Evvelce de belirtildiği gibi, bu önemli ilkenin özünde yatan düşünce, zenginleşen…
- Chapters
- Content
- Copy citation
-
Go to
: - Go to page
- Go to paragraph
- Display setting
-
-
ᴀ⇣ Reduce font
On İki Levha Yayıncılık
Publication date:
February 2022
Last Update:
February 2022
ISBN:
978-625-432-097-2
eISBN:
978-625-432-119-1
Edition:
8
Version:
1
You only have rights to document if you have package.
II. ZENGİNLEŞENİN İADE BORCUNUN ELDE KALANLA SINIRLANMASI
Davalının ancak objektif zenginleşmesi ölçüsünde iade borçlusu olacağı yolundaki…
BK 79 I’in ünlü ve önemli “zenginleşmenin eksildiği” savunmasına şu örnekler verilebilir:…
BK 79 I kuralında öngörülen “zenginleşmenin eksilip kalmadığı” savunmasından özellikle sosyal sigorta kurumlarından yanlışlıkla aldıkları fazla parