Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

Dava dilekçesinde 28.430 TL maddi tazminat, 30.000 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili ile davalı B. Ş.'ın 27.01.2008 tarihinde nişanlandıklarını, diğer davalılar Ş. ile V. Ş.'ın, davalı B. Ş.'ın anne ve babası olduklarını, 31.08.2008 tarihinde düğün merasiminin yapılmasına rağmen resmi nikahın yapılmadığını, davacının resmi nikahın yapılacağı yönünde kandırıldığını, resmi nikahın yapılmasını istediğinde ise evden kovulduğunu belirterek, evde kalan ziynet eşyalarının aynen iadesini olmazsa bedeli olan 28.430 TL'nin ve evlenme vaadiyle kızlığının bozulması, iyi bir evlilik yapma şansının yitirilmesi nedeniyle 30.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.

Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile çeyiz eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde 9.255 TL'nin davalı B. Ş.'dan tahsiline, ziynet eşyalarının iadesi ve manevi tazminat talebinin reddine, ayrıca davalılar Ş. ve V. Ş. aleyhine açılan davanın ise husumet yokluğu nedeniyle reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasa'nın değişik 4.maddesine göre iş bu mahkemelerin görevleri üç bent halinde açıklanmış olup, buna göre:

1.bent de, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı (vesayet) hariç olmak üzere ikinci kitabı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler;

2.bent de, 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanuna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi;

3.bent de, kanunlarla verilen diğer görevler olarak düzenleme yapılmıştır. Böylece kural olarak "aile hukukundan" doğan dava ve işlere Aile Mahkemelerinde bakılır.

Somut olayda; davacı ile davalı B. Ş. 27.01.2008 tarihinde nişanlanmışlar, 31.08.2008 tarihinde ise diğer davalıların bilgi ve teşvikiyle düğün yapılmak suretiyle gayri resmi olarak birleşmişler, resmi nikahı gerçekleştirmemişlerdir. Bu bağlamda davacı ile davalı B. Ş. arasında ki bu gayri resmi birliktelik Medeni Kanun anlamında gerçekleşen ve hukuk alanında geçerlilik taşıyan bir evlilik olmayıp, taraflar arasında bir aile hukuku ilişkisi de doğurmamaktadır. Bu nedenle, taraflar arasındaki ilişkinin aile hukuku prensiplerine göre değil, borçlar hukuku kurallarına, özellikle de haksız eyleme ilişkin hükümlere göre değerlendirilmesi gerekmektedir. (HGK 03.03.2010 tarih, 2010/4-88, 2010/126)

O halde, mahkemece; davacının talebinin Aile Hukukundan kaynaklanmadığı gözetilip, öncelikle görev hususunun düşünülmesi gerekmektedir. Mahkemece, görev hususunun kamu düzenine ilişkin bir usul hukuku kuralı olduğu ve taraflarca ileri sürülmese bile re'sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak, görev yönünden davanın reddi gerekirken, uyuşmazlığın esası hakkında yargılama yapılıp, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.