Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Başkanı Mehmet Kürtül: Teşekkür ederim Sayın Başkan. Öncelikle Prof. Dr. Tankut Centel Hocamı güzel tebliğinden ve özlü sunumundan dolayı tebrik ediyorum, eline emeğine sağlık diyorum. Şimdi ben tabii tebliğde geçen Genel Kurul’un kararıyla
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi Başkanı Seracettin Göktaş: Sayın Başkanım söz verdiğiniz için teşekkür ederim. Sayın Tankut Centel Hocama kapsamlı ve özlü sunumundan dolayı teşekkür ediyorum. Pek çok sayıda kararları bir saat içinde değerlendirdiler. Ben sadece iki konuda görüşümü belirteceğim. Birincisi, bu OHAL kapsamında iş sözleşmeleri feshedilenlerle ilgilidir. Emniyetten gelen yazı üzerine kamu işverenleri, iş sözleşmesini feshediyor. Burada şöyle bir durum var, işverenlere gelen
Bilindiği üzere belirsiz alacak davası 2011 yılında mevzuatımıza girdi. Hemen belirteyim…
Oturum Başkanı: Ben teşekkür ediyorum. Sevgili Başkanım, şimdi cevaba gidersek…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Başkanı Mehmet Kürtül: Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Mehmet Kürtül, Hukuk Genel Kurulu Başkanı. Kusura bakmayın, çok özür diliyorum arkadaşlar. Böyle bir polemiğe girmek istemezdik ama Sayın Başkan korsan bir tebliğ yapınca, mecburen böyle bir şeye… Bir defa belirsiz alacak konusunda içtihadı birleştirmeye gidemedik, yer yok dedik. Neden? Her somut olayın özelliğine göre değerlendirilmesi gerekir, dedik. Burada alınmış bir içtihadı birleştirme kararı söz konusu değil. Dolayısıyla belirsiz alacakla ilgili verilen kararlar, içtihadı birleştirme kararına aykırı değil Sayın Başkan. Burada böyle şeyler deyip de kimsenin kafasını karıştırmaya gerek yok, bir. İkincisi, vatandaş alacağını istiyor, belirsiz alacak davası açıyor. “Senin hukuki yararın yok. Senin belirsiz alacak değil bu, belirlidir. Dolayısıyla reddet” demek, bana göre “Senin alacağın yok, hukuki yararın yok” demek nasıl ya? Alacağını istemekte nasıl hukuki yararı olmaz bir insanın? Dolayısıyla biz diyoruz ki bu işçi, HMK’nın 107. maddesi ne diyor düzenlemede? “Kendisinden beklenemeyen veya alacağın tam ve kesin olarak…” bakın, “…tam ve kesin olarak hesaplanması kendisinden beklenmeyen ya da mümkün olmayan”. Şimdi burada işçimizin durumunu “Vay bu mühendisti, vay bu şeydi…”. Şimdi Sayın Başkan diyor ki “Avukatı hesaplasın”. Ya avukat demiyor ki kanun, “kendisinden beklenmeyen” diyor. “E avukata vermiş, avukat hesaplasın”, avukat hesaplayamaz. Avukatların hesaplamasını beklememiz yanlış. Bir insanın kendi alacağını istemesi kadar doğal bir şey yok. Niçin hukuki yararı yok, diyoruz ki bunun? Hukuki yararı var tabii. Biz diyoruz ki bir başka kararımıza geçtiğimizde, lütfen bakın 2016’ya 1166 esas, 2019’da 576. Bu kararımızda ben iddia ediyorum içtihadı birleştirme tadında bir kararımızdır, bütün lehte ve aleyhteki tüm usul hocalarının görüşlerini, belirsiz alacakla ilgili görüşlerini bu kararımızda aldık ve arkasından kendi vardığımız sonucun gerekçeleriyle beraber… Anayasa Mahkemesi’nin mahkemeye erişim hakkından tut, usul ekonomisi yönünden de tut her şeyin biz açıklama-