Dava, ürün bedelinden yapılan tevkifat nedeniyle 2926 sayılı Kanun kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalılığının ve 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma hükümlerinden yararlandırılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi F. Ü. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, teslim ettiği ürün bedellerinden yapılan tevkifat nedeniyle 1994 yılından dava tarihine kadar 2926 sayılı Kanun kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma hükümlerinden yararlandırılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, 19.06.2012 günü verilen davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar yasal süresi içerisinde davalı Kurum vekilince temyiz edildikten sonra, vekâletnamesinde feragat yetkisi bulunan davacı vekilinin davadan feragat ettiğini belirten dilekçeyle 05.09.2012 tarihinde başvurduğu anlaşılmaktadır.
Anayasa’nın 60’ıncı maddesinde, “Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve Davanın yasal dayanağı olan 2926 sayılı Kanunun “Sigortalılığın başlangıcı ve zorunlu oluşu” başlığını taşıyan 5 inci maddesinin birinci fıkrasında, “2 inci madde kapsamına girenler, on sekiz yaşını doldurdukları tarihi takip eden yılbaşından itibaren sigortalı sayılırlar. Ancak, 7’nci maddede belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülükleri kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren
başlar.”, ikinci fıkrasında, “Bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemez ve kaçınılamaz.” hükmü öngörülmüş olup; sigortalı olmak, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilemez ve kaçınılamaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü meydana getirmektedir. Kişilerin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının bu statünün oluşumundaki rolü, yenilik doğurucu ve iradi bir durum değil, kanun gereği kendiliğinden oluşan statüyü belirlemekten ibarettir. Dolayısıyla, sosyal güvenlik hakkından 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 91’inci ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307’nci maddeleri kapsamında feragat olanaksızdır ve açılan sigortalılığın ve sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davadan da vazgeçilemez. Davacı ancak, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 185 inci ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 123’üncü maddelerinde düzenlenen hakkını kullanabilir ve ileride yeniden dava açabilme hakkını saklı tutarak, davalının rızası ile, davanın takibinden vazgeçebilir veya 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununu 409 ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150’nci maddeleri hükmü gereğince davayı takip etmeyerek yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılması ve giderek davanın açılmamış sayılması sonucunu elde edebilir.
Bu nedenle; inceleme konusu davada; mahkemece, davadan vazgeçilemeyeceği davacıya bildirilmeli, feragat beyanının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 185 veya 409. maddelerinde ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 123 ve 150’nci maddelerinde düzenlenen haklardan birinin kullanımı niteliğinde olup olmadığı kendisine sorulmak suretiyle belirlenmeli; beyanın anılan anlamlarda kullanıldığı saptandığı takdirde duruma göre anılan maddelerdeki prosedür işletilmeli, aksi durumda ise elde edilecek sonuca göre, dava konusu istem hakkında karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan ve hükümden sonra ortaya çıkan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulduğunda; mahkemece, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirgin olup, bozulması gerekmektedir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.