Alacaklı temerrüdü, yasada “borçların ifası” bölümünde yer alır. Oysa tipik bir ifa…
- Chapters
- Content
- Copy citation
-
Go to
: - Go to page
- Go to paragraph
- Display setting
-
-
ᴀ⇣ Reduce font
On İki Levha Yayıncılık
Publication date:
February 2022
Last Update:
February 2022
ISBN:
978-625-432-097-2
eISBN:
978-625-432-119-1
Edition:
8
Version:
1
You only have rights to document if you have package.
I. ALACAKLI TEMERRÜDÜNÜN ÖZELLİKLERİ VE ÖĞELERİ
İfa engellerine alacaklının ifayı engellemesiyle, onun ifa sürecinde aksilik çıkarmasıyla…
Gerçi alacaklı temerrüdüne pek ender rastlanır. Alacaklı kolay kolay engellemez borçlunun…
Sonra, aynı anda karşılıklı ifa ilkesinin işlediği karşılıklı sözleşmelerde, edimini…
Alacaklı temerrüdü, karşılıklı sözleşmede, olsa olsa, önceden ifa yükümü altında bulunan borçlu için pratik önem kazanabilir. Ama bu durumda bile, borçlu, eğer alacaklının direngen ve edilgen tutumundan, onun ileride kendisine düşen edim borcuna uymayacağı sonucunu çıkarmakta haklı gözüküyorsa, alacaklı temerrüdü yerine, yine de daha elverişli bir hukuki mekanizmayı işletebilir; “sözleşmenin müspet ihlali” temeline dayanabilir.…
Gelgelelim, yine de, arada sırada, alacaklının ifaya katılmaktan, katkıda bulunmaktan,…
Tüm öğeleriyle, özellikleriyle alacaklı temerrüdünün tanımını vermek gerekirse şöyle…
Borca (usulüne) uygun edimde bulunmaya ciddi biçimde hazır (buna gücü yeten) ve istekli…
Alacaklı temerrüdünün varlığından söz edebilmek için borçlu tarafından arzedilen…
Borçlu, alacaklısını temerrüde düşürebilmek için, kural olarak, özellikle de götürülecek…
Hatta taraflarca edimin belirli bir günde veya saatte alınmasının öngörüldüğü kesin…
Borçlunun edimini “arz” etmesi “icap” ile karıştırılmamalıdır. İcap sözleşmenin oluşmasıyla, edimin arzı sözleşmenin ifasıyla ilgilidir.…
Edimin eylemli olarak arz edilmesi gereği, aynı zamanda edimin ifasının olanaklı…
Görülüyor ki ifa imkansızlığıyla alacaklı temerrüdü birbirlerini iterler ve dışlarlar.…
Alacaklının yarattığı ifa imkansızlığı olgularını alacaklı temerrüdünün hukuki potasında toplamaya çalışan görüş artık terk edilmiştir. Bu vesileyle şu noktayı da ekleyelim: Sonradan yinelenemez sanat gösterilerinde, canlı televizyon yayınlarında, spor karşılaşmalarında, tren, otobüs, gemi ve uçak yolculuklarında, edimin zaman öğesine sıkı sıkıya bağlılığı yüzünden “mutlak kesin vadeli işlemin” varlığı kabul edilir. Alacaklı böylesine ivedi bir edimi almazsa temerrüde değil, düpedüz imkansızlığa yol açmış sayılır. Böyle bir durumda da edim borçlusuna karşı edimi yerine getirmek (kavuşamadığı edimin bedelini ödemek) zorunda kalır. (§ 13 N 4) Öte yandan, sürekli edimli sözleşme ilişkilerinde de ifa gününün (vadenin) kaçırılması (gecikme), çoğu zaman edimi sonradan telafi olanaksızlığına (imkansızlığa) yol açar. Bu anlamda sürekli edimli sözleşme de “mutlak kesin vadeli işlem” sayılabilir. Kiraladığı yere günü geldiğinde yerleşmeyen kiracı, geçmiş günler için bu yerde oturma olanağını kaçırmış olur. İş işten geçmiştir. Tarihin çarkı gerisin geriye çevrilemez. Üstelik o, kira parasını ödemekten de kaçınamaz. Zira anılan örnekte imkansızlığı yaratan kişi, alacaklı-kiracıdır. Onun kiralanan yerden yararlanma edimine kavuşamadığı halde kira parasını ödemesi (karşı edim hasarına katlanması) hakkaniyetin bir gereğidir. (Nitekim bk. BK 324) Aynı değerlendirme işçinin hizmet edimini yerine getirme şansını günü geldiğinde kendisine tanımayan işveren için de geçerlidir. O da genellikle alacaklı temerrüdünü değil de ifa imkansızlığını yaratmış sayılır; ama yine de işçiye, çalışamadığı halde ücretini vermek zorunda kalır(5).…
Konuyu daha açık anlatmak gerekirse: Alacaklı-kiracı kiralanandan yararlanacağı günü kaçırırsa, bu zaman kaybını mantıken telafi edemez. Kira sözleşmesinin sonradan kaçırılan …
Bunun gibi, alacaklı-işveren, işçinin hizmet edimini alma vaktini kaçırırsa (mantıksal açıdan olmasa bile, sosyal açıdan) işçiye sonradan işi gördüremez duruma düşer. Zira işçi işgücünü her an paraya çevirebilir; sonradan başkası için çalışabilir; sözün özü, onun her dakikası para eder. (Vakit nakittir işçi için!) Bu durumda da alacaklı-işveren işçinin işgücünden kendi iradesiyle yaratılmış olan imkansızlık yüzünden yararlanamadığı halde, onun işçilik ücretini ödemek zorunda kalır. (BK 408)…
Dikkat edilsin ki gerek kiracının gerek işverenin edime kavuşamadıkları halde karşı edimi yerine getirme borçlarından, kiraya verenin ve işçinin tasarruf ettikleri ve sağladıkları (daha doğrusu, tasarruf etmeleri ve sağlamaları kendilerinden beklenir) değer düşülür (mahsup edilir). (BK 324/408)…
Borç uyulması gerekli yükümdür; borçlu temerrüdü de yüküme aykırılıktır. Alacak ise…
Demek ki “alacak hakkı” borçlunun iradesine karşı keyfi olarak gözden çıkarılamadığı gibi (alacaklının borçluyu borcundan ibra etmesi borçlunun da olurunu gerektirir) keyfi olarak borcun ifasını tersleme yetkisi de vermez.…