İş Sözleşmesinin Sona Ermesi ve Kıdem Tazminatı

Yarg. 9. HD. 22.04.2019 günlü kararında (E. 2018/10524, K. 2019/9450, Çil, İlke Kararları, 453-454): iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak için aranan 6 aylık kıdem süresine çok az bir süre kaldığı aşamada işveren tarafından işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanıp yararlanmayacağı sorunu tartışılmakla birlikte, tartışılan bu konuda kesin bir sonuca varılmamakta; çünkü, somut olay açısından davacının iş güvencesi kapsamı dışında kaldığı, bu nedenle söz konusu konunun tartışılmasına gerek bulunmadığı ifade edilmiştir. Yüksek Mahkemenin davacının kıdemi açısından vardığı sonucu isabetsiz bulduğumuzu, fesihle bağlantısı nedeniyle aşağıda ayrıca inceleme olanağını bulacağız. Burada vurgu yapma gereksinimini duyduğumuz asıl konu, Yüksek Mahkeme kararının kaleme alınış biçimiyle ilgili olacaktır. Yüksek Mahkeme, çok isabetli olarak, İş Hukukunda istisnai ve sınırlayıcı hükümlerin dar yorumlanması gerektiği, asıl olan iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak olduğu, BAM kararının aksine 6 aylık kıdem koşulunun mutlak değil, nispi emredici bir kural niteliğinde olduğunu, belirtmiştir. Kararda isabetli bulmadığımız husus, özde içeriğe değil, biçime ilişkin olmakla birlikte, doğuracağı hukuki belirsizlikler önem taşımaktadır. Yüksek Mahkeme,

Yarg. 9. HD. 05.10.2020 günlü kararına (E. 2020/5550, K.2020/10501, Çil, İlke Kararları, 451-452) konu uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkide kötüniyet tazminatının koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Yüksek Mahkeme, ilk önce kötüniyet tazminatına ilişkin hukuki esasları isabetli olarak açıkladıktan sonra, somut olayda davacının sevk ve idaresindeki araçla kaza yaptığı gerekçesi ile zarara uğradığından bahisle işveren tarafından iş sözleşmesinin feshedildiğini, bozma sonrası yapılan araştırma neticesinde kusur durumu ile ilgili herhangi bir delile ulaşılamağını, mahkemece işçi yararına yorumla işverenin feshinin haklı nedene dayandığı kabul edilmiş…