“…Gözünüzün önüne bir kare getirin… Ve bu karenin size kendisinden söz ettiğini varsayın. Onun size söylemeyi akıl edeceği en son şey dört açısının eşit olduğudur. Bu onun için öyle doğal öyle sıradan bir şeydir ki artık farkında bile değildir…”(25)…
-
Git
: -
-
ᴀ⇣ Yazı karakterini küçült
On İki Levha Yayıncılık
Yayın tarihi: Şubat 2021
Sayfa: 283 - 288
Muhammed Aydoğan
Editör:Şule Şahin Ceylan
Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Profesyonel + pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
4.1. BİZ (MIY)
Genel olarak bakıldığında Biz’deki dünya, yani bireylerin değil sayıların olduğu Tek Devlet, çoğunluğun mutluluğu için tasarlanmış ve bu mutluluğun geçerliliğini sürdürebilmesi için her şeyin kurala bağlanmış olduğu bir distopyadır. Ana karakter İntegral’in baş mimarı olan D-503’ün ilk başlarda Tek Devlet’in normlarına sıkı sıkıya bağlı olduğu söylenebilir. Örneğin birçok kuraldan biri olan Pembe Kuponları(24)…
Burada Pembe Kupon kuralının, süperegonun bilinçdışı kısmında yer edindiği söylenebilir.…
“…Bana gelince, Yeşil Duvar’la kuşatılmamış bir kent, Zaman Tablosu’yla belirlenmemiş bir yaşam düşünemiyorum…”(26)…
Pembe Kupon normunun yanı sıra Yeşil Duvar(27) ile…
D-503, daha sonra güzelliğiyle baş döndürücü olan E-330’u tanımasıyla süperegonun…
“…Bir şeyleri sarsmak, rahatsız etmek için çok güçlü bir istek duydum. Ama beni engelleyen bir şey vardı. Belki de aynı inatçı düş: Pürüzsüz mavi gök üzerindeki bulut…”(29)…
Artık ortaya çıkmaya çalışan idi, yine de engellemeye çalışan şey, D-503’ün süperegosunda…
E-330’un D-503’ün norm ihlali yapması için (örneğin derse geç gitmesini yahut hiç…
“… Dün Koruyucular Bürosu’na neden gitmediğimi anlayamıyorum. Bugün saat on altıda mutlaka gideceğim(33)…
Açıkça görülüyor ki yine, D-503’ün egosu, nevrotik hastalığa yakalanmaması için devreye…
Süperegonun bu zaferinden sonra ilerleyen sayfalarda idin de galip olduğu görülür.…
“…Cama dönüştüm. İçimi gördüm. İki tane ben vardı. Birincisi ben D-503, sayı D-503, ötekiyse…”(37)…
Ana karakter, idinin güçlendiğini kendisi de fark ediyor ve ondan iğrenme duygusuyla…
“… Tek Devlet’ten çalışma saatlerimi çalıyordum, ben bir hırsızdım…”(38)…
“… Bir alçak gibi kaçıyordum, gözlerimi yerden kaldıramıyordum… ben bir suçluydum, zehirlenmiş bir adamdım…”(39)…
“… Olabildiğince çabuk Tıp Merkezi’ne gidip hasta belgesi almalıydım. Yoksa Beni yakalarlardı ve… Ama belki böylesi daha iyi olurdu… tek bir darbede her şeyin kefaretini ödemek…”(40)…
“…Son anımda Velinimet’in cezalandırıcı elini saygıyla öpeceğim…”(41) Bu alıntılarda D-503’ün, kendisini aşırı suçladığı ve kendisinin cezalandırılması…
Sonuç olarak id ve süperego savaşında dengelerin sürekli bir taraftan bir tarafın…
“…Kafasına yumruk attım. Anlıyor musunuz, ona vurdum. Bunu çok iyi hatırlıyorum. Ve bu vuruştan vücuduma yayılan hafifliği, serbestlik duygusunu da hatırlıyorum…”(42)…
“…bu benim görevimdi. Akıl almaz; çünkü hem bir görev hem bir suç…”(43)…
“…ve ben bu çemberin içinde bir tek şey düşünüyordum; U’yu öldürmeyi. U’yu öldürdükten sonra da E’ye gidip, ‘Şimdi bana inanıyor musun?’ demeyi…”(44)…
D-503’ün özdenetiminin, nevroz sonucu etkisiz hâle gelmesi ise bu alıntılardan anlaşılır.…