Tartışmalar

Prof. Dr. Baki İlkay Engin: Cemaat mensuplarını destekleme şeklinde ifade…

Prof. Dr. Turgut Öz: Peki, teşekkür ederim. Hem daha insani hem genel hukuk…

Prof. Dr. Saibe Oktay Özdemir: Teşekkür ederim. Değerli meslektaşım Turgut…

Prof. Dr. Teoman Akünal: Ben kendi kendime söz vermek istememiştim. Efendim vakıflarla ilgili elimizdeki Yargıtay kararları maalesef buz dağının tepesi. Önce vakıf kurmakla başlayalım. Resmi senedi düzenliyorsunuz. Mahkemeye dava açar gibi veriyorsunuz. Mahkemenin ilk tensip tutanağı, vakıf resmi senedinin Vakıflar Genel Müdürlüğüne gön-

Prof. Dr. Turgut Öz: Kısa bir şey hemen söyleyeyim. Ben söylediklerinize tamamen katılıyorum. Bu vakıflar ekonomik ve ticari faaliyet gösteremez, yasaktır diye bir fikri ben savunmadım, öyle bir şey demedim. Bu ortada dedim. Yalnız o zikrettiğim Hukuk Genel Kurulu kararında bu anlama gelebilecek bir ifade var. Kazanç amacı olamaz diyor. Yoksa benim böyle bir fikrim yok yani.

Prof. Dr. Teoman Akünal: Efendim zaten kazanç gayesi olan vakıf değil. Eğer…

Dr. Öğr. Üyesi Kürşad Yağcı: Şimdi ben şöyle bakıyorum. Haklı sebep aslında geniş bir kavram. Zorunluluk unsurunu da içeren, esaslı olmayan konulardaki değişiklikleri de, İsviçre’de makul sebeplerle değişiklik denen konuyu da içeren bir konu olarak görülebilir. Şimdi tabii şöyle, kanun koyucunun açıkça değişikliğe gittiği belli yani kesin ihtiyaç yerine haklı sebep aradığı ortada. Dolayısıyla bunu bir yere koymamız gerekiyor. Yani İsviçre’den ayrıldığı muhakkak bu noktada. Bilinçli bir tercih olduğunu ben düşünüyorum. Bu sebeple de aslında vakfın vakfedenin iradesini gerçekleştirecek, vakıf senedindeki amacı gerçekleştirmek üzere faydalı olabilecek hizmetler manasında bir değişiklik olabileceğini düşünüyorum ama sizin verdiğiniz çarpıcı bir örnek hocam. Yani yönetici olan kişinin daha iyi değil diye değiştirilebilmesi mümkün olabilir mi? Yani bu noktada belki şöyle görülebilir. Belki bu haklı bir sebep teşkil etmeyebi-

Dinleyici: Anladım, teşekkürler. Bir de Teoman Hocam, ticari ve ekonomik amaçtan yola çıkarak biraz önce vakıfların sahip olduğu holdingler dönemine geçilmeli dediniz yanlış anlamadıysam. Ben de aynı kanaatteyim ama ülkemizde de zaten aslında holdingleşmiş gibi vakıflar var, oldu da. Özellikle personel vakıfları, işte belirli bir kurumun bünyesinde kurulan ki nitekim onlardan birisinin tasfiyesini yürüttüm. Yaklaşık on beş yıl sürdü. Demek istediğim bunların sadece var olması değil, kurulmasından ziyade, ayakta kalması daha önemli. Orada bu tarz, özellikle işte holdinglere sahip vakıflar kurulduktan sonra asıl onları ayakta tutması gereken şeyler ne olmalı?

Doç. Dr. Arzu Genç Arıdemir: Çok teşekkür ederim hocam. Ben burada ikinci yolun tercih edilmesi gerektiğini düşünmekteyim. Çünkü Medeni Kanun hükümlerimize göre eğer vakıf amacı imkânsızlaşmışsa ve onun amacını değiştirerek ayakta tutmamız, varlığını devam ettirmemiz mümkün olamayacaksa kendiliğinden sona erebilecek. Böyle bir durumda vakıf senedinde, vakfedenin eğitim amacının sadece ve sadece ilköğretim kurumları açarak vakfın amacının gerçekleştirilebileceğini kesin olarak söyleyemiyorsak; vakfedenin oradaki esas amacının, genel amacının -işte değişik terminoloji kullanılıyor bu konuda- temel iradesinin eğitim faaliyetlerinde bulunmak olduğunu düşünerek, burada kanun değişikliğinin yapılmasını sonradan ortaya çıkan zorunlu bir durum olarak değerlendirerek bu zorunlu durum sonucu mevcut amacın, vakıf senedine yazılı amacın yerine getirilmesi mümkün olamadığından ve bah-

Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Profesyonel + pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.