TEMYİZEDEN(DAVACI): F1 İnşaat Tesisat Teknik Yapı Malzemeleri
Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
KARŞITARAF(DAVALI): İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı - İSTANBUL
(Kartal Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. K1 - (Aynı yerde)
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı üzerine verilen İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin, 21/06/2019 tarih ve E:2019/1210, K:2019/1279 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem:Davacı tarafından, olumsuz mükellefler listesinde yer alan mükellefden mal ve hizmet alımında bulunduğunun davalı idarenin müeyyideli yazısı ile bildirilmesi nedeniyle bu mükellefe ait faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimlerinden çıkarılması suretiyle ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerine 2011 yılının Aralık döneminden devreden katma değer vergisinin azaltılmasına ilişkin işlem davaya konu yapılmıştır.
Davacı hakkında kaydettiği faturaların gerçek olmadığı hususu somut veriler ile idarece ortaya konulmadığından ticari ve ekonomik anlamda zorlayıcı nitelik taşıyan idarenin yazısı üzerine özgür irade olmaksızın düzeltme beyannamesi verildiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolundaki ısrar kararını inceleyen Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun, 27/02/2019 tarih ve E:2019/147, K:2019/134 sayılı kararı:
Mükelleflerin, beyannamelerinde bildirdikleri matrahlara veya bildirilen matrahlar üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin ihtirazi kayıt konulan kısmına karşı vergi davası açabilmesine olanak bulunmakta ise de bu istemlerin, yasal süresi içinde verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergileri kapsadığı açıktır.
Olayda, davacı şirket tarafından, beyanname verme süresi geçirildikten sonra, faturaları kayıtlara intikal ettirilen firma hakkındaki olumsuz tespitler nedeniyle söz konusu faturalar kayıtlardan çıkarılarak ilgili dönemlere ait katma değer vergisi düzeltme beyannamelerine konulan ihtirazi kaydın dava açılmasına olanak sağlayan bir çekince olarak kabulüne olanak bulunmadığından dava konusu işlemin iptaline dair vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Kurul bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin, Kurulun bozma kararı üzerine verdiği 21/06/2019tarih ve E:2019/1210, K:2019/1279sayılı kararı:
Mükelleflerinancak süresi içerisinde verdikleri beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilere karşı ihtirazi kayıt koymak suretiyle dava açabilecekleri, süresinden sonra verilen düzeltme beyannameleri üzerine tahakkuk eden vergilere karşı dava açamayacakları açıktır.
Davacı tarafından, beyanname verme süresi geçirildikten sonra, faturaları kayıtlara intikal ettirilen firma hakkındaki olumsuz tespitler nedeniyle söz konusu faturalar kayıtlardan çıkarılarak ilgili dönemlere ait katma değer vergisi düzeltme beyannamesine konulan ihtirazi kaydın, süresinden sonra verilen beyanname üzerine tahakkuk eden vergiye dava açılmasına olanak sağlayan bir çekince olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Vergi mahkemesi bu gerekçeyle tahakkuk eden vergiler yönünden davayı incelenmeksizin reddetmiş, devreden katma değer vergisinin azaltılmasına ilişkin işlem yönünden ise davayı reddetmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Hakkında herhangi bir inceleme yapılmadığı ve kullandığı faturaların gerçek olup olmadığı hususunun, kendisi ve fatura düzenleyicileri hakkında her yönüyle incelenerek ortaya konulmadığı, Anayasa Mahkemesinin 27/02/2019 tarih ve B.No:2015/15100 sayılı kararı gözetildiğinde dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, süresinden sonra verilendüzeltme beyannamelerinde özgür iradesinin mevcut olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ K2'NIN DÜŞÜNCESİ : Anayasa Mahkemesinin 27/02/2019 tarih ve B.No:2015/15100 sayılı Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği yönündeki kararı gözetildiğinde usuli kazanılmış hak oluşturmayan vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Usul Yönünden:
Davanın incelendiği ilk derece yargı yeri kararının temyiz incelemesi sonunda bozulmasından sonra bozmaya uyulmayarak ilk kararda ısrar edilmesi halinde, bu karara karşı yapılan temyiz isteminin İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından inceleneceği ve Kurulların kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun amir hükmüdür.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı üzerine vergi mahkemesi tarafından verilen karara karşı yapılan temyiz başvurusu, yukarıda değinilen yasal zorunluluk nedeniyle bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak incelenebilecek olup bu incelemenin, bozma kararını veren Kurulumuz tarafından yapılması gerektiğine oyçokluğuyla karar verilmiştir.
