Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı tarafından borçlu hakkında, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 02.9.2015 tarih ve 2014/1219 E. - 2015/571 K. sayılı ilamında hükmedilen vekalet ücreti ile tebligat giderine istinaden ilamlı icra yolu ile takip başlatıldığı, dayanak ilâmın, borçlu tarafından tehir-i icra talepli olarak temyiz edildiği ve borç miktarı ile masraflarını karşılayacak nakit teminatın 19.11.2015 tarihinde dosyaya depo edildiği, alacaklıca 12.4.2016 tarihinde icra müdürlüğüne başvurularak, borçlu tarafından tehiri icra kararı getirilemediğinden bahisle, dosyada mevcut nakit teminatın alacaklıya ödenmesinin talep edildiği, müdürlükçe dosyada mevcut teminattan tahsil harcı kesilerek alacaklıya ödendiği, takibe konu ilamın Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 2015/5861 E. - 2016/5139 K. sayılı ilamı ile bozulması üzerine bu kez borçlu tarafından icra müdürlüğüne yapılan başvuru ile; İİK’nun 40. maddesi gereğince alacaklıya ödenen nakit teminat tutarının iadesi için muhtıra gönderilmesinin istendiği, icra müdürlüğünce, 31.3.2017 tarihinde muhtıra düzenlenerek alacaklı vekiline tebliğ edildiği, alacaklı vekilince, ödenen paranın iadesinin ancak kesin bir ilamla tespiti halinde mümkün olabileceği ileri sürülerek muhtıranın iptali istemi ile icra mahkemesine başvurulduğu, ilk derece mahkemesince şikayetin reddedildiği, kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 12.10.2017 tarih ve 2017/1410 E. - 2017/1531 K. sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddedildiği, kararın alacaklıca temyiz edildiği anlaşılmaktadır.

İİK'nun 40/2-3. maddesi; "Bir ilam hükmü icra edildikten sonra bozulduğunda, aleyhinde icra yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kat'i bir ilamla belirlenirse ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski hale iade olunur. Ancak üçüncü şahısların hüsnü niyetle kazandıkları haklara halel gelmez" hükmünü içermektedir.

Somut olayda, takibin dayanağı olan İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 02.9.2015 tarih ve 2014/1219 E. - 2015/571 K. ilamının Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 14.12.2016 tarih ve 2015/5861 E. - 2016/5139 K. sayılı ilamı ile bozulmasından sonra mahkemece henüz yargılama yapılmadığı ve borçlunun borcunun olmadığının kesin bir ilamla tahakkuk etmediği, dolayısıyla İİK'nun 40/2. maddesinin şartlarının oluşmadığı görülmektedir.

O halde, mahkemece, alacaklıya gönderilen muhtıranın iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 12.10.2017 tarih ve 2017/1410 E. - 2017/1531 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, İstanbul Anadolu 9. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 04.5.2017 tarih ve 2017/396 E. - 2017/457 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 30/05/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.