B.Tazir-i Şedid ve Hapis
Osmanlı arşivinde yaptırım türlerinden tedrici olarak önce tazir-i şedid sonra hapis…
“Bir beldede alim namına olan Zeyd ‘Vakf-i nukud haramdır, vakfedenler ehl-i nardır, devr ile hasıl olan ribh dahi haramdır, anı ekleden imama iktida caiz değildir’ deyip halkı, vakf-ı nukud olan mesacidde imam olanlara iktidadan men etmekle ekser mesacidin ta’tiline ve ol belde ahalisi beynlerinde ihtilale bâis olup ve bunun emsali kelimat ilkasıyla fitne zuhuru havf olunsa şer’an Zeyd’e ne lazım olur?…
el-Cevab: Ta’zir-i şedid ile men ve zecrolunur, mümteni’ olmazsa rucu’ edince(ye dek) zindanda habsolunur.”
Bir hatt-ı hümayunda erâcif neşri dolayısıyla suça karışanlardan bir kısmına hapis…
“… Halef û selef beyninde bazı münâza‘a tekevvününden (oluşmasından) nâşi tevellüd (ortaya çıkan) eden erâcîf û fesâdın def‘i içün Boğdan voyvodası sâbık Aleko ile kapı kethüdalığı hizmetinde bulunmuş olan Kostaki hânelerinde tescîn (hapis) ve Hançerlioğlu dahî nefy û iclâ (sürgün) olunmak husûsuna mukaddemâ irâde ta‘alluk edib…”