MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası hakkında ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden verilen 2016/926 esas ve 2017/368 karar sayılı ve 29.03.2017 tarihli hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik kararın süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasındaki borç ilişkisine istinaden 25.02.2016 keşide tarihli 3.250.000,00 TL bedelli, 6957303 seri nolu çekin düzenlendiğini, çekin keşide yerinin ... olduğunu, davalıların oyalamaları sonucu çekin bankaya ibraz edilemediğini, bu sebeple ibraz süresini kaçırdıklarını, çek vasfını yitiren bu belgedeki alacak için ... 4. İcra Müdürlüğü’nün 2016/9468 esas sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibi başlattıklarını, davalıların borca ve yetkiye itiraz etmeleri üzerine takibin durduğunu iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ... ve ..., çek üzerinde yazılı miktar ile keşide yerini ve tarihini kabul etmediklerini, hiçbir şekilde böyle bir evrak düzenlemediklerini, bu hususta inceleme yapılmasını talep ettiklerini, dava konusu çekteki borcu kabul etmediklerini, ayrıca çekin TEB’in ... Şubesi’nden verildiğini, kendilerinin ikametgahlarının da ... olması sebebiyle ... icra dairelerinin ve ... mahkemelerinin yetkili olduğunu savunarak davanın reddini istemişlerdir.
İlk derece mahkemesince, dava konusu çekin TEB’in ... Şubesi’nden verildiği, keşide yerinin ... olduğu, ancak çekin süresinde bankaya ibraz edilmediğinden kambiyo evrakı niteliğini kaybettiği, somut olayda çek kambiyo niteliğini kaybettiğinden genel hükümlere göre yetki kurallarının belirlenmesinin gerektiği, bu durumda borçluların ikametgahlarının bulunduğu yer icra daireleri ile mahkemelerinin yetkili olduğu, itirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde başlatılmış bir takibin bulunmasının dava şartı olduğu, davalıların icra dairesinin yetkisine itiraz ettikleri, yetkili icra dairesinde başlatılmış bir takip bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, takibe konu çekin süresinde bankaya ibraz edilmediği, çek niteliğini yitirdiği, adi havale niteliğindeki bu belgeye dayanılarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, çek süresinde bankaya ibraz edilmediğinden çeke bağlı borcun götürülecek borç haline geldiğinden bahsedilemeyeceği, davanın TTK’nın 732. maddesine dayanılarak açıldığı, yetkili mahkeme ve icra dairesinin genel hükümlere göre tespit edilmesi gerektiği, davalıların takip ve dava tarihi itibariyle ... ilinde ikamet ettikleri, çekin verildiği banka şubesinin de ... ilinde bulunduğu, bu durumda ... ilinin takipte yetkili icra dairesi olmadığı, davalıların icra dairesinin yetkisine itiraz ettikleri, yetkili icra dairesinde takip başlatılmasının itirazın iptali davasının şartı olduğu, bu açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesince davanın usulden reddine dair kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
İİK m. 50, HMK m. 10 ve TBK m. 89 hükümlerine göre para alacaklarının tahsili için başlatılan takiplerde davacının ikametgahı icra dairesi de yetkilidir. Davacı alacaklının ikametgahı takip talebinde .../İstanbul olarak gösterilmiş olup, takip ...’da başlatılmış, davalılar ikametgah adreslerinin ... İli’nde olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine itiraz etmişlerdir. Davacı ve davalılar yönünden ... icra daireleri yetkili değildir. İlk derece mahkemesince yetkili icra dairesinde başlatılmış bir takip olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi ve bu karara karşı davacı tarafın istinaf başvurusunun bölge adliye mahkemesince esastan reddi sonuç itibariyle doğru ise de, icra dairesinin yetkisi hususundaki açıklamalar somut olaya uygun düşmemektedir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi tarafından yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 2017/480 esas ve 2017/456 karar sayılı ve 13.07.2017 tarihli kararının gerekçesinin yukarıda açıklandığı şekilde HMK’nın 370. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 2017/480 esas ve 2017/456 karar sayılı ve 13.07.2017 tarihli kararının gerekçesinin HMK’nın 370. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dava dosyasının ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, karardan bir örneğin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.