TEMYİZEDEN(DAVALI): İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı - İSTANBUL
(Üsküdar Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. K1 - (Aynı yerde)
KARŞITARAF(DAVACI): K2
A1
İSTEMİN KONUSU : İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin, 20/09/2019 tarih ve E:2019/1794, K:2019/1593 sayılı ısrar kararınıntemyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem:Davacı adına, eski ortağı ve kanuni temsilcisi olduğu F1 Nakliyat Taşımacılık ve Ticaret Limited Şirketi'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla gayrimenkulüne uygulanan ve 03/03/2015 tarih ve 4956 sayılı yazı ile bildirilen haciz işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İstanbul9.VergiMahkemesinin 30/09/2015 tarih ve E:2015/899, K:2015/1912 sayılı kararı:
Haciz işlemi yapılabilmesi için öncelikle ortada usulüne uygun olarak kesinleşmiş bir alacak olması, bu alacağın vadesinde ödenmemesi, ödeme emri tebliğine rağmen ödeme yapılmamış olması hukuki bir zorunluluk olup mükelleflerin bu aşamalarda yasal haklarını kullanmaları da ancak bu aşamada usulüne uygun olarak işlem yapılmış ve tebliğ edilmiş olmasına bağlı bulunmaktadır.
Olayda, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin 10/12/2009 tarihinde ortaklıktan ayrılan ve şirketle bağlantısı kalmayan davacının ikametgâh adresinde 17/05/2010 tarihinde oğluna tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, davacının eski ortağı olduğu şirkete ait borçların tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde söz konusu borçlar için öncelikle şirket adına düzenlenen ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmesi, kamu alacağının tahsilinin imkânsız olması halinde, eski ortağın sorumlu olduğu zamanlarla sınırlı olmak üzere ödeme emri düzenlenip tebliğ edilmesi gerekirken, şirket adına düzenlenen ödeme emri usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden ve şirket hakkındaki takip yolları tüketilmeden, doğrudan davacı adına ödeme emri düzenlenip gayrimenkulüne uygulanan haciz işleminde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle dava konusu haciz işlemini iptal etmiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 19/02/2019 tarih ve E:2016/5414, K:2019/1145 sayılı kararı:
Kamu alacağının tahsili amacıyla adına düzenlenen ödeme emrinin tebliğ edilmesine karşın borcu yedi gün içinde ödemediği gibi bu süre içinde ödeme emrinin iptali istemiyle idari dava açmayan veya açmış olduğu davası reddedilen kamu borçlusu hakkında alacaklı tahsil dairesince 6183 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak haciz uygulanabileceği ve haciz işlemine karşıaçılan davada, ödeme emri aşamasında açılacak idari davada ileri sürülmesi gereken hukuka aykırılıkların işlemin sebep unsurundaki hukuka aykırılık hali olarak incelenmesine olanak bulunmadığı açıktır.
Buna göre davacının taşınmazı üzerine eski ortağı olduğu şirket tüzel kişiliğinin borçları nedeniyle uygulanan hacze karşı açılan davada, davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin tebliği ve haciz varakalarının hukuka uygunluğu incelenebilecek olup şirket tüzel kişiliği hakkındaki takip yollarıyla ilgili olarak yapılan hukuki irdeleme sonucu ulaşılan yargı hükme esas alınarak davanın sonuçlandırılmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Daire, bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
İstanbul9.VergiMahkemesinin 20/09/2019 tarih ve E:2019/1794, K:2019/1593 sayılı ısrar kararı:
Tahsil edilmeye çalışılan kamu alacaklarının vadelerinin 2003, 2004 ve 2005 yılları olduğu ve asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği görüldüğünden, söz konusu alacakların davacıya ödeme emirlerinin tebliğ edildiği 18/04/2011 tarihi itibarıyla zamanaşımına uğradığı açıktır.
Mahkeme, ilk kararında yer alan aynı hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak bu gerekçeyle ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek aksi yönde verilen ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ K3'IN DÜŞÜNCESİ : Temyizen incelenen ısrar kararının, Danıştay Üçüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay Üçüncü Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin, 20/09/2019 tarih ve E:2019/1794, K:2019/1593 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.