Örnek Olay: Mükellefe 2008 yılına ait gelir ve KDV beyannamelerinin yasal süresi içerisinde verilmemesinden dolayı 213 sayılı VUK’un 355. Maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Mükellef, bunun üzerine 1/8/2009 tarihinde yapılan yasal değişikliğin kendisini kapsamaması gerektiğini, dolayısıyla suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiğini belirterek, Vergi Mahkemesi’ne ilgili cezanın iptali için başvuruda bulunmuştur. Vergi Mahkemesi, 5904 sayılı Kanun ile değişmeden önceki maddeye göre; ceza kesilmeden önce mükellefe bilgi ya da bildirimlerin yapılması gerektiğini belirtmiş ve mükellefe bildirim yapılmaması nedeniyle de özel usulsüzlük cezasının hukuka uygun olmadığını belirtmiş ve cezayı iptal etmiştir. Davalı idare, ilgili kararı temyiz etmiş ve Danıştay 4. Dairesi, Vergi Mahkemesi’nin kararının bozulmasına karar vermiştir. Mahkeme ise bozma kararı sonrası, kesilen cezaların yapılan değişiklik ile öngörülmüş olan ve iptal talebinin kısmen kabulüne yer vermiştir. Tarafların temyiz talepleri ve karar düzeltme talepleri, Danıştay 4. Dairesi tarafından reddedilmiştir. Bunun üzerine mükellef, fiilin işlendiği zaman mevcut olmayan bir kanun maddesini mevcut olmayan bir kanun maddesine uygulanarak, suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiğini belirterek, bireysel başvuruda bulunmuştur. Anayasa Mahkemesi ise 2009 yılında yapılan değişikliğin, 2004 yılında yapılan yasal değişikliğin sonucu olarak Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan Genel Tebliğ’in yanlış yorumlanmasını ortadan kaldırmak için yapıldığını belirtmiştir.