T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1378
Karar No : 2022/372
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü - …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2009 takvim yılında gerçekleştirdiği kat mülkiyetine tabi bağımsız bölüm satışından elde ettiği değer artışı kazancını beyan etmediğinden bahisle sevk edildiği takdir komisyonunca takdir edilen matrah üzerinden anılan yıl için re'sen tarh edilen gelir vergisi ile verginin bir katı tutarında kesilen ve tekerrür hükmü uygulanmak suretiyle artırılan vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Dava konusu gelir vergisi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının tekerrür hükmü uygulanmak suretiyle artırılan kısmı yönünden inceleme:
Davalı tarafından, savunma dilekçesinde dava konusu vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının tekerrür hükmü uygulanmak suretiyle artırılan kısmının 01/09/2015 tarih ve 228 numaralı düzeltme fişi ile terkin edildiği belirtildiğinden, bu kısmın esası hakkında karar verilmesine yer bulunmamaktadır.
Dava konusu gelir vergisi ve verginin bir katı tutarındaki vergi ziyaı cezası yönünden inceleme:
Davacı, 22/01/2009 tarihinde kat irtifakına geçiş dolayısıyla iktisap edilen, Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde bulunan … numaralı bağımsız bölümün, 03/09/2009 tarihinde … (1/2) ve …'e (1/2) 103.000,00 TL bedelle satılmasından elde edilen değer artışı kazancını beyan dışı bıraktığı gerekçesiyle takdir komisyonuna sevk edilmiş, takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden dava konusu cezalı tarhiyat yapılmıştır.
Bir bedel karşılığında elde edilen gayrimenkullerin edinme tarihinden itibaren beş yıl içinde elden çıkarılması neticesinde sağlanan kazançların, değer artışı kazancı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.
03/09/2009 tarihinde satışı yapılan bağımsız bölümün üzerine inşaa edildiği ve davacı tarafından 1973 yılında satın alınan ana taşınmazda 22/01/2009 tarihinde cins tashihi yapılarak kat irtifakına sonrasında da kat mülkiyetine geçilmiştir. Dolayısıyla davacı tarafından satışı yapılan taşınmaz hissesinin 1973 yılında elde edildiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, davacı tarafından satışı yapılan taşınmazın 56/305 hissesinin edinme tarihinden itibaren beş yıl geçtikten sonra satılması nedeniyle davacı adına değer artışı kazancı elde edildiği ve bu kazancın beyan dışı bırakıldığından bahisle yapılan dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk görülmemiştir.
Karar sonucu:
Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle dava konusu vergi ve verginin bir katı tutarındaki vergi ziyaı cezasını kaldırmış; vergi ziyaı cezasının tekerrür hükmü uygulanmak suretiyle artırılan kısmı yönünden karar verilmesine yer olmadığına hükmetmiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 25/09/2019 tarih ve E:2016/13804, K:2019/5091 sayılı kararı:
Arsa üzerinde birden çok bağımsız bölümden oluşan yapı yapılması, arsanın vasfını değiştirmekte ve üzerindeki mülkiyet hakkının paylara bölünerek birbirinden bağımsız hale gelen bu payların ayrı ayrı elden çıkarılmasına olanak sağlamaktadır. Tapuda ayrı bağımsız bölümler olarak tescil edilmiş her taşınmaz satışı ayrı ve bağımsız işlemlerdir.
Davacının satın aldığı arsayı kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesi ile müteahhide vermesi karşılığında edindiği daireler satın alınan arsadan başka ve yeni bir edinimdir.
Bu durumda, edinilen bağımsız bölümlerin kat irtifakı kurularak iktisap edildiği tarihten itibaren beş yıl içinde elden çıkarılmış olması nedeniyle sağlanan gelirin değer artışı kazancı olarak vergilendirilmesine ilişkin koşullar gerçekleştiğinden, vergilendirmeye esas alınan matrahın hukuka uygun olup olmadığı araştırılarak yapılacak inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, aksi yöndeki gerekçeyle verilen Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Daire, bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı ısrar kararı:
Mahkeme, önceki kararının vergi ziyaı cezasının tekerrür hükmü uygulanmak suretiyle artırılan kısmı hakkındaki hüküm fıkrasının temyiz edilmeyerek kesinleştiğini belirttikten sonra bozulan hüküm fıkrası yönünden aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu vergi ve cezaların hukuka uygun olduğu belirtilerek aksi yöndeki gerekçeyle verilen ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ: Uyuşmazlıkta, davacı tarafından satılan bağımsız bölümden değer artışı kazancı elde edildiği ve bu kazancın beyan dışı bırakıldığından bahisle dava konusu vergi ziyaı cezalı tarhiyat yapılmış ise de 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin (B) işaretli fıkrasında ifade edilen vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu yolundaki kural gereğince davacı tarafından satışı yapılan taşınmazın, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müteahhide ait olduğu kararlaştırılan bağımsız bölümlerden olduğu dikkate alındığında, davacı tarafından elde edilen ve beyan dışı bırakılan bir gelirin olmadığı sonucuna ulaşıldığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı tarafından 16/08/1973 tarihinde satın alma yoluyla iktisap edilen arsa vasıflı taşınmaz üzerine bina inşa edilmesi amacıyla 17/03/2008 tarihinde davacı ile müteahhit arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmede, inşa edilecek binanın zemin ve üçüncü katında bulunması öngörülen daire ve dublekslerin müteahhide ait olacağı kararlaştırılmıştır.
İnşaatın tamamlanmasının akabinde 03/08/2009 tarihinde kat mülkiyetine geçilmiştir. Kat mülkiyeti kütüğüne göre tasdikli bina planında 3. katta bulunan 6 numaralı bağımsız bölüm davacı tarafından 03/09/2009 tarihinde satılmıştır. Satılan bağımsız bölüm, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müteahhide ait olacağı kararlaştırılan bağımsız bölümlerdendir.
İLGİLİ MEVZUAT :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin (B) işaretli fıkrasında, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, gerçek mahiyetin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia edene ait olacağı belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından satılan bağımsız bölümden değer artışı kazancı elde edildiği ve bu kazancın beyan dışı bırakıldığından bahisle dava konusu vergi ziyaı cezalı tarhiyat yapılmış ise de 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin (B) işaretli fıkrasında ifade edilen vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu yolundaki kural gereğince davacı tarafından satışı yapılan taşınmazın, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müteahhide ait olduğu kararlaştırılan bağımsız bölümlerden olduğu dikkate alındığında, davacı tarafından elde edilen ve beyan dışı bırakılan bir gelirin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan hukuksal nedenler ve gerekçeyle dava konusu vergi ziyaı cezalı tarhiyatın kaldırılması yolunda verilen ısrar kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararına yönetilen temyiz isteminin REDDİNE,
2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
X -
KARŞI OY
Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Üçüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.
XX -
KARŞI OY
Israr kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında temyiz isteminin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.