T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2023/5
Karar No.: 2023/7
Karar tarihi: 13.12.2023
Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

T.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2023/5

Karar No : 2023/7

BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI ARASINDAKİ AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİ HAKKINDA KARAR

2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un 3/C maddesinin (5) numaralı fıkrası uyarınca karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca konu ile ilgili kararlar ve mevzuat incelenerek gereği görüşüldü:

I- AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ

İSTEMİNDE BULUNAN : Konya Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulu

II- İSTEMİN ÖZETİ : Davacılar tarafından, sanayi sitesi içinde yer alan ve mülkiyeti kendilerine ait olup faaliyet gösterdikleri iş yerlerinin 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendi uyarınca emlak (bina) vergisinden muaf olduğundan bahisle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda verilen Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 05/01/2022 tarih ve E:2021/824, K:2022/8; 05/01/2022 tarih ve E:2021/541, K:2022/7; 03/05/2023 tarih ve E:2022/1120, K:2023/472 sayılı kararları ile İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 7. Vergi Dava Dairesinin 12/06/2023 tarih ve E:2022/1866, K:2023/2219 sayılı kararı arasındaki aykırılığın 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un 3/C maddesinin (4) numaralı fıkrasının (c) işaretli bendi uyarınca, Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin kararları doğrultusunda giderilmesi, istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanın bu yöndeki talebini uygun gören Konya Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 09/10/2023 tarih ve E:2023/34, K:2023/40 sayılı kararıyla istenmiştir.

III- AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI:

A- Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin E:2021/824 sayılı dosyasına konu yargılama süreci:

Dava konusu istemin özeti: Davacı tarafından, Konya ili Karatay ilçesi ... Mahallesi ... Caddesi No:... (... ada ... parsel) adresinde bulunan maliki olduğu binanın emlak (bina) vergisinden muaf tutulması ve ödenen vergilerin iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddedilmesine ilişkin işlemin iptali ve ödenen vergilerin iadesi istemiyle dava açılmıştır.

Konya 2. Vergi Mahkemesinin 24/03/2021 tarih ve E:2020/795, K:2021/356 sayılı kararının özeti:

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde, Türkiye sınırları içerisinde bulunan binaların bina vergisine tabi olduğu kural altına alınmış, anılan Kanun'un "Daimi muaflıklar" başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendine 01/07/2017 tarihinde yürürlüğe giren 7033 sayılı Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 10. maddesi ile "ile organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler, endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri ve sanayi sitelerinde yer alan binalar" ibaresi eklenmiştir.

4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu'nun "Tanımlar ve kısaltmalar" başlıklı 3. maddesinin 7033 sayılı Kanun'un 39. maddesiyle değiştirilen birinci fıkrasının (h) bendinde Organize Sanayi Bölgesinin (OSB) "Sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını önlemek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayi türlerinin belirli bir plan dâhilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla, sınırları tasdik edilmiş arazi parçalarının imar planlarındaki oranlar dâhilinde gerekli ortak kullanım alanları, hizmet ve destek alanları ve teknoloji geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirli sistemler dâhilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan ve bu Kanun hükümlerine göre kurulan, planlanan ve işletilen, kaynak kullanımında verimliliği hedefleyen mal ve hizmet üretim bölgelerini" ifade edeceği belirtilmiştir. Aynı Kanun'un 7033 sayılı Kanun'un 40. maddesiyle değiştirilen 4. maddesinin birinci fıkrasında organize sanayi bölgesinin, yer seçimine ilişkin yönetmeliğe göre uygun görülen yerlerde Bakanlığın onayı ile kurulacağı, anılan Kanun'un "Özel organize sanayi bölgeleri" başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında ise bu Kanun'daki usullere göre belirlenen yerlerde, özel hukuk tüzel kişilerince ve gerçek kişilerce de OSB kurulabileceği hükme bağlanmıştır.

Bununla birlikte 02/02/2019 tarih ve 30674 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'nde de özel organize sanayi bölgelerinin kuruluşuna ve işleyişine ilişkin bir takım düzenlemelere yer verilmiştir.

Davacı şirketin Konya ili Karatay ilçesi ... Mahallesi ... Caddesi No:... (... ada ... parsel) adresinde bulunan binasının sanayi sitesinde yer aldığından emlak vergisinden muaf olduğu ve ödenen vergilerin iade edilmesi gerektiğinden bahisle davalı idareye yaptığı başvuru, anılan binanın vergi muafiyeti için aranan şartları taşımadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.

