Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’a aykırı davranmak suçundan sanık ...’ın, anılan Kanun’un 13/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis ve 500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, emanette kayıtlı bir adet tabanca, şarjör ve 4 adet fişeğin müsaderesine ve 1 adet silah bulundurma ruhsatının iadesine dair .... Asliye Ceza Mahkemesinin 22.10.2009 tarihli ve 2009/798 esas, 2009/982 sayılı kararına karşı sanık tarafından yapılan itirazın reddine, hüküm fıkrasındaki iade ve müsadere kısmının çıkarılarak "emanetin 2009/2166 sırasında kayıtlı bir adet tabanca, şarjör, 4 adet fişek ve 1 adet silah bulundurma ruhsatının denetim süresi içinde adlî emanette muhafazasına" şeklinde düzeltilmesine ilişkin ... Ağır Ceza Mahkemesinin 12.11.2009 tarihli ve 2009/666 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;

Dosya kapsamına göre; benzer konuya ilişkin olarak Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 16.02.2015 tarihli ve 2015/2379 esas, 2015/9532 sayılı kararında da değinildiği üzere, hükmün müsadere ile ilgili kısmının dahi, açıklanması geri bırakılan sanık bakımından hukuki sonuç doğurmayan hükmün devamı niteliğinde olduğu, bu itibarla açıklanması geri bırakılan hükmün dışında mütalaa edilemeyeceği ve mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği hallerde dahi, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.01.2013 tarih ve 2013/15 sayılı kararında belirtildiği üzere, itiraz merciinin hem maddi olay hem de hukuki yönden inceleme yapabilecek ise de; dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Kanun'un 54/4. maddesinde "Üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan eşya, müsadere edilir." hükmünün yer aldığı ve söz konusu maddenin gerekçesinde de belirtildiği gibi, müsaderenin hukukî niteliğinin bir güvenlik tedbiri olduğu, bu nedenle de müsadereye hükmedilmesi için bir suçun işlenmesi zorunlu olmakla birlikte, bu suçtan dolayı bir kimsenin cezaya mahkûm edilmesinin gerekmediği gözetilmeden, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde suç konusu eşyanın müsaderesine ilişkin kısmın hüküm fıkrasının çıkartılarak, denetimli serbestlik süresince emanette muhafazasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Mü- dürlüğü'nün 25.03.2016 gün ve 179 sayılı Kanun Yararına Bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.04.2016 gün ve KYB/2016-135888 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğur- mamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması, esas itibariyle bünyesinde iki karar barındıran bir kurumdur. İlk karar teknik anlamda hüküm sayılan, ancak açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle hukuken varlık kazana- mayan bu nedenle hüküm ifade etmeyen, şartlara uyulması halinde düşme hükmüne dönüşecek, şartlara uyulmaması halinde ise varlık kazanacak olan mahkûmiyet hükmü, ikinci karar ise, bu ön hükmün üzerine inşa edilen ve önceki hükmün varlık kazanmasını engelleyen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıdır. Bu ikinci kararın en temel ve belirgin özelliği, varlığı devam ettiği sürece, ön hükmün hukuken sonuç doğurma özelliği kazanamamasıdır.

Müsadere kararı güvenlik tedbiri olmakla birlikte hükmün bir parçası niteliğinde olup, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile birlikte verilen müsadere kararı da bu hükme bağlı olduğundan askıda bir karardır ve hüküm açıkla- nıncaya kadar hukuki sonuç doğurma yeteneği bulunmamaktadır.

İncelemeye konu olayda mahkemece, sanık hakkında suçu sabit görü- lerek 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi karşısında, suça konu silahın müsaderesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ve suç eşyasının denetim süresince adli emanette muhafaza edilmesi gerektiğine yönelik bir düzenleme olmadığı gözetilmeden, itiraz mercii tarafından suç eşyasının adli emanette muhafazasına karar verilmesi yerinde görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma iste- mine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriği yerinde görüldü- ğünden ... Ağır Ceza Mahkemesinin 12.11.2009 gün, 2009/666 değişik iş sayılı kararının CMK.nun 309. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı'na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na tevdiine, 06.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.