7 Aralık 1998 de İsveç Akademisi’nde gerçekleştirdiği; “Nasıl Olup da Karakterin…
-
Git
: -
-
ᴀ⇣ Yazı karakterini küçült
On İki Levha Yayıncılık
Yayın tarihi: Şubat 2021
Sayfa: 10 - 15
Batuhan Güneş
Editör:Şule Şahin Ceylan
Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Profesyonel + pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
2.3. Bireylere Düşen Görev
Bireylere düşen görevi düşündüğümüzde, karşımıza ilk olarak “insanlığımızın ötesindeki…
Saramago’nun bu dürtüleri insana egemen saymasının nedeni ile diğer canlılar hakkında…
“Hayatımda tanıdığım en bilge insan ne okumayı bilirdi ne de yazmayı.(…) Dedemin adı Jeronimo Melrinho, anneanneminkiyse Joséfa Caixinha’ydı, ikisi de okuma yazma bilmezlerdi. Kış gecelerinde ayaz, havayı evdeki su testilerini donduracak kadar soğuttuğunda, domuz ağılına gidip en çelimsiz yavrularını alır, yataklarına götürürlerdi. Kalın battaniyelerin altında, insan vücutlarının da ısısıyla hayvancıklar donmaktan ve ölmekten kurtulurlardı. İyi yürekli insanlar olsalar da böyle davranmaları sırf merhametten değildi: Asıl dertleri, duygusallığa ve retoriğe kapılmadan, ekmeklerini korumaktı ve bunu, hayatta kalmak için gerekli olanı yapmaktan ötesine kafa yormamayı öğrenmiş insanlara özgü bir doğallıkla yapıyorlardı,(…)”(18)…
İşte bunlar, onun İsveç Akademisi’nde gerçekleştirdiği konuşmasının ilk satırları.…
Yine dedesi Jeronimo ile ilgili olan bir yaşantısında saygı düşününün temellerinden…
“Kendisini tren istasyonuna götürecek olan araba kapıya yanaştığında dedem bahçeye gitti ve ağaçlara teker teker sarılıp gözyaşları içinde veda etti. Okuma yazma bilmeyen bu ihtiyar çoban, içinde öyle değerli bir hassasiyet taşıyordu ki evine dönemeyeceğini tahmin ettiği için, hayatında hiç konuşmadığı, hissiz görünen canlılarla vedalaştı; ne de olsa kendi konuşuyordu, hissediyordu, kendi yaşamının bir parçası olan o ağaçlara değer veriyordu, sanki evladıyla, kardeşiyle, torunuyla vedalaşır gibi vedalaştı ağaçlarla. Can söz konusu olduğunda dedem ayrım yapmazdı, etrafındakilere yaklaşımı hep yüzeysel gibi görünse de kendi dünyasının aslında daha derinlikli olduğunu nihayet göstermişti.”(19)…
Aktardığı bu yaşantıda görüyoruz ki, onun saygı düşününde özneden nesneye, yani insandan…
Hayvanların bazı durumlarda yok sayılması da saygı düşünü çerçevesinde eleştirilebilecek…
Onun düşüncesinde, hayvanlar da duygu sahibidir. Saramago, bir varlığa veya olaya…
Hayvanlar ve insanlar arasında olması gereken anlayışı anlatan bir parça, Yitik Adanın Öyküsü’nden:…
“(Köpek)” Orce’nin yanında yürüyordu, belki hep olması gereken budur, bir insanın yanında mutlaka bir hayvan olmalıdır, omzuna bir papağan tünemeli, beline bir yılan dolanmalı, yaka ucunda bir böcek, kıvrılmış bir akrep durmalıdır, hatta saçında bir bit bile olmalı diyebilirdik, eğer bu böcek diğer böceklerin bile katlanamadığı tiksinç parazitler türüne dahil olmasaydı, oysa bu o zavallıcıkların suçu değil, çünkü böyle olmalarını Tanrı istedi.”(23)…
Aktarılan pasajda Saramago’nun edebiyatının gözler önüne serici rolünü görüyoruz.…
Kısaca, Saramago insan olması dolayısıyla hissettiği ahlaki sorumluluğu yerine getirirken,…