MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVACILAR : ... VD. VEK.AV. ...
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların murisi ... tarafından düzenlenen sözlü vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; 5 gün sonra Sulh Hukuk Mahkemesine başvurduklarını beyan etmiştir.
Mahkemece; dava konusu sözlü vasiyetnamenin 11.02.2012 tarihinde tutanak altına alındığını; murisin 14.02.2012 tarihinde vefat ettiğini, Sulh Hukuk Mahkemesine 20.02.2012 tarihinde başvurduklarından bahisle, davanın kabulü ile sözlü vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosya kapsamından, muris ...'ın sözlü vasiyette bulunduğu, bunun 11.02.2012 tarihinde tanıklar tarafından yazıldığı, murisin 14.02.2012 tarihinde vefatından sonra 20.02.2012 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesine başvurulduğu anlaşılmaktadır.
TMK'nun 539.maddesi gereğince düzenlenen sözlü vasiyetnamenin, aynı kanunun 540/1.maddesi gereğince "vakit geçirmeksizin" sulh hakimine başvurulacağı açıklanmıştır. Davada, 6 gün sonra Sulh Hukuk Mahkemesine başvurulduğundan kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, vasiyetname, tek taraflı olarak düzenlenen ölüme bağlı bir tasarruftan ve lehdarına vasiyetçi tarafından kendisine bırakılan malları ilgilisinden talep etme olanağı veren kişisel bir hak sağlar. Vasiyetnamenin iptali davalarında ise genel olarak vasiyetname konusu taşınmazların aynına ilişkin ihtilaf yoktur.
Belirlenmesi gereken, kişisel hakkın bulunup bulunmadığı ve vasiyetnamenin geçerli olup olmadığının tespitinden ibarettir.
Bu durumda; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.03.1996 tarih ve 1996/2-6 E.- 1996/154 K.sayılı kararında, vasiyetnamenin iptaline yönelik davaların maktu harca tabi olduğu kabul edildiğine göre, mahkemece; nisbi harcın davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir. Belirtilen hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 2. bendinde yazılı "Peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 1788 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına" cümlesinin silinmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.