Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/.../2016 tarih ve 2016/548-2016/926 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 08.01.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av....dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan personel taşıma sözleşmesinin 4. maddesinde sözleşmenin bir yıl süreyle geçerli olduğunun, bir yıllık sürenin bitiminden bir ay önce taraflardan herhangi biri fesih için diğerine ihbarda bulunmadığı takdirde sözleşmenin kendiliğinden birer yıllık sürelerle uzayacağının düzenlendiğini, sözleşmenin fesihi için süresinde ihbarda bulunulmadığından taraflar arasındaki sözleşme bir yıl daha yenilendiği halde davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, davacının yoksun kaldığı kazanç kaybından şimdilik ....000,00 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, sözleşmenin 4. maddesi gereğince yenilenen dönemler açısından davalının dilediği zaman dönem sonunu beklemeksizin tek taraflı fesih hakkının olduğunu, davacının davalıya yeni yapılacak olan taşıma sözleşmesi açısından teklifte bulunmasının, önceki sözleşmenin feshedildiğinin kabulü anlamına geldiğini, davacının zarar iddiasını ispatlayamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin .../07/2008 tarihinde kurulduğu, beş yıl boyuncada yenilenmek suretiyle sözleşmeye devam edildiği, davalı tarafın fesih ihbarında ise 11/09/2012 tarihinde sözleşmenin feshedilmiş olacağının bildirildiği, bilirkişi raporunda 11/09/2012 tarihi itibariyle alacakların ödendiği, .../07/2013 tarihinde ise sözleşmenin sona ereceği, faturalar ortalaması esas alınmak suretiyle davacının toplam zararının 612.692,37 TL olacağının belirlendiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 612.692,37 TL 'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

1- Dava, taşıma sözleşmesinin feshi nedeniyle yoksun kalınan kazanç kaybının tazmini istemine ilişkin olup, yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamında da belirtildiği üzere, uyuşmazlığın özünü, sözleşme ile davalı bankaya verilen tek taraflı fesih yetkisinin kullanılmasının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olup olmadığı, böyle bir yetkinin haklı nedenler olmaksızın kullanılıp kullanılamayacağı, kullanıldığı takdirde de yine sözleşme gereğince tazminat istenemeyeceği ./..

şartının geçerli olup olmadığı oluşturmaktadır. Taraflar arasında imzalanan personel taşıma sözleşmesinin 4. maddesinde; sözleşmenin, imzalandığı tarihten itibaren bir yıl süre ile geçerli olduğu, bir yıllık sürenin bitiminden bir ay önce taraflardan herhangi biri, fesih için diğerine ihbarda bulunmadığı takdirde sözleşmenin kendiliğinden birer yıllık sürelerle uzayacağı, yüklenicinin sözleşmeyi süresinin sona ermesinden evvel feshetme hakkının olmadığı, davalı bankanın ise dilediği zaman, bildirimde bulunmaksızın, bildirim önelsiz, tazminatsız ve tek taraflı olarak sözleşmeyi feshedebileceği, yüklenicinin, fesih halinde davalıdan her ne nam altında olursa olsun hiçbir bedel, tazminat v.s. talep edemeyeceği, bu halde, davalı ...'ın her türlü ödeme yükümlülüğünün son bulacağı kararlaştırılmıştır.

6102 sayılı ...'nın 18/.... (... 6762 sayılı ...'nın 20/II.) maddesine göre her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Bu ilke sözleşmenin imzası, ifası ve feshi aşamalarının hepsinde gözetilmesi gereken ilke olması nedeniyle mahkemece, sözleşmenin davacı aleyhine hükümler içermesine rağmen bu durumu kabul eden tacir davacının sözleşme serbestisi ilkesi ile sözleşme hükmü nazara alındığında tazminat, bedel vb. herhangi bir talepte bulunamayacağı belirtilmiştir. Bu gerekçe ilke olarak doğru ise de, imzalanmış sözleşmenin yürütümü sırasında da hukukun genel ilkelerinden olan TMK'nın .... maddesi gereğince de, hak ve borçların kullanımı ve ifasında da iyiniyet kurallarına uyulması gerekmektedir. Bir hakkın sırf başkasını zarara sokacak şekilde kötüye kullanılmasını kanun himaye etmez. Uyuşmazlık konusu sözleşme hükmü bu açıdan değerlendirildiğinde bu sözleşme maddesinin davalıya keyfi olarak nitelendirilebilecek mutlak bir hak bahşetmediğinin kabulü gerekir. O halde, mahkemece uyulmakla lehine olan taraf yararına usuli müktesep hak oluşturan bozma ilamı doğrultusunda davalının savunmaları da nazara alınarak, sözleşmeyi fesihte haklı olup olmadığı yönünde MK'nın .... maddesi kapsamında değerlendirme yapılıp, sonucuna göre karar vermek gerekirken anılan husus göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

...- Kabule göre de, mahkemece fesihten sonra kalan sürenin tamamı itibariyle davacının gelir kaybına uğrayacağı kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Oysa, Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre, sözleşmenin davalı tarafından haksız feshedildiği kanaatine varıldığı takdirde, davalının sözleşmeyi haksız feshi üzerine, öncelikle davacının sözleşmenin feshinden sonra aynı veya emsal nitelikte bir işi ikame etmesi için gereken makul süre tespit edilip, bu süreye karşılık gelen zarar miktarına hükmedilmesi gerekirken davalı şirketin tüm cirosuna tekabül eden tutarda tazminata hükmedilmesi de doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.

...- Kabul şekli bakımından da, ıslah tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 177. maddesinde ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği düzenlenmiştir. Yine, mülga 1086 sayılı HUMK 84. maddesi de aynı mahiyettedir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu'nun 06/05/2016 tarih ve 2015/1 E- 2016/1 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Bu durumda mahkemece, davacı vekili tarafından bozma sonrası ıslah edilen miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi de doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

4- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1), (...) ve (...) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davalı yararına BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan ....037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 08/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.