Temel Hukuk Bilgisi

Bu konunun her zaman toplumun genel kanısıyla da ilgisi olmayabilir. Çünkü, toplumun…

 Hukukî pozitivizm, hukuku değerler bütünü olarak görmek yerine, olgular bütünü olarak algılar. Buna göre, hukuk kuralları ancak olgusal değerlere bağlı olarak değerlendirilebilir; adalet ve ahlâk hukukun ölçüsü olamaz. Çünkü bunların bilimsel olarak gözlemlenmesi, ampirik değerlendirmeye konu olması mümkün değildir. Dolayısıyla adalet ve ahlâk hukukun dışında kalmalıdır. Neyin adil ve ahlâkî olduğunu tutarlı bir biçimde tespit etmek mümkün değildir. Zaten doğal hukukun temsilcileri de farklı dönemlerde bu soruya çok farklı cevaplar vermişlerdir. Hukukî pozitivistlere göre, doğal hukukçu olarak görülen Aristo’nun köleliği savunduğu düşünülürse, bu kuramın ne kadar izafî olduğu ortaya çıkacaktır. Sonuçta, adalet ve ahlâk belirli şekilde meta-fizik (fizik ötesi) bir değer olduğu gibi, aynı zamanda meta-hukuktur (hukuk ötesi). Hukukî pozitivizm açısından hukuk kurallarının kaynağını siyasî iktidar oluşturur. Diğer taraftan hukukî pozitivizmin temsilcileri siyasî iktidarı denetlemek ve onu sınırlandırmak için somut hukukî araçların (hukuk devleti, hukukun üstünlüğü, anayasa yargısı gibi) peşinden gider. Örneğin hukukî pozitivist olan Avusturyalı büyük hukukçu Hans Kelsen,…