Yargıtay’ın eser sözleşmesi ile ihtilafların tüketici mevzuatı kapsamına girmediği…
- “4077 sayılı yasanın 4. maddesi kapsamında da sıklıkla satın alma tabiri kullanılmaktadır. Bu maddede mal ve hizmetler açısından bir ayrım yapılmaksızın “satış” ,”satıcı”, “satın alınan” ifadeleri ile nihai tüketici olarak satın alanın ayıplı mal ve hizmet alımına ilişkin düzenlemeler getirilmiştir.…
4077 Sayılı Yasa’nın 23. maddesi, “Bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır” hükmünü taşımaktadır.…
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, somut olayda taraflar arasında eser sözleşmesi bulunmasına göre bu kanunun uygulanmasıyla ilgili bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Yasa’nın 23. maddesi hükmü, Yasa’nın uygulanmasıyla ilgili olarak çıkabilecek tüm uyuşmazlıklara ilişkin davalara tüketici mahkemelerinde bakılmasını öngörmüştür. Başka bir ifadeyle, 4077 sayılı Yasa, bir uyuşmazlığa tüketici mahkemesince bakılmasının tek koşulu olarak, uyuşmazlığın kendisinin uygulanmasıyla ilgili olarak çıkmış olmasını aramıştır.…
Oysa eser sözleşmesinden kaynaklanan eldeki davada 4077 sayılı Yasanın uygulanması söz konusu olmadığından, olayın çözümünün genel hükümler çerçevesinde yapılması gerekir.” (Yarg HGK, 26.02.2003, 2003/15-127 E., 2003/102 K. – Kazancı web portal)…
- “... Dava, eser sözleşmesinden dolayı oluşan alacağın tahsiline ilişkindir.…
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/e maddesinde tüketici, “bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre yasa, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Bir başka deyişle yasa kapsamına, dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri olağan tüketim işleri alınmıştır. Aksi bir yorumun kabulü, üst düzey teknoloji ile gerçekleştirilen eser sözleşmesi ilişkilerinin dahi 4077 sayılı yasa kapsamında kalmasını ve bunlardan kaynaklanan uyuşmazlıklara da Tüketici Mahkemelerinde bakılmasını gerektirir ki, bunun yasanın amacına aykırı olduğu açıktır. Buna göre istisna sözleşmesinden doğan ilişkileri de 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması hukuken olanaklı değildir.…
Yukarıda aktarılan kararlardan da görüldüğü gibi, mülga kanun zamanında verilen Yargıtay…
-“Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün ondan temlik alınması nedeniyle kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.…
Yerel mahkemenin davanın kabulüne yönelik kararı özel dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuş, yerel mahkemece önceki kararda direnilmiştir.…
İşin esasına geçilmeden önce, tüketici mahkemesinin mi yoksa genel mahkemenin mi görevli olduğu ön sorun olarak ele alınmıştır.…
Somut olayda taşınmazın konut olarak kullanılmak üzere yükleniciden satın alındığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/c maddesinde sadece “Ticaret konusu taşınır mallar” kanun kapsamına alınmış iken 4822 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 3/c maddesi ile “konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar” da Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına alınmıştır. 4077 Sayılı Kanunun 23. maddesinde ise; bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıklara TÜ…
- “Önemle vurgulanmalıdır ki, konut alım satımına dair uyuşmazlıkların 4077 Sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi için mutlaka yapılmış veya kat mülkiyeti oluşturulmuş bir konutun alım-satıma konu olması gerekmediği gibi, bir an gerektiğinin kabul edilmesi halinde dahi bu husus 4077 Sayılı Kanunun amacına da aykırıdır.…
Nitekim açıklanan ilkeler Hukuk Genel Kurulu’nun 5.10.2005 gün ve 2005/14-490 E. 563 K., 14.12.2005 gün ve 2005/13-637 E. 731 K., 15.11.2006 gün ve 2006/13-644 E. 2006/707, 31.1.2007 gün ve 2007/13-60 E. 45 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.…
Somut olaya gelince; davalı yüklenici ile dava dışı arsa maliki arasındaki sözleşme, eser sözleşmesi olup; imal edilecek konutlar henüz tamamlanmadan satış sözleşmeleri ile davacılara satılmıştır.…
Şu durumda davacılar ile davalı arasındaki sözleşme hukuki nitelikçe satış sözleşmesi olup, eser sözleşmesi değildir.…
Dava konusu inşaat tamamlanmadan veya kat mülkiyeti oluşturulmadan konut olarak kullanılmak üzere ticari ve mesleki olmayan amaçla bağımsız bölümleri satın alan davacıların, yukarda ayrıntısıyla açıklanan yasal hükümler karşısında tüketici; davalının da satıcı sıfatını taşıdığı açıktır. Dolayısıyla tüketici ile satıcı arasındaki hukuki işlem de tüketici hukuku işlemidir. Tüketici hukuku; tüketicinin taraflardan birisini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsadığına göre; davacının bu sıfatla yaptığı işlem de tüketici hukuku kapsamında ve onun koruması altındadır.…