Bununla birlikte uygulamada “fiili taksim” olarak adlandırılan durumlarda, Medeni…
O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planı olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarda değinildiği gibi, M.K.’nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.”(6).…
Taşınmazlarda yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin kararların sonradan paydaş olan veya pay üzerinde aynî hak kazananları bağlaması için, bunların tapu kütüğüne şerh edilmesi gerekir.” hükmünü içermektedir. Paylı mülkiyette TMK’nın 695. maddesi anlamında tapu kütüğünde bir şerh bulunmasa dahi önceki tüm malikler arasında yapılan taksimin sonradan pay edinen kişilerce bilinmesi durumunda da sonraki paydaşları bu taksimin bağlayacağı yerleşik Yargıtay ve Daire uygulamalarıyla ortaya konulmuştur.”(12)…
Kanuni düzenlemelerden diğer bir sapma ise fiili taksim durumlarında payın devrini…
Son olarak fiili taksimin paydaşların paylı mülkiyet ilişkisini sona erdirmeye yönelik…
Bununla birlikte doktrindeki bu görüşlerin aksine Yargıtay yakın tarihli birçok kararında…
Yarg. 14. HD. E. 2016/4122, K. 2019/755, T. 23.1.2019 kararından (Kazancı): “Mahkemece, taşınmazda fiili taksim bulunması nedeniyle ortaklığın giderilmesi davasının reddine karar verilmiştir. … Somut olayda; yukarıda değinilen ilkelere göre inceleme araştırma yapılarak öncelikle aynen taksimin mümkün olup olmadığının bilirkişi vasıtasıyla araştırılması, mümkün olmadığı takdirde satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekirken sadece önalım (şuf›a) davalarında uygulanabilecek bir ilke gerekçe gösterilmek suretiyle yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.”…
Yarg. 14. HD. E. 2016/939, K. 2017/9388, T. 13.12.2017 kararından (Kazancı): “Somut olaya gelince; Davacı, 13413 parsel 9 numaralı bağımsız bölüm üzerindeki ortaklığın satış sureti ile giderilmesini istemiş, Mahkemece; davacının kullanımında olan daire ile davalının kullandığı bölümün birbirinden farklı olduğu bağımsız bölümün fiilen ikiye bölünerek taksim edildiği, ortaklığın giderilmesi isteminin hakkın kötüye kullanımı olduğu, sebepleri ile davanın reddine karar verilmiştir. 13413 parsel 9 numaralı bağımsız bölüm…
Paydaşlardan her birinin paylı mülkiyetteki malın paylaşılmasını isteyebileceği ve bu konuda taşınmazın fiilen taksim edilmiş olmasının bu isteme engel olacağına dair hiçbir yasal düzenleme bulunmadığı gibi karar paydaşlığın giderilmesini düzenleyen yasal mevzuata açıkça aykırıdır. Davacı davaya konu taşınmazda paydaş olduğundan paydaşlığın giderilmesine karar verilmesi gerekirken, Kanun’un açık hükmüne aykırı bir şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş açıklanan sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.”…
Yarg. 14. HD. E. 2014/5834, K. 2014/9850, T. 15.9.2014 kararından (Kazancı): “Her ne kadar tarafların ayrı ayrı daireleri kullanmaları durumu davalı tarafça fiili taksim olarak nitelense de ortaklığın (paydaşlığın) giderilmesi davalarında fiili taksimin bulunması münhasıran davanın reddi sebebi olamayacağından mahkemece TMK’nın 698. maddesi uyarınca, işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, …”…
Yarg. 14. HD. E. 2013/10179, K. 2013/11483, T. 13.9.2013 kararından (Kazancı): “Ortaklığın (paydaşlığın) giderilmesi davalarında fiili taksimin bulunması münhasıran davanın reddi sebebi olmadığından TMK’nın 698 inci maddesi uyarınca mahkemece, işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, hükmün bozulması gerekmiştir.”…
Yarg. 6. HD. E. 2005/2668, K. 2005/4189, T. 28.4.2005 kararından (Kazancı): “Dava, paydaşlığın giderilmesine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.…
Davacı vekili tarafların paydaş olduğu Osmaniye Köyü 156 parselin satış suretiyle paydaşlığının giderilmesini talep etmiş, davalılar; taraflar arasında daha evvel görülen önalım davasında, davacının eylemli bölünme savunmasında bulunduğunu, bu nedenle önalım davasının reddedildiğini, artık davacının bu parselle ilgili kesin hüküm nedeniyle ortaklığın giderilmesi davası açamayacağını, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkeme, taraflar arasında görülen önalım davasının eylemli bölünme nedeniyle reddedilmiş olması dolayısıyla bu fiili taksimi yok sayarak paydaşlığın giderilmesinin…