Bir kere BK 186 kuralına göre, alacağın devredildiğinden (el değiştirdiğinden) habersiz…
Bunun gibi, (aslında evleviyetle) katmerli bir alışveriş güvenliğinin himayesindeki…
Alacağı haczedilmiş veya iflasına hükmedilmiş olan bir alacaklıya, böyle bir alacaklı…
Buna karşılık, Alman hukukunda (§ 370 ve 2367 BGB kurallarında) açıkça korumaya alınmış…
Bu görüş ışığında ortaya şöyle ilginç bir durum çıkar: Sınırlı ehliyetsiz küçük alacaklının şahsına doğrudan ödeme iyi niyetli de olsa borçluyu asla borçtan kurtaramazken, tam ehliyetli alacaklının sınırlı ehliyetsiz çocuğuna iyi niyetle ödeme, yerine göre (temsil yetkisinin varlığına güven korunabildiği takdirde ve ölçüde), borçluyu pekala borcundan kurtarabilmektedir; çünkü …
Yalnız şuna dikkat edilsin ki temsil yetkisinin varlığına güvenin korunması bağlamında temsilciye ifanın borçtan kurtarabilmesi, edimi alma yetkisinin varlığına güvenin korunamayacağı yolundaki kurala gerçek anlamda bir ayrık oluşturmaz; sadece görünüşte (gerçek olmayan) bir ayrık oluşturur.…
İyi niyetin korunduğu olguların ötesinde, iyi niyetle (bilgisizce, kusursuzca) yanlış…
Hiç kuşku yoktur ki edimi alma yetkisinden yoksun üçüncü kişiye ifa, alacaklının üçüncü kişiye ifaya sonradan icazet vermesiyle veya alacaklıyla üçüncü kişinin birbirlerine külli halef olmalarıyla da geçerlilik kazanabilir.…