Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

MAHKEMESİ :Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ :Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi

DAVACI :F1 Matbaacılık Kırtasiye ve Bilgisayar Sanayi ve Ticaret Limited

Şirketi Vek.Av. K1

FERİ MÜDAHİLLER: 1-F2 Bankası A.Ş. Vek. Av.K2 ve diğer 19 müdahil

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı/davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

-  K A R A R -

Davacı vekili,  2004 yılından beri  matbaacılık sektöründe faaliyet gösteren müvekkili şirketin  alacaklarını tahsil edememesi ve ham madde maliyetlerinin artması gibi ekonomik koşullardan olumsuz etkilendiğini, sunulan konkordato projesi kapsamında  şirketin  borçlarını ödeyeceğini ileri sürerek müvekkili şirket  hakkında geçici mühlet ve sonrasında 1 yıllık kesin mühlet verilerek konkordatonun tasdikini  talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, 3. kişi tarafından alacaklı lehine  verilen rehnin adi alacak olarak nisaba dahil edilerek konkordato tasdiki için kanunda aranan nisabın sağlanamadığı, davacının borca batık olmadığı ve de doğrudan iflas sebepleri de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince alacaklı F3 Bankası ve F4bank alacağı için üçüncü kişi ipoteği ile teminat altına  alacaklar rehinli alacak niteliğinde olduğundan,salt teminatsız kalan kısımların adi alacağa ilişkin nisapta yer alacağı,bu durumda da konkordato projesine olumlu oy veren alacaklı sayısı ve alacak miktarının sağlandığı, adi alacaklılar yönünden konkordato tasdiki için diğer şartların da oluştuğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, adi alacaklılar yönünden konkordatonun tasdikine karar verilmiştir. Kararı, alacaklı F2 Bankası  A.Ş.vekili temyiz etmiştir.

Dava, İİK’nın 285. vd. maddeleri uyarınca geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkindir.

Uyuşmazlık 3. kişi  ipoteği ile teminat altına alınan alacağın adi alacak olarak nisapta nazara alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.

İİK 295. maddesi "Mühlet sırasında rehinde temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez" şeklindedir.

17.07.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunla değişik İİK 289. maddesi de aynı ifadeleri taşımaktadır. 28.02.2018  tarih ve 7101 sayılı Kanun yürürlüğünden önce doktrin maddede belirlenen rehinli malın borçluya ait olması konusunda fikir birliği içindedir. (Gündoğan, Postacıoğlu, Üstündağ Kuru) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 20.10.1993 tarih 6282/6805 karar sayılı ilamında da 3. kişi rehninin konkordato nisabında adi alacak olarak gözönünde bulundurulmasına karar vermiştir. Meseleyi konkordatonun amacı çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulü ile tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimidir.

Bu amacın gerçekleştirilmesi yani konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması gerekir. İİK.nın 295. maddesi de bu amaca hizmet eden bir hüküm içerir. Rehni 3. kişinin vermesi halinde bu rehnin paraya çevrilmesi konkordato talep eden borçlunun pasifine etki etmeyecektir. Bu haliyle 3. kişi tarafından verilen rehnin paraya çevrilmesini konkordato kapsamında engellenmesi kanun koyucunun amaçladığı bir sonuç olarak düşünülemez. İ.İ.K.nda bu  ve buna benzer maddelerde amaç borçlunun malvarlığını korumak ve bu sayede konkordato projesinin başarıya ulaşmasını sağlamaktır. Alacağı 3. kişi rehni ile  teminat altına alınan alacaklı kanundaki sınırlamalara bağlı kalmadan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilecek ve asıl borçlunun konkordato takibinin kabul edilmesi halinde  rehinden karşılayamadığı alacak için konkordatoya tabi olarak talep edebilecektir. Malı satılan 3. kişide rücû alacağını ancak konkordato nisabına dahil edilmesi halinde talep edilebilcektir.

İİK 303. maddesinde “konkordatoya hayır oyu veren  alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarının muhafaza eder” hükmünü taşır. Taşınmazını borçlu lehine ipotek  veren 3. kişinin borçtan birlikte  sorumlu olduğunda  tereddüt yoktur. Alacaklının bütün haklarını muhafaza  edebilmesi  ancak konkordato nisabına dahil edilerek oy kullanmasına bağlanmıştır. Bu alacak rehinli alacak olarak kabul edilerek alacaklıya oy hakkı verilmediği takdirde İİK. 303. maddenin  uygulanması mümkün olmayacaktır.

İİK. 298/1 maddesi “komiser görevlendirilmesini mütakip borçlunun mevcudunun  bir defterini yapar ve mallarının kıymetini takdir eder” hükmünü taşır. Bu değerlendirme  borçlunun malları ile sınırlıdır. 3. kişiye ait  malın değeri bu aşamada belirlenmediği  için alacaklının  rehin dışında ne kadar alacağının  kalacağı tesbit edilemeyeceğinden  3. kişi rehniyle  temin edilen alacağın tamamının  adi  alacak olarak nisaba dahil edilmesi hem alacaklı  hemde  asıl borçluya  rücû edecek  alacaklı  açısından gerekliliktir. Bu bağlamda taşınmazı satılan 3. kişi nisaba ve sonuç olarak konkordatoya tabi olmadan  alacağını tam olarak  alma hakkına sahip  olacağından bu kabul  diğer  alacaklıların zararına olabilecektir. Yukarıda belirtildiği gibi  konkordatonun  başarıya  ulaşması için  borçlunun malvarlığının korunması amaçlanmıştır. Gerek 295. maddenin ruhunda ve gerekse 45. madde bağlamında zikredilen rehinli malların borçlunun kendisine  ait mallar olduğunun kabulünde zorunluluk vardır.

İİK 307. maddesi rehinli malların ve finansal kiralama konusu malların paraya  çevirme  ve muhafazasını erteleme hükümleri  içermektedir.  Hiç süphe yok ki bu madde kapsamında borçlunun konkordato projesi için gerekli olan mallar zikredilmektedir.  Kanunun  lafzı da bu konuda açıktır. 3. kişi ipoteklerini bu kapsamda kabul etmenin kanunun ruhuna  ve konkordatonun amacına uygun olduğundan bahsedilemez.

Tüm bu gerekçeler nazara alındığında  3. kişi ipoteği ile  teminat altına alınan  alacakların konkordato da adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi konkordato kurumunun işlerliği, alacaklının teminat  dışı kalan alacağı, ipotek veren 3. kişinin rücû ilişkisi  açısından gereklidir.  7101 sayılı Kanun  öncesi   Yargıtay   uygulamalarının  değiştirilmesini,  gerektirir  kanuni   bir  düzenlemede   bulunmamaktadır.

Sonuç  olarak 3. kişi rehniyle teminat altına alınan alacak konkordatoda adi alacak olarak nitelendirilerek nisaba dahil edilmelidir.

Somut olayda  alacaklı F3 Bankası  AŞ. F4bank A.Ş. alacakları için üçüncü kişinin  taşınmazı üzerinde ipotek tesis edildiğinden bu alacakların nisapta adi alacak olarak gözönünde bulundurulması gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince üçüncü kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacaklar rehinli alacak olduğundan salt teminatsız kalan kısmın adi alacakta nazara alınacağı gerekçesiyle nisap dışında tutulması doğru olmamış, bu aşamada teminatsız kalan kısım da belirli olmadığından infazda da tereddüt oluşturacak şekilde verilen kararın bozulması uygun görülmüştür.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle alacaklı F2 Bankası A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile  Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında verdiği karar usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın  BOZULMASINA, HMK 373/2. maddesi gereğince dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.