Yargıtay 21. HD. 2019 yılında verdiği bir dizi kararda “hukuki dinlenilme hakkını”…
Bu karar davacı vekilince istinaf edilmiş ancak BAM istinaf başvurusunu “… Dosya içeriğinin incelenmesinden gerekçeli kararın davacı vekiline 19/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilince gerekçeli istinaf
Yukarıda belirtildiği gibi davacı tarafça 8 günlük istinaf süresi geçirilmiş olmakla sadece kamu düzenine ilişkin hususlar açısından inceleme yapılmış ve eksiklik tespit edilmemiştir. …
Davacı vekilince zamanaşımına yönelik olarak itiraz ileri sürülmüş olup zamanaşımı itirazı resen incelemeye tabi olmamakla ve istinaf süresi de geçirilmiş olmakla”…
Bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 21. HD. öncelikle Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun…
Bu bağlamda ülkemizin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 6’ncı maddesinde adil yargılanma hakkı ayrıntılı yer almış olup, gerek Anayasa gerekse AİHS düzenlemelerine koşut olarak da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 27’nci maddesinde hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiştir. …
HMK’nın 27’nci maddesinde; …
“(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak;…
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,…
b) Açıklama ve ispat hakkını,…
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir” düzenlemesi yer almıştır.…
Hukuki dinlenilme hakkı çoğunlukla “iddia ve savunma hakkı” olarak bilinmektedir. Ancak bu hak iddia ve savunma hakkı kavramına göre daha geniş ve üst bir kavramdır.…
Hakkın temel unsurları maddede tek tek belirtilmiş, böylece uygulamada bu temel yargısal hak konusundaki tereddütlerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. …
Bunlardan ilki “bilgilenme hakkı”dır. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerek karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hak sahibinin kendisi ile ilgili yargılama ve yargılamanın içeriği hakkında tam bir şekilde bilgi sahibi olması sağlanmalıdır. Tarafın bilgi sahibi olmadığı işlemler, belge ve bilgiler yargılamada esas alınamaz. Bilgilenmenin şekli bakımından, hukuki dinlenilme hakkına uygun davranılmalı, ilgilinin bilgilenmesi şeklen değil, gerçek anlamda sağlanmaya çalışılmalıdır.…
Bu hakkın ikinci unsuru, “açıklama ve ispat hakkı” dır. Taraflar, yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkına sahiptirler. Her iki taraf da bu haktan eşit şekilde yararlanırlar. Bu durum “silahların eşitliği ilkesi” olarak da ifade edilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) adil yargılanma hakkını düzenleyen 6’ncı maddesinin birinci bendinin ilk cümlesinde yer alan silahların eşitliği ilkesi, yine AİHS’ne göre, mahkeme önünde sahip olunan hak ve vecibeler bakımından taraflar arasında tam bir eşitliğin bulunması ve bu dengenin bütün yargılama boyunca korunmasıdır. Başka bir deyişle, silahların eşitliği ilkesi, davanın taraflarından birini diğeri karşısında avantajsız
Hukuki dinlenilme hakkının üçüncü unsuru, “tarafların iddia ve savunmalarını yargı organlarının tam olarak dikkate alıp değerlendirmesi” dir. Bu değerlendirmenin de karar gerekçesinde yapılması gerekir. (6100 sayılı HMK’nın gerekçesi m. 32). Yargılama bakımından, sadece bir tarafın dinlenip diğerinin dinlenmemesi, tek yönlü karar verilmesi demektir. Yargılamada yer alan taraflar yargılamanın objesi değil, süjesidir. Hukukî dinlenilme hakkı doğru karar verilmesinin garantisidir; bu nedenle, haksızlığa karşı koyabilme imkânı tanır. Bu hak, hukuk devletinin, insan onurunun korunması ve eşitlik ilkesinin, hak arama özgürlüğünün, adil yargılanma hakkının bir gereğidir.…
Bütün bu açıklamalar doğrultusunda, 29.12.2016 tarihli kısa kararın davacı ve davalı vekillerine tefhim edildiği, gerekçeli kararın 19.01.2017 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, davacı vekilinin 29.12.2016’da harçlandırmak sureti ile (süre tutum dilekçesi vererek) istinaf yoluna başvurduğu, 30.01.2017 tarihinde ise gerekçeli istinaf dilekçesini ibraz ettiği, evrak üzerinde aynı tarihli havale işleminin olduğu ve UYAP sisteminde istinaf başvuru dilekçesinin aynı tarihte kaydının yapıldığı anlaşıldığından, istinaf başvuru dilekçesinin 29.12.2016 tarihli olduğu gözetildiğinde Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olmadığından usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.”…