptaline, dava kısmen ret kısmen iptalle sonuçlandığından 147,30-TL yargılama giderinin yarısı olan 73,65-TL ve 254-TL temyiz yargılama giderinin yarısı olan 127-TL ile Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 1.320-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kalan 200,65-TL yargılama giderinin ise davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, yasa gereği yargılama giderleri içinde sayılan vekalet ücretinin mutlak bir surette talep olunmaksızın hüküm altına alınması gerektiği, hükmedilecek vekalet ücreti bakımından ise karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin dikkate alınacağı, buna göre temyize konu Daire kararı ile davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan 2018 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 1.980-TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 1.320-TL vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu, temyizen incelenen Daire kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanması gerektiğiileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından,Spor faaliyetlerinin ve hazırlık çalışmalarının devlet memurları için öngörülen mesai saatlerine bağlı olarak düzenlenmesinin mümkün olmadığı, antreman saatlerinin sporcuların boş saatlerine göre belirlendiği, bu nedenle mesai sonrası ve akşam saatlerinde yoğun bir çalışmanın yapıldığı, bu kapsamda sözleşmeli antrenörlerin haftalık çalışma saatlerini aşmayacak biçimde mesai saatleri dışında antreman yaptırmalarının söz konusu olabildiği, iptal edilen düzenleme ile, günlük 8 saat mesai yapan diğer personel ile sözleşmeli antrenörler arasında eşitsizliğin ortaya çıktığı bunun da çalışma barışını bozduğu, dava konusu sözleşmenin 7. maddesinde, sözleşmeli antrenörlere arızi ve istisnai durumlarda yaptırılan çalışmalar için aylık ücret dışında hiçbir ödeme yapılamayacağının düzenlendiği, netice itibariyle kısmen kabul, kısmen ret şeklinde sonuçlanan temyize konu Daire kararı ile davalı idare lehine de vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğu, bu hususun re'sen dikkate alınacak usuli bir bozma nedeni olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
Davalı idare tarafından,Danıştay Onbirinci Dairesince verilen kararın redde ilişkin kısımlarının usul ve hukuka uygun bulunduğu, davacı tarafın temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ K3'NİN DÜŞÜNCESİ :Davacı tarafın temyiz isteminin kabulü ile, Daire kararının vekalet ücreti yönünden bozulması, davalı tarafın temyiz isteminin ise reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı tarafından, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sözleşmeli Spor Uzmanı ve Antrenör Çalıştırılması Hakkında Yönetmelik eki Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sözleşmeli Antrenör ve Spor Uzmanları Çalışma Sözleşmesinin 4. maddesinin son cümlesi ile 14. maddesinin iptali istemiyletemyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Kanunu'nun 31. maddesinde, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda yargılama giderlerine ilişkin hususlarda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiş; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti yargılama giderleri içinde sayılmış; 332. maddesinde de yargılama giderlerine mahkemece re'sen hükmedileceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlık Ücreti" başlıklı 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği belirtilmiş; 168. maddesinin son fıkrasında ise, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyizen incelenen Daire kararına karşı, davacı taraf vekalet ücreti yönünden, davalı taraf ise hem esas hem de vekalet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunmakta ve kararın bozulmasını istemektedir.
Davalı idarenin esas yönünden temyiz istemine ilişkin olarak;
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Danıştay'ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesi sonucunda temyiz merciince verilen kararlara karşı Dairenin ısrar hakkının bulunmaması nedeniyle, bozma üzerine yeniden verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvurularının bozma esaslarına uyulup uyulmadığı yönünden incelenmesi gerekmektedir.
Danıştay Onbirinci Dairesi'nin temyize konu kararı; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 30/12/2015 tarih ve E:2014/2352, K:2015/5690 sayılı bozma kararında belirtilen gerekçeler göz önüne alınarak verilmiş bir karar olduğundan, usul ve hukuka uygun bulunmakta ve bozulmasını gerektirecek bir hukuka aykırılık taşımamaktadır. Bu nedenle, davalı idarenin esasa ilişkin temyiz isteminin reddi gerekmektedir.
Davalı idarenin vekalet ücreti yönünden temyiz istemine ilişkin olarak;
Davalı idare, netice itibariyle kısmen kabul, kısmen ret şeklinde sonuçlanan davada verilen temyize konu Daire kararında, davalı lehine de vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğu, bu hususun re'sen dikkate alınacak usuli bir bozma nedeni olduğu ileri sürülerek kararın bu yönden bozulmasını istemektedir.
Dosyanın incelenmesinden, bakılan uyuşmazlık hakkında Danıştay 5. Dairesi'nce ilk olarak davanın reddine karar verildiği ve bu kararda davalı idare lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlı Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.320-TL vekalet ücretine hükmedildiği, davacı tarafın temyiz istemi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nca kararın kısmen onanmasına kısmen bozulmasına karar verildiği, Danıştay 11. Dairesince bozmaya uyularak verilen bu kararda, bozma kararına konu dava konusu işlem bakımından işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar temyize konu karar ile davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ise de, Danıştay 5. Dairesince davanın reddi yolunda verilen ilk kararda davalı idare lehine 1.320-TL vekalet ücretine hükmedildiği, anılan kararın davalı lehine olan kısmının da onanarak kesinleştiği, bu durumda bozma üzerine verilen temyize konu karar ile yeniden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin mükerrerliğe yol açacağı anlaşıldığından, davalı idarenin bu yöndeki temyiz isteminin yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumda, kararın bu kısmının yukarıdaki açıklama ile onanması gerekmektedir.
Davacının vekalet ücreti yönünden temyiz istemine ilişkin olarak;
Davacı; temyize konu Daire kararı ile, karar tarihinde yürürlükte bulunan 2018 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.980-TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 1.320-TL vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanması gerektiğini ileri sürülmektedir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, vekille takip edilen davalarda taraf lehine hükmedilecek vekalet ücretinin yargılama giderlerine dahil olduğu ve bu ücrete mahkemece karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlı Asgari Ücret Tarifesi uyarınca re'sen hükmedileceği hususunda kuşku bulunmamaktadır.
Temyizenincelenen kararın, Dairece davanın reddi yolunda verilen ilk kararın kısmen bozulması üzerine ve bozmaya uyulmak suretiyle verildiği, bozulan kısımla ilgili olarak yapılan değerlendirme sonucunda bu kısım bakımından işlemin iptaline karar verildiği, buna göre davacı açısından ilk kez lehe sonuç doğuran bu kararda, karar tarihinde yürürlükte olan 2018 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, Dairece verilen ilk karar tarihindeki tarife uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet bulunmadığı anlaşılmıştır. Buna göre kararın bu kısmının bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin kabulüne, davalının temyiz isteminin ise reddine,
2.Temyiz konu Danıştay Onbirinci Dairesi'nin 10/01/2018 tarih ve E:2017/863, K:2018/58 sayılı kararının, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
3. Anılan Daire kararının, diğer hüküm fıkralarının ise ONANMASINA,
4. Bozulan hüküm fıkrası yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
5.Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/04/2019tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onbirinci Dairesi'nce verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.