TEMYİZ EDEN (DAVACI): K1
VEKİLİ: Av. K2
UETS Kodu: N1 (E- Tebligat)
KARŞI TARAF (DAVALI): Emniyet Genel Müdürlüğü
UETS Kodu: N2 (E- Tebligat)
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri K3
İSTEMİN KONUSU :Ankara 15. İdare Mahkemesinin 28/03/2019 tarih ve E:2019/547, K:2019/502 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem:Ankara Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapan davacı tarafından, Artvin ili, Şavşat İlçe Emniyet Amirliği'nde görev yaptığı dönemde hakkında yapılan soruşturma sonucunda, "Görevesarhoşveyaiçkiiçtiğibelliolacakbiçimdegelmek"suçunu işlediğininden bahisle Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 8/18. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 24/04/2012 tarih ve 2012/136 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu kararınıniptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Ankara 15. İdare Mahkemesinin 18/12/2012 tarih ve E:2012/948, K:2012/2199sayılı kararıyla;
Dava dosyası ve soruşturma raporunun birlikte incelenmesinden; davacının Artvin ili, Şavşat İlçe Emniyet Amirliği'nde görev yaptığı dönemde, 19/06/2011 tarihinde, saat 21.45 sıralarında diş ağrısından dolayı ilaç içmek için Grup Amir Vekili Polis Memuru H.D'den izin alarak polis merkezinin üst katında bulunan evine gittiği, yaklaşık 45 dakika sonra geldiğinde çevre koruma nöbetini aldığı, ancak diğer polis memurları tarafından davacının hal ve hareketlerinde değişiklik olduğunun görüldüğü, ağzının alkol koktuğu, grup amir vekili tarafından görevine devam edip etmeyeceği sorulduğunda "ne diyorsun sen? istiyorsan işlem yap, git rapor tut, benimle uğraşmayın, gidin başımdan, ben nöbetimi de tutarım, görevimin başındayım"diyerek telefon görüşmesine devam ettiği sırada demirbaş silahı ile doldur boşalt yaptığı, kendisinden beylik silahı, nöbet silahı ve balistik yeleğin istenmesine rağmen teslim etmek istemediği, ikna edici konuşmalar neticesinde silahının elinden alındığı, ancak davacının "grup şefleri benimle uğraşıyorsunuz, seni de adam sandım şeklinde ve -sinkaflı kelimeler sarf edip- ne yapacaksınız yapın, gidin işlem yapın, rapor tutun"dediği, gürültüler üzerine Polis Merkezinin üzerindeki lojmandan aşağı inen polis memuru D.E.'nin adı geçen polis memurunu sakinleştirdiği ve ikinci katta bulunan lojmanına çıkarttığı, daha sonra Polis Merkezi Amir Vekili Komiser Yardımcısı Y.K.'nın daireye yanlarına geldiği, adı geçen polis memuruna niye içki içtiğini sorduğunda içki içmediğini söylemesi üzerine polis memurları M.D., D.E. ve komiser yardımcısı Y.K. ile birlikte hastaneye gittikleri, hastanede yapılan muayene sonucu düzenlenen doktor raporunda davacının 1.51 promil alkollü olduğunun anlaşılması üzerine hakkında soruşturma başlatıldığı;
Soruşturma kapsamında davacının ifadesinde özetle; Kaymakamlık Yakın Koruma ve Özel Kalem Bürosunda görev yaparken, Kaymakam izinde bulunduğu sırada alkollü olarak Kaymakamın özel aracıyla hasarlı kaza yapması sonucu Polis Merkezi Amirliğinde görevlendirildiğini, 19-20/06/2011 tarihlerinde alkol almadığını, diş ağrısı nedeniyle görevli olduğu sırada izin alarak aynı binada bulunan lojmana çıkıp evde bulunan rakı şişesinden yarım çay bardağı rakı doldurduğunu, doldurduğu rakı bardağı ile iki üç sefer gargara yaptığını, yutmadığını, Polis Merkezine inip nöbeti devir aldıktan sonra polis memuru H.D.'nin yanına gelip alkollü olduğunu söyleyerek nöbeti ve görevi bırakmasını istemesi üzerine ailevi sebeplerle zaten bozuk olan moralinin daha da bozularak polis memuru H.D.'ye sinkaflı ve hakaret içerir kelimeler söylediğini, silahını kontrol için bahçede doldur boşalt yaptığını, daha sonra komiser yardımcısı Y.K. ile birlikte alkollü olmadığını ispatlamak için hastaneye giderek rapor aldıklarını ancak alkolmetrede 1.51 promil alkollü çıktığını, bunun üzerine Y.K.'nın istemesi üzerine zati silahını verdiğini, bir sonraki görevde polis memuru M.Ş.'den hem de polis memuru H.D.'den özür dilediğini beyan ettiği;
Olayın tanıklarından; H.D., M.Ş., D.E. ve Y.K.'nın ifadelerinde davacının alkollü olduğunu beyan ettikleri, yürütülen soruşturma sonucunda getirilen teklif doğrultusunda davacının "Göreve sarhoş veya içki içtiği belli olacak biçimde gelmek" suçunu işlediğinden bahisle Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün 8/18. maddesi uyarınca ''meslekten çıkarma'' cezası ile cezalandırıldığı;
Olayda, her ne kadar davacı tarafından görevi esnasında alkol almadığı, diş ağrısı için sadece rakı ile ağzını gargara yaptığı ileri sürülmekte ise de; soruşturma raporu, tanık ifadeleri ve dava dosyasındaki diğer bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde; polis memurlarının ifadelerinde, davacının yürüyüş ve hareketlerinden alkollü olduğununun anlaşıldığını beyan etmeleri, ayrıca Şavşat Devlet Hastanesinden alınan doktor raporuyla 1.51 promil alkollü olduğunun tespit edilmesi karşısında, davacının söz konusu davranışlarıyla "görevesarhoşveyaiçkiiçtiğibelliolacakbiçimdegelmek"suçunu işlediğinin sabit olduğu;
Bu durumda; davacının daha önceden almış olduğu disiplin cezalarının bulunması, ayrıca işlenen disiplin suçunun niteliği, işleniş biçimi ve mesleğin özelliği dikkate alındığında, fiil de sübuta erdiğindendava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 23/10/2017 tarih ve E:2016/16937, K:2017/21331 sayılı kararıyla;
Uyuşmazlık konusu olayda, davacının hal ve hareketlerinden alkol aldığının anlaşıldığı yönünde tanık beyanları ve hastanede alkolmetre ile yapılan ölçüm neticesinde düzenlenen doktor raporunda davacının 1.51 promil alkollü olduğunun anlaşıldığı bilgisine yer verilmesine istinaden dava konusu disiplin cezası tesis edilmiş ise de, kamu görevlilerinin disiplin cezasıyla cezalandırılabilmeleri için disipline aykırı davranış olarak tespit edilen eylemin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlanması gerektiği, olay günü davacının hastaneye götürülerek kan aldırmak suretiyle alkol tespitinin yaptırılması ve şüpheden uzak bir şekilde davacının kanındaki alkol oranının tespit edilmesi mümkün iken,yalnızca alkolmetre cihazı kullanılarak ölçüm yapılması ile yetinildiği;
Bu durumda, davacıya isnat olunan eylemin her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delillerle ortaya konulamadığı, bu nedenle dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılarak Ankara 15. İdare Mahkemesinin 18/12/2012 tarih ve E:2012/948, K:2012/2199sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: Ankara 15. İdare Mahkemesinin 28/03/2019 tarih ve E:2019/547, K:2019/502 sayılı kararıyladavanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davacı tarafından, lojmanda birlikte ikamet ettiği polis memuru arkadaşının ifadesinin alınmadığı, alkol raporunun gerçeği yansıtmadığı, raporun olay esnasında görevli olmayan memurlardan A.G.'ye teslim edildiği, bu kişinin ifadesinin alınmamasının da bir eksiklik olduğu, talep edilmesine rağmen kan tahlili yapılmadığı, diş ağrısı nedeniyle kullandığı ilaçlardan sonra dişini çektirdiğine ilişkin Artvin Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinden verilen raporun dikkate alınması gerektiği, eksik inceleme ve soruşturmaya dayalı olarak, somut deliller bulunmaksızın işlem tesis edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Davalı idare tarafından, İdare Mahkemesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ K4'UN DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin reddi ile Ankara 15. İdare Mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Ankara 15. İdare Mahkemesinin temyize konu 28/03/2019 tarih ve E:2019/547, K:2019/502 sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/12/2019 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞIOY
X- Ankara 15. İdare Mahkemesinin 28/03/2019 tarih ve E:2019/547, K:2019/502 sayılı kararının Danıştay Beşinci Dairesinin 23/10/2017 tarih ve E:2016/16937, K:2017/21331 sayılı kararında yer alan gerekçe doğrultusunda bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.