Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/06/2016 tarih ve 2015/558-2016/482 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile gelir koruma sigorta sözleşmesi imzaladığını, davacının üzerine düşen edimleri ifa etmiş olup sigorta primleri süresinde ödendiğini, müvekkilinin 19/03/2007 yılından beri çalıştığı ... Otomotiv A.Ş. isimli şirketten 20/06/2014 tarihinde çıkarıldığını, işsizlik tazminatını alabilmek adına davalı şirkete yazılı başvuruda bulunduğunu, davalı şirketin davacının kendi isteğiyle istifa suretiyle görevinden ayrıldığı gerekçesiyle davacının talebini reddettiğini, müvekkilinin işten çıkarıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.500,00 TL'ik sigorta tazminatının dava tarihinden işleyecek ticari faizi birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı ... Emeklilik A.Ş. vekili, davacının çalıştığı projenin sona ermesi nedeni ile görevin sona erdiğinin bildirilerek yeni bir görevin önerildiği, davacı sigortalının bu görevin kendisine uygun olmadığını belirterek şirketten iş akdinin feshini kendisi talep ettiğini, davacı sigortalının talebi yönetim tarafından olumlu karşılanarak talebin kabul edildiğini, davacı sigortalının istifa ettiği, en nihayetinde bozma akdi yaparak ayrıldığının ortada olduğunu, sigorta teminatı kapsamında bulunmadığını savunrak davanın reddini talep etmektedir.

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki ilişkinin ikale olarak değerlendirilmesi gerektiği, söz konusu durumun poliçe özel şartlarının 5.3.2-e bendinde düzenlenen haklı veya geçerli nedenle fesih olmadığı, bu nedenle davanın poliçe kapsamındaki tazminat talebinin reddinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1- Dava, Gelir Koruma Sigortası Poliçesine dayalı olarak sigorta tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Yasa'nın 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.

Aynı Yasa'da görev ve yetkiye ilişkin hükümlerin niteliğine ve zaman bakımından uygulanmasına ilişkin hükümlere de yer verilmiş, Yasa'nın 83/2. maddesinde, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemlerle ilgili diğer kanunlarda hüküm olması halinde dahi, 6502 sayılı Yasa'nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilerek, maddenin özel hüküm niteliğinde olduğu vurgulanmış ve 6502 sayılı Yasa'nın geçici 1. maddesinde yasanın yürürlüğü sonrası açılacak davalarda usul kurallarının derhal uygulanması gerektiği hüküm altına alınmıştır.

Belirtilen düzenlemeler karşısında, sigorta sözleşmelerinin ...'da düzenlenmiş olması nedeniyle davanın mutlak ticari dava olduğunun kabulü ile davanın ticaret mahkemesinde görülmesine imkan bulunmadığı açıktır.

Bu itibarla, mahkemece; yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenip yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın re'sen BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.