MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/228 E., 2021/815 K.
KARAR : Davanın kabulüne
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 09.07.2020 tarihli ve 2018/3371
Esas, 2020/3705 Karar sayılı BOZMA kararı
1. Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesince bozma kararına uyularak verilen karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı vekili, 30.05.2009 tarihinde vefat eden muris ...’ın, müvekkilinin kardeşi olan ve aynı zamanda murise vasi olarak atanan ...’ın evinde kaldığını, diğer mirasçıları mirastan mahrum bırakmak amacıyla adına kayıtlı bulunan taşınmazların tamamını oğlu ...'a bırakmak istediğini, bunun için 22.01.2007 tarihli düzenleme şeklinde genel vekâletname ile maliki bulunduğu Antalya ilindeki tüm taşınmazları dilediği bedelle satma hususunda davalı ...'ı vekil tayin ettiğini, ...'ın almış olduğu vekâletnameye Antalya ili, Yeşilbayır köyü, 1058 parsel sayılı taşınmazı eşi ...’a, 547 parsel sayılı taşınmazdaki hisseyi de ...'e sattığını, ...'in anılan hisseyi daha sonra ...’a sattığını, satış işlemlerinin diğer mirasçıları mirastan mahrum bırakmak amacıyla muvazaalı şekilde yapıldığını, satış bedellerinin murise teslim edilmediğini, murisin sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve mirasçıların tümünü kapsar bir paylaştırma yapmadığını ileri sürerek Antalya ili, Yeşilbayır köyü, 1058 ve 547 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras hissesi oranında müvekkili adına tapuya tesciline, tapu iptali mümkün olmadığı takdirde dava tarihi itibariyle keşif sonucu belirlenecek değerinden miras hissesine düşen miktarın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı ... vekili, babası murisin talep ve talimatıyla söz konusu taşınmazların satışının gerçekleştiğini, taşınmazların hiçbirinin müvekkili adına tapuda kayıtlı olmadığını belirterek sıfat yokluğundan davanın reddini savunmuştur.
6. Dahili davalılardan ... vekili ve ... vekili davanın reddini savunmuş; ... usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararı
7. Mahkemenin 25.02.2014 tarihli ve 2009/429 Esas, 2014/131 Karar sayılı birinci kararı ile; dava konusu taşınmazlarda davalı adına oluşturulmuş tapu kaydı olmadığı gerekçesiyle sıfat yokluğundan (pasif dava ehliyeti yokluğu) davanın reddine, dahili dava dilekçesi ile mecburi dava arkadaşları dışında kişilere husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle dahili davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
8. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 19.04.2016 tarihli ve 2014/16482 Esas, 2016/4756 Karar sayılı kararı ile; dahili davalılar yönünden verilen kararın yerinde olduğu belirtilmekle birlikte davalı ... yönünden yapılan incelemede; tapu iptali ve tescil davalarının kayıt maliki aleyhine açılması gerektiğinden davanın reddinin yerinde olduğu ancak tapu iptali ve tescil talebinin yanında bedel isteğinin de bulunduğu, bu hususta herhangi bir değerlendirilme yapılmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.
9. Mahkemenin 15.03.2018 tarihli ve 2016/388 Esas, 2018/197 Karar sayılı ikinci kararı ile; dahili davalılar ile ilgili olarak davanın reddine dair kararın kesinleşmiş olması nedeniyle bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına; davalı ... yönünden maddi tazminat isteğinin kabulü ile 151.209,12 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Özel Dairenin Bozma Kararı
10. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
11. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 09.07.2020 tarihli ve 2018/3371 Esas, 2020/3705 Karar sayılı kararı ile; “…Hemen belirtilmelidir ki, önceki bozma ilamında sadece iptal ve tescil isteği yönünden değerlendirme yapılarak sonuca gidilmiş olması ve bedel isteği yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmaması bozma nedeni yapılmıştır.
Somut olayda, dava konusu taşınmazların mirasbırakana vekaleten davalı ... tarafından davaya dahil edilen ... ve ...'e satış suretiyle devredildiği, davalı ...'a mirasbırakan tarafından yapılan bir temlik bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mirasbırakana vekaleten temlik yapan vekile karşı muris muvazaasına dayalı olarak açılan tazminat davasının dinleme imkanı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabulü göre de, mahkemece verilen kararın Anayasa ve HMK hükümlerine uygun bir gerekçe içermediği de tartışmasızdır…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemenin Direnme Kararı
12. Mahkemenin 13.07.2021 tarihli ve 2021/228 Esas, 2021/815 Karar sayılı kararı ile; davanın niteliğini tespit etme görev ve yetkisinin mahkemeye ait olduğu, dava dilekçesinde yer alan davalı ...'ın vekâletname ile yaptığı satışların bedellerini murise vermediği yönündeki iddia kapsamında açılan davanın vekâlet görevinin kötüye kullanılmasına dayalı tazminat davası olarak nitelendirilmesi gerektiği, buna göre murisin vekili olan davalı ...'ın taşınmazların satışından elde ettiği geliri murise verdiğine ilişkin dosyaya sunulmuş herhangi bir bilgi veya belge bulunmadığı, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi
13. Direnme kararı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
14. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, murisin sağlığında taşınmazlarını vekâleten satan davalıya karşı, vekilin kendine yapılmış bir temlik bulunmaması karşısında, mirasçı olan davacının taşınmaz satışlarından hissesine düşen bedel yönünden tazminat isteminde bulunup bulunamayacağı noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
15. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşme sırasında işin esasının incelenmesinden önce, mahkemece direnme adı altında verilen kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
16. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme, bozma kararından esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429 uncu maddesi).
17. Başka bir anlatımla mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
18. Somut olayda, Mahkemece verilen ilk kararda davanın muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkin olduğu değerlendirilerek hüküm kurulmuş; Özel Daire kararında aynı nitelemede bulunulmakla birlikte bedel isteğinin de bulunduğu belirtilerek karar bozulmuş; Mahkemenin ikinci kararında davanın yine muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkin olduğunun benimsenmesiyle bozmaya uyulmak suretiyle karar verilmiştir. Ancak bu kararın da bozulması üzerine Mahkemece davanın vekâlet görevinin kötüye kullanılmasına dayalı tazminat davası olarak nitelendirilmesi gerektiğinden bahisle önceki kararda direnilmiştir.
19. Buna göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili yeni bir hukuki değerlendirme ve gerekçeye dayalı oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
20. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
21. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3 üncü maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440 ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
24.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.