Öyleyse internetin ve dijitalleşmenin de etkisiyle gittikçe daha çok karşılaştığımız yıkıcı yenilikler söz konusu olduğunda, birleşme ve devralmaların kontrolünde yerleşik kurallar ve yöntemler değişmeli midir? Değişmeli ise, nasıl değişmelidir? Yıkıcı yeniliğin nasıl vuku bulduğu ve tüketiciye ulaştığı, ayrıca rekabeti nasıl etkilediği anlaşılmadan bu soruların cevaplanması mümkün değildir. Bu doğrultuda, bu çalışmada öncelikle, aslen idari bilimlerde ve ekonomide ortaya atılmış ve hukukta nispeten daha yakın zamanda ilgi…
Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Profesyonel + pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
Sayfa 533
Av. Ayşe Gizem YAŞAR*
ÖZET
“Yıkıcı yenilik” (disruptive innovation) günümüzde rekabet hukukunun ana meselelerinden biri haline gelmiştir. Bu durumun en önemli sebeplerinden biri, dijital pazarlarda faaliyet gösteren dev oyuncuların, 21. yüzyılın başından bu yana, kendi pazarlarını yok etme veya derinden etkileme potansiyeline sahip ürün ve hizmetler geliştiren genç şirketleri sıklıkla devralmalarıdır. Öte yandan, yıkıcı yenilik söz konusu olduğunda rekabet hukukunda alışılagelmiş analiz yöntemlerinin, özellikle de pazar tanımının geçerliliği tartışmaya açılmıştır. Kaldı ki, günümüzde Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülkede yoğunlaşmaların rekabet otoriteleri tarafından kontrolü ciro eşiklerinin aşılmasına bağlıdır. Ancak küçük oyuncuların devralındığı durumlarda, hedef şirketler kayda değer yatırım toplamış fakat henüz kayda değer gelir elde etmemiş olduklarından, ciro eşikleri çoğu zaman aşılmamakta ve bu işlemler rekabet otoritelerinin iznine dahi gerek kalmadan sonuçlandırılmaktadır.…