Danıştay Üçüncü Daire Başkanvekili K3 ve Kurul Üyesi K4 bu görüşe aşağıdaki gerekçeyle katılmamıştır:
2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 38. maddesinin ikinci fıkrasında, Vergi Dava Daireleri Kurulunun, vergi mahkemelerinden verilen ısrar kararları ile vergi dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği hükme bağlanmıştır. Dosyada temyizen bozulması istenilen karar vergi mahkemesince verilmiş bulunduğundan, temyiz başvurusunun Kurulca incelenebilmesi için, söz konusu kararın ısrar kararı niteliğinde olması gerekmektedir.
"Israr" kararı, Danıştayın ilgili dava dairesince kararı bozulan ilk derece mahkemesinin bu karara uymaması, ilk kararında direnmesidir. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun görevi, bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu ile ilgilidir. Kurul, bu başvuruyu inceledikten sonra, dairenin bozma kararını uygun görürse, mahkemenin ısrar kararını bozar ve söz konusu kararı ortadan kaldırır. Israr kararı ortadan kalkan Mahkeme, bozma kararına uymak zorundadır. Bozma üzerine verilen vergi mahkemesi kararının temyizi halinde ise inceleme, kararın daire kararına uygunluğu yönünden olacaktır. Bu incelemeyi yapmaya yetkili merci de Vergi Dava Daireleri Kurulu değililk bozma kararını veren dava dairesidir.
Bu nedenle, ısrar niteliğinde bulunmayan kararı temyizen incelemek üzere dosyanın ilgili dava dairesinegönderilmesi gerekmektedir.
Esas Yönünden:
Kararı, Kurulca bozulan ilk derece idari yargı yerinin, bozma kararına uyup bozma kararında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine kararda belirtilen hukuki esaslar doğrultusunda hüküm kurmaktan başka bir seçeneği bulunmamakta ve bu durumda lehine bozulan taraf açısından usuli kazanılmış hak oluşmaktadır. Ancak, uygulamada; kararda, maddi bir hatanın bulunması, yasada geçmişe etkili bir değişiklik yapılması, o konuda sonradan bir içtihadı birleştirme kararı alınması ve kamu düzenini ilgilendiren bir usul kuralı dikkate alınmadan karar verilmiş olması hallerinde ise, usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
Vergi dairelerinin, beyanların düzeltilmesine yönelik müeyyideli yazıları üzerine, ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerinden yapılan vergi tarhiyatlarına ve cezalara karşı açılan davaların esası incelenmeden reddedilmeleri nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasıyla yapılan bireysel başvurular üzerine Anayasa Mahkemesi, 27/02/2019 tarihli ve B.No:2015/15100 sayılı kararıyla; başvurucuların mülkiyet haklarına yapılan müdahalenin ölçüsüz olduğu gerekçesiyle Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Her ne kadar, Mahkemece, Kurulumuzun 27/02/2019 tarihli bozma kararı uyarınca yeniden yapılan inceleme sonucunda tarh edilen vergiler yönünden davanın incelenmeksizin reddine, devreden katma değer vergisinin azaltılmasına ilişkin işlem yönünden ise davanın reddine karar verilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği yönündeki 27/02/2019 tarih ve B.No:2015/15100 sayılıkararı ve Kurulumuzun bu konudaki içtihat değişikliği gözetildiğinde salt, bozma kararına uyulmuş olmasından hareketle usuli kazanılmış hakkın varlığından söz edilemeyeceği tartışmasızdır.
Davalı idarenin davacının beyanlarının düzeltilmesine ilişkin müeyyideli yazısına istinaden davacı tarafından verilen beyannameye konulan ihtirazi kayıt dava açma hakkı vereceğinden, aksi yöndeki mahkeme kararının davanın esası incelenerek bir karar verilmek üzere bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davacının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin, 21/06/2019 tarih ve E:2019/1210, K:2019/1279 sayılı kararının BOZULMASINA,
3-Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/12/2019tarihinde usulde oyçokluğu esasta oybirliğiyle karar verildi.