Bunun üzerine davacı tarafından anılan işlemin iptali ile ödenen muhtelif dönemlere ilişkin vergilerin iadesi istemiyle dava açılmıştır.

Davacı, maliki olduğu binanın ... Özel Organize Sanayi Bölgesinde ve Sanayi Sitesi içinde bulunduğunu iddia ettiğinden uyuşmazlığın çözümü için davacı şirkete ait binanın iddia edilen yerlerin içinde bulunup bulunmadığının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.

i. Davacıya ait binanın Özel Organize Sanayi Bölgesinde yer alıp almadığına ilişkin değerlendirme:

Davacı şirket tarafından maliki olduğu binanın... Özel Organize Sanayi Bölgesinde olduğu belirtilerek dava dosyasına ... Özel Organize Sanayi Bölgesinde bulunan binaların emlak vergisinden muaf olduğu yönünde verilmiş emsal mahkeme kararları sunulmuştur.

Ara kararına Konya Valiliğince verilen cevap ile Konya Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü tarafından davacıya ait uyuşmazlığa konu binanın da içinde yer aldığı ... Sanayi Bölgesi Yöneticiliğine gönderilen yazı birlikte dikkate alındığında davacı şirketin maliki olduğu binanın Özel Organize Sanayi Bölgesinde yer almadığı sonucuna varılmıştır.

ii. Davacıya ait binanın sanayi sitesinde yer alıp almadığına ilişkin değerlendirme:

Emlak Vergisi Kanunu'nda sanayi sitesinin tanımına yer verilmemiştir.

Ancak 15/03/2019 tarih ve 30715 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yerleşim Alanı İçerisinde Kalan Sanayi Siteleri ile Sanayi İşletmelerinin Dönüşüm ve Gelişim Projelerinin Kredilendirilmesi Hakkında Yönetmelik'in 3. maddesinde sanayi sitesi, sanayi sitesi yapı kooperatifi anasözleşmesinde yer alan meslek grubu listesindeki meslek dallarından birinde faaliyet gösteren en az yedi iş yerinin yer aldığı ve mekânsal bütünlüğü olan alan olarak tanımlanmış, aynı Yönetmelik'te sanayi sitesi yapı kooperatifinin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ile sanayi sitesi yapı kooperatifi ana sözleşmesi hükümlerine göre kurulmuş kooperatif olduğu belirtilmiştir.

Yukarıdaki hükümlerde belirtilen usullere göre kurulmayan ... Sanayi Bölgesinin sanayi sitesi niteliğinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

Nitekim davalı idarece dava dosyasına ibraz edilen Konya Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün ilgili yazısında... Sanayi Bölgesi Karatay belediye sınırları içinde kooperatifler ana sözleşmesine göre kurulan Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifleri arasında sayılmamıştır.

Bu durumda davacı şirkete ait binanın emlak vergisi muafiyetinden yararlanmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Mahkeme, bu gerekçeyle davayı reddetmiştir.

Davacının istinaf istemini inceleyen Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 05/01/2022 tarih ve E:2021/824, K:2022/8 sayılı kararının özeti:

Davacıya ait binanın bulunduğu ... Sanayi Bölgesinin, organize sanayi bölgesi veya özel organize sanayi bölgesi olmadığı hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.

Davacı şirkete ait binanın bulunduğu ... Sanayi Bölgesinin, sanayi sitesi olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.

1319 sayılı Kanun'da ve ilgili diğer kanunlarda sanayi sitesinin tanımına yer verilmemiştir. Bu nedenle emlak vergisinden aynı şekilde muaf tutulan organize sanayi bölgeleri için 4562 sayılı Kanun'da yer alan tanımdaki bir kısım kriterler sanayi sitesi vasfını belirlemede dikkate alınabileceği gibi yerleşim alanları içinde kalmış sanayi sitelerinin planlı sanayi alanlarına taşınmasının kredi ile desteklenmesi amacıyla çıkarılan Yönetmelik'te yapılan düzenlemeler de birebir bağlayıcı olmamak kaydıyla sanayi sitesi tanımının belirlenmesinde dikkate alınmalıdır.

4562 sayılı Kanun'da organize sanayi bölgesinin tanımına yer verilmiş, ilgili mevzuatta, sanayi sitesinin, sanayi sitesi yapı kooperatifi ana sözleşmesinde yer alan meslek grubu listesindeki meslek dallarından birinde faaliyet gösteren en az yedi iş yerinin yer aldığı ve mekânsal bütünlüğü olan alanı ifade ettiği düzenlenmiştir.

Dava dosyası ile aynı bölgedeki başka binalar yönünden açılan davalara ilişkin dosyalardaki bilgi ve belgeler şu şekildedir:

i. ... Sanayi Sitesi, Sınırlı Sorumlu ... Kooperatifi olarak 1995 yılında kooperatif üyelerinin iş yeri ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulmuştur.

ii. Yerleşim alanı bulunmayan sanayi sitesinde yirmiden fazla sektörde faaliyet gösteren organize sanayi boyutuna ulaşmamış küçük/büyük bir çok işletme yer almaktadır.

iii. Sanayi sitesindeki bazı görevlerin ve destek hizmetlerinin site yönetimi tarafından yerine getirildiği ve anılan sanayi sitesinin planlı özel bir sanayi sitesi olarak faaliyetine devam ettiği görülmüştür.

Emlak Vergisi Kanunu'nu değiştiren 7033 sayılı Kanun'a ait tasarıda "... planlı sanayi alanlarında üretim yapan sanayicilerin yukarıdaki desteklere ilave olarak tapu ve kadastro harçlarından, damga vergisinden, emlak vergisinden muaf tutulması ve enerji giderlerinin azaltılması sonucunda üretim maliyetlerinin düşürülmesi amaçlanmaktadır." şeklinde gerekçeye yer verilmiştir.

Olayda, imalatçı davacı şirkete ait binanın sanayi sitesinde bulunması nedeniyle emlak vergisinden muaf olduğu sonucuna ulaşılmış ve davacının yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde ve davanın reddi yolundaki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Vergi Dava Dairesi bu gerekçeyle mahkeme kararını kaldırdıktan sonra dava konusu işlemin iptaline ve davacıdan tahsil edilen vergilerin davacıya iadesine kesin olarak karar vermiştir.

Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 05/01/2022 tarih ve E:2021/541, K:2022/7; 03/05/2023 tarih ve E:2022/1120, K:2023/472 sayılı kararlarına konu maddi olaylar ve hukuki değerlendirme ile bu kararlarda ulaşılan sonuçlar yukarıda özetlenen Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin E:2021/824 sayılı dosyası ile benzerlik arz etmektedir.

B- İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 7. Vergi Dava Dairesinin E:2022/1866 sayılı dosyasına konu yargılama süreci:

Dava konusu istemin özeti: S.S. Kos Küçük ve Orta Sanayicileri Sanayi Sitesinde mülkiyeti kendisine ait olan iş yerinde faaliyet gösteren davacı tarafından sanayi sitesi içinde yer alan iş yerinin 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendi uyarınca emlak (bina) vergisinden muaf tutulması gerektiğinden bahisle tahsil edilen vergilerin iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İstanbul 1. Vergi Mahkemesinin 06/12/2021 tarih ve E:2021/1502, K:2021/2722 sayılı kararının özeti:

Davacının başvurusu, davalı idarece ilgili alanın sanayi sitesi olduğuna dair bir kararın olmadığı ve bölgelerinde sanayi sitesi bulunmadığından bahisle reddedilmiştir.

Davacının da üyesi olduğu ... Kooperatifinin kurulduğu, bu kuruluş belgesiyle davalı belediyeye başvurulduğu dosya içeriği bilgi ve belgelerden görülmektedir.

Davalı belediyece bölgelerinde kurulmuş bir sanayi sitesi olmadığının ileri sürüldüğü görüldüğünden, ihtilaf davacının faaliyette bulunduğu yerin sanayi sitesi olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda ortaya çıkmaktadır.

Emlak Vergisi Kanunu'nun "Daimi Muaflıklar" başlığı altındaki 4. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinde belirtilen organize sanayi bölgelerinin tanımı ve kuruluşu 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu'nda, serbest bölgelerinin tanımı ve kuruluşu 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu'nda, endüstri bölgelerinin tanımı ve kuruluşu 4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanunu (Endüstri Bölgeleri Kanunu ve Organize Sanayi Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun)'nda, teknoloji bölgelerinin tanımı ve kuruluşu 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu'nda düzenlenmiştir. Ancak Emlak Vergisi Kanunu'nun anılan bendinde düzenlenen sanayi sitelerinin tanımı ve kuruluşu hakkında özellikli bir kanuni düzenleme mevcut değildir.

Mahkememizce yapılan araştırmada Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının resmi internet sitesinde sanayi siteleri hizmetleri başlığı altında sanayi sitesi hakkında bir takım bilgilere yer verildiği tespit edilmiştir.

Olayda, ilgili bakanlık yahut belediyelerce belirlenmemiş bir alanda kurulan birden fazla işletme bulunsa dahi ileride kanuni bir takım avantajlara sahip olacak sanayi tesislerinin kuruluşunun ve varlığının ilgili kamu idarelerinin denetimi altında yapılmasının gerekli olduğu ve davacı tarafından yapı kooperatifi üyesi olmasının faaliyet gösterdiği yerin de sanayi sitesi olarak nitelendirileceği anlamına gelemeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Mahkeme bu gerekçeyle davayı reddetmiştir.

Davacının istinaf istemini inceleyen İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 7. Vergi Dava Dairesinin 12/06/2023 tarih ve E:2022/1866, K:2023/2219 sayılı kararının özeti:

Vergi Dava Dairesi, istinaf dilekçesinde ileri sürülen iddiaların isteme konu vergi mahkemesi kararının kaldırılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gerekçesiyle istemi kesin olarak reddetmiştir.

IV- İNCELEME VE GEREKÇE:

A- İLGİLİ MEVZUAT:

2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu" başlıklı 3/C maddesinin (4) numaralı fıkrası ve anılan fıkranın (c) işaretli bendi şu şekildedir:

"4. Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulunun görevleri şunlardır:

...

c) Benzer olaylarda, bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık bulunması hâlinde; resen veya ilgili bölge idare mahkemesi dairelerinin ya da istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların bu aykırılığın veya uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, istemin uygun görülmesi hâlinde kendi görüşlerini de ekleyerek Danıştaydan bu konuda karar verilmesini istemek."

B- HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Aynı veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince, benzer olaylarda verilen kesin nitelikteki kararlar arasındaki aykırılığın giderilmesine ilişkin başvuru yolu, Danıştayın temyiz mercii olarak bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması şeklinde ortaya çıkan hukuka aykırılıkları, temyiz istemine konu kararın taraflarının hukukuna etki edecek şekilde denetleme görevinden farklıdır. Aykırılığın giderilmesine ilişkin başvuru yolu, bölge idare mahkemesince verilen kararlar arasındaki aykırılık nedeniyle ortaya çıkan hukuki belirsizliğin, uygulamada hukuki belirliliği sağlayacak şekilde giderilmesine yöneliktir.

Danıştaydan aykırılığın giderilmesi isteminde bulunulabilmesinin asgari koşullarından biri, isteme konu bölge idare mahkemesi kararlarının benzer olaylara ilişkin olmasıdır. "Benzer olaylar" ifadesinden ne anlaşılması gerektiği ile ilgili olarak maddede bir açıklamaya yer verilmemiştir.

Aykırılığın giderilmesi müessesesinden beklenen amaç dikkate alındığında, "benzer olaylar" deyimi, hukuki belirlilik sağlanmak istenen uyuşmazlık yönünden hem maddi olayların hem de bu maddi olaylara uygulanacak hukuk kuralları ile bunların ortaya çıkardığı hukuki sonuçların aynı veya benzer nitelikte olmasını ifade etmektedir.

Aykırılığın giderilmesi istemine konu kararlardaki uyuşmazlıklarda, farklı davacıların farklı sanayi siteleri içinde yer alan ve mülkiyeti kendilerine ait olup faaliyet gösterdikleri iş yerlerinin emlak (bina) vergisinden muaf olduğundan bahisle yapılan başvuruların reddine ilişkin işlemler dava konusu edilmiştir.

Uyuşmazlığa konu olayların çözümü, emlak vergisine konu binaların sanayi sitesinde yer alıp almadığının belirlenmesine bağlıdır. Bununla birlikte emlak vergisine konu binanın sanayi site içinde yer alıp almadığının belirlenmesi kuruluşu ve işletilmesi birbirinden farklı hukuki ve fiili duruma bağlı olan sanayi sitelerinin özelliklerinin incelenmesine bağlıdır. Bu nedenle uyuşmazlığın esasının incelenmesi sonucunda yargı merciilerince farklı hukuki sonuçlara ulaşılması mümkündür.

Sanayi sitelerinin özellikli durumları nedeniyle uygulanacak hukuk kuralları ve bunların doğurduğu hukuki sonuçlar yönünden farklılık bulunduğundan işbu aykırılığın giderilmesi istemine konu kararlar arasında aykırılığın giderilmesi yolunun işletilebilmesi için aranılan "benzer olaylarda" verilme şartının gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, aykırılığın giderilmesi istemine konu kararlara yönelik maddi olayın farklı özellikler barındırması nedeniyle aykırılığın giderilmesi yönünde verilecek karar, yukarıda ifade edilen hukuki belirliliği sağlayacak nitelikte görülmemiştir.

Bu nedenle, isteme konu kararların arasında mevcut olduğu belirtilen aykırılığın 2576 sayılı Kanun'un 3/C maddesinin (4) numaralı fıkrasının (c) işaretli bendi kapsamında giderilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.

V-

Açıklanan hukuksal nedenler ve gerekçeyle aykırılığın giderilmesi isteminin REDDİNE, 13/12/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi. X -

KARŞI OY

i. Usul yönünden hukuki değerlendirme:

2576 sayılı Kanun'un 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanun'un 6. maddesiyle eklenen 3/C maddesinin (4) numaralı fıkrasının (c) işaretli bendinin 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 7. maddesiyle değişik halinde yer alan düzenlemeyle üç dereceli yargılama sisteminde Danıştayın, temyizi kabil olmayan kesin kararlara konu olaylarda uygulama birliği sağlaması amaçlanmıştır.

Aynı veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince verilen kararlar arasındaki aykırılığın giderilmesine ilişkin başvuru yolunda Danıştay, benzer olaylarla ilgili olup kesin nitelikte ancak birbirinden farklı sonuçlar içeren kararlar arasındaki aykırılıkların uygulamada hukuki belirlilik sağlayacak şekilde giderilmesine yönelmektedir.

Danıştaydan aykırılığın giderilmesi isteminde bulunulabilmesinin asgari koşullarından biri, isteme konu bölge idare mahkemesi kararlarının benzer olaylara ilişkin olmasıdır. "Benzer olaylar" ifadesinden ne anlaşılması gerektiği ile ilgili olarak maddede bir açıklamaya yer verilmemiştir.

Aykırılığın giderilmesi müessesesinde "benzer olaylar" deyiminin maddi ve hukuki yönü itibarıyla iki unsuru mevcuttur. "Benzer olaylar" deyiminin maddi unsuru, hukuki belirlilik sağlanmak istenen uyuşmazlık yönünden maddi olayların aynı veya benzer nitelikte olmasını; hukuki unsuru ise aynı veya benzer nitelikte olan maddi olaylara uygulanacak hukuk kuralları ile bunların ortaya çıkardığı hukuki sonuçların aynı veya benzer nitelikte olmasını ifade etmektedir.

Aykırılığın giderilmesi istemine konu kararlardaki uyuşmazlıklarda, farklı davacıların farklı sanayi siteleri içinde yer alan ve mülkiyeti kendilerine ait olup faaliyet gösterdikleri iş yerlerinin emlak (bina) vergisinden muaf olduğundan bahisle yapılan başvuruların reddine ilişkin işlemler dava konusu edilmiştir.

İsteme konu kararlardaki uyuşmazlıklarda, davacılara ait iş yerlerinin fiilen veya hukuken sanayi sitesi olarak kabul edilen yerlerde bulunduğu dikkate alındığında, aykırılığın giderilmesi yolunun işletilebilmesi için aranılan "benzer olaylarda" verilme şartının maddi unsurunun gerçekleştiği sonucuna varılmıştır.

Diğer taraftan, davacıların fiilen veya hukuken sanayi sitesi olarak kabul edilen yerlerde bulunan iş yerlerinin emlak (bina) vergisinden muaf olup olmadığının belirlenmesinde uygulanacak hukuk kuralı Emlak Vergisi Kanunu'nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendidir. Dolayısıyla uyuşmazlıkların çözümünde uygulanacak hukuk kuralı da aynı olduğundan, aykırılığın giderilmesi yolunun işletilebilmesi için aranılan "benzer olaylarda" verilme şartının hukuki unsuru da gerçekleşmiştir.

Aykırılığın giderilmesi istemine konu uyuşmazlıklarda benzer maddi olaylar için aynı hukuk kuralları çerçevesinde değerlendirme yapılarak uyuşmazlığın esasının incelenmesi yönünden farklı hukuki sonuçlara ulaşılmıştır.

Bu nedenle kanun koyucunun aykırılığın giderilmesi müessesesiyle uygulamada içtihat birliğinin sağlanmasına yönelik amacı göz önünde bulundurulduğunda, aykırılığın giderilmesi yönünde verilecek karar ile Emlak Vergisi Kanunu'nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinde yer alan "sanayi sitesi" ibaresinin ilgili mevzuat kapsamında değerlendirilmesi hukuki belirliliği sağlayacak nitelikte olacaktır.

Açıklanan nedenlerle, isteme konu kararların arasında mevcut olduğu belirtilen aykırılığın 2576 sayılı Kanun'un 3/C maddesinin (4) numaralı fıkrasının (c) işaretli bendi kapsamında giderilmesi gerekmektedir.

ii. Esas yönünden hukuki değerlendirme:

a) İlgili Mevzuat:

1- 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun "Daimi muaflıklar" başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrası ve birinci fıkrasının (m) bendinin 18/06/2017 tarihli ve 7033 sayılı Kanun'un 10. maddesi ile 02/07/2018 tarihli ve 700 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 59. maddesiyle değiştirilmiş hali şu şekildedir:

"Madde 4 – (Değişik birinci fıkra: 16/10/1981-2536/1 md.) Aşağıda yazılı binalar, kiraya verilmemek (24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanun kapsamında yapılan işletme hakkı devirleri hariç) şartıyla Bina Vergisinden daimi olarak muaftır. ( (a), (b), (s), (y) ve (z) fıkraları için kiraya verilmeme şartı aranmaz.)

...

m) Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ait binalar (Vakıf senedindeki cihete tahsis edilmek şartiyle) ile organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler, endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri ve sanayi sitelerinde yer alan binalar"

2- 15/03/2019 tarih ve 30715 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yerleşim Alanı İçerisinde Kalan Sanayi Siteleri İle Sanayi İşletmelerinin Dönüşüm ve Gelişim Projelerinin Kredilendirilmesi Hakkında Yönetmelik'in "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinin ilgili kısımları şu şekildedir:

"...

h) Planlı sanayi alanı: Organize sanayi bölgesi, sanayi sitesi, endüstri bölgesi ve Bakanlık tarafından belirlenen yatırım alanları,

...

i) Sanayi sitesi: Sanayi sitesi yapı kooperatifi anasözleşmesinde yer alan meslek grubu listesindeki meslek dallarından birinde faaliyet gösteren en az 7 işyerinin yer aldığı ve mekânsal bütünlüğü olan alanı,

...

l) Sanayi sitesi yapı kooperatifi: 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ile sanayi sitesi yapı kooperatifi anasözleşmesi hükümlerine göre kurulmuş kooperatifi,

... ifade eder."

3- (1) sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 385. maddesinin (59) sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 6. maddesiyle değiştirilmiş halinin ilgili kısımları şu şekildedir:

"(1) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının görev ve yetkileri şunlardır:

...

j) Organize sanayi bölgesi, endüstri bölgesi, teknoloji geliştirme bölgesi, serbest bölge ve sanayi siteleri için kullanılabilir yatırım alanlarını belirlemek, mekânsal strateji planları, çevre düzeni planları ve 1/25.000 ölçekli nazım imar planlarında sanayi alanlarına ilişkin görüş vermek,

k) Organize sanayi bölgeleri ve endüstri bölgelerinin planlanmasına, kuruluşuna, yapılaşmasına ve işleyişine ilişkin mevzuatla verilen görevleri yapmak; organize sanayi bölgelerini ve sanayi sitelerini mevzuatta belirlenen kapsamda kredi ile desteklemek, organize sanayi bölgelerine iç ve dış kaynaklardan kullanacakları krediler için mevzuatta belirlenen miktar ve oranlarda kredi finansman desteği vermek, destekleme şart ve niteliklerini belirlemek ve denetlemek,

l) Yerleşim alanları içerisinde bulunan sanayi sitelerinin ve sanayi işletmelerinin yerleşim alanı dışına taşınmasına ve planlı sanayi alanları dışında faaliyet gösteren sanayi işletmelerinin planlı sanayi alanlarına taşınmasına yönelik faaliyetleri yürütmek, bu amaçla yapılacak masrafları mevzuatta belirlenen kapsamda kredi ile desteklemek, destekleme şart ve niteliklerini belirlemek ve denetlemek,

..."

b) Hukuki Değerlendirme :

Aykırılığın giderilmesi istenen kararlara konu uyuşmazlıkların çözümü, Emlak Vergisi Kanunu'nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinde yer alan "sanayi sitesi" ibaresinin yetkili kamu kurumları tarafından verilen izinle kurulmayan ancak fiilen sanayi sitesi niteliğinde olan alanları mı yoksa sadece yetkili kamu kurumları tarafından verilen izinle kurulan ve yetkili makamların denetimine ve gözetimine tabi hukuken sanayi sitesi niteliğinde olan alanları mı ifade ettiğinin belirlenmesine bağlıdır.

Emlak Vergisi Kanunu'nda sanayi sitesinin tanımına yer verilmediğinden emlak vergisi muafiyeti bakımından hangi yerlerin sanayi sitesi olarak kabul edileceğinin ortaya konulması gereklidir. Bu husus hukuki güvenlik ilkesi bağlamında belirlilik ve öngörülebilirlik ilkesinin bir gereğidir.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yapılan tanıma göre sanayi sitesi, ağırlıklı olarak yapı kooperatifleri vasıtasıyla uygulamaya konulan sanayi siteleri, daha çok tamirat ve imalatla uğraşan küçük işletmelerin yer aldığı, altyapı hizmetleri ile idare binası, çırak okulu, satış dükkanı gibi sosyal kurumlarla donatılmış işyeri topluluklarıdır.

Emlak Vergisi Kanunu'nu değiştiren 7033 sayılı Kanun'a ait tasarıda "... planlı sanayi alanlarında üretim yapan sanayicilerin yukarıdaki desteklere ilave olarak tapu ve kadastro harçlarından, damga vergisinden, emlak vergisinden muaf tutulması ve enerji giderlerinin azaltılması sonucunda üretim maliyetlerinin düşürülmesi amaçlanmaktadır." şeklinde gerekçeye yer verilmiştir.

İmar planları, genel itibarıyla düzenli, sağlıklı ve sürdürülebilir alanların oluşturulması amacıyla çeşitli ölçeklerde düzenlenebilmektedir. İmar planlarında, sanayi alanlarının belirlenmesi, planlı ve düzenli çevre ilkesiyle yakın ilişki içindedir. Çarpık kentleşmeyi ortadan kaldırmak, yaşanabilir yerleşim alanları sağlamak amacıyla çeşitli destekler verilerek yetkili kamu makamları tarafından verilen izinle sanayi siteleri kurulabilmektedir. Nitekim sanayi tesislerinin kuruluşunun ve varlığının ilgili kamu idarelerinin denetimi ve gözetimi altında belirli bir düzen içinde yürütülmesi "planlı sanayi" kavramıyla bağlantılıdır.

Bu nedenle, Kanun'da yer alan "sanayi sitesi" ibaresinin çevreyi geliştirmek ve çevre sağlığını korumak amacını öngören planlı sanayileşme kavramı çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Emlak Vergisi Kanunu'nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinde yer alan "sanayi sitesi" ibaresinin, imar mevzuatından bağımsız yorumlanması, Anayasa'nın 56. maddesinde yer alan "sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına" aykırı düşecektir.

Bu durumda, ilgili kamu kurumunca belirlenmemiş bir alanda faaliyet gösteren birden fazla işletme oluşan ve planlı sanayi alanı dışında fiilen işletilen bir topluluğun, Emlak Vergisi Kanunu'nun aradığı anlamda sanayi sitesi olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır.

Bu nedenle, aykırılığın, imar planlarında sanayi alanı olarak belirlenen bölgede, yetkili kamu kurumları tarafından verilen izinle kurulan sanayi sitesinde yer alan iş yeri niteliğinde olan binanın, kiraya verilmemesi şartıyla, Emlak Vergisi Kanunu'nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendi uyarınca emlak (bina) vergisinden daimi olarak muaf olduğu yönünden giderilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan gerekçelerle Kurul kararına katılmıyoruz.