Ancak yazar, İsviçre hukukunda oy hakkında imtiyazı incelediği 1998 tarihli makalesinde,…
AYTUĞAR, oy hakkında imtiyaz etkisizleşerek sorumluluk davası açılması yönünde karar alınsa dahi, oy hakkında imtiyazın verdiği güçle kolayca ibra kararı alıp sorumluluk davası açılması yönündeki kararın uygulanabilirliğinin ortadan kaldırılacağı yönündeki tespitin haklı bulunabileceğini belirtmekle birlikte, -tıpkı Gerster gibi ve ona atfen- oy hakkında imtiyazın etkisizleşeceği haller arasında (İsvBK m. 693/3, TTK m. 618/3) ibra sayılmadığından sadece TTK m. 619/1 (İsvBK m. 695) kapsamında şirket yönetimine katılan kişilerin ibra kararında oy haklarını (imtiyazlı ve imtiyazsız) kullanamayacağını, bu kapsama girmeyen kişilerin ise hem imtiyazlı hem de imtiyazsız oylarını kullanabileceğini ifade etmektedir(62)…
ŞEHİRALİ ÇELİK, anonim şirketlere ilişkin TTK m. 479/3-c hükmü ile limited şirketlere ilişkin TTK m. 618/3-c hükmü arasında ibra konusunda yaratılan farklılığın sehven yapılmış bir hata sonucu olarak mı yoksa bilinçli bir tercihin sonucu olarak mı ortaya çıktığının tartışmaya açık bir konu olduğunu belirtmektedir(63)…
ÇOŞTAN, aynı amaca hizmet eden anonim şirketlere ilişkin TTK m. 479/3-c hükmü ile limited şirketlere ilişkin TTK m. 618/3-c hükmü arasında ibra konusunda yaratılan farklılığın isabetli olmadığını belirtmektedir(64). TEOMAN, konuyu limited şirketler bağlamında ele almamakla birlikte; anonim şirketlere ilişkin TTK m. 479/3-c hükmünde oy hakkında imtiyazın etkisizleşeceği haller arasında ibra kararına yer verilmesinin gerekçesini anlamının zor olduğunu, TTK m. 436/2 (TTK m. 619/1) kapsamında yasaklı olmayan bir kişinin, ibra kararında imtiyazlı oylarını kullanamamasının izaha muhtaç bir durum yarattığını dile getirmektedir(65)…
BİLGEÇ, limited şirket müdürler kurulu üyelerinin ibrasında oy hakkında imtiyazın etkisizleşip etkisizleşmeyeceği konusunda bir değerlendirme yapmamakla birlikte, anonim şirketlere ilişkin TTK m. 479/3-c hükmünde, ibra ve sorumluluk davası açılmasına ilişkin kararlarda oy hakkında imtiyazın etkisizleşeceğinin öngörülmesinin isabetli olduğunu; birbirleriyle uzantılı olarak değerlendirilebilecek bu iki kararın, şirket yönetimi üzerinde baskı yarattığını ve yönetimi şeffaflığa ittiğini; yönetim kurulunun zaten büyük oranda oy hakkında imtiyazlı pay sahipleri tarafından seçildiğini, ibra ve sorumluluk davalarında da imtiyazın kullanılabileceği kabul edildiği takdirde adi pay sahiplerinin yönetim üzerindeki etkisinin neredeyse tamamen ortadan kalkacağını belirtmektedir(66)…