Somut olayda Yüksek Mahkeme, “davacının işvereni değişse de muhasebe hizmetini bütün işverenlere aynı yerde ve aynı dönemler içinde K. Holding A.Ş. bünyesinde verdiği anlaşılmaktadır. Hizmet döküm cetvelinde her şirket ile ayrı çalışma döneminin belirtilmesi, iş sözleşmesine katılmayı etkilemez. Burada davacının iş görme ediminin aynı yerde birden fazla işverene karşı yerine getirilmesi nedeni ile tüm işverenlerden fesih tarihinde geçerli kıdem tazminatı tavanını aşmayacak şekilde kıdem tazminatına hak kazanır. Kısaca kıdem tazminatından iş sözleşmesine katılan tüm işverenlerin müştereken ve müteselsilen tavanı aşmayacak şekilde sorumlu tutulmalarına karar verilmesi gerekirken”…
İş sözleşmesi devrinin bazı durumlarda sözde-görünürde bir işlem olarak kalması,…
Uygulamada bazen işçinin rızası dışında iş sözleşmesi devri yapılmaya çalışıldığı…
Bu açıklamalar yerinde olmakla birlikte ilk cümlenin TBK 429 karşısında isabetli…
Yüksek Mahkemeye göre, “Somut uyuşmazlıkta; davalı işverenin, davacının 31.12.2016 günü istifa ettiğini bildirerek işten ayrılış bildirgesi düzenlediği, davacının dava dışı bir şirkette çıkışı takip eden ilk iş günü olan 02.01.2017 tarihinde sigortasının başlatıldığı, ancak bu durumun işçinin bilgi ve rızası dışı gerçekleştiği tartışmasızdır. Davacı işçi, işe iade davası açarak iş sözleşmesinin devrine rıza göstermediğini ortaya koymuştur. Buna göre davalı işverence iş akdinin feshedildiği kabul edilerek işe iadeye karar verilmesi gerekirken hukuki tavsifte hataya düşülerek davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.”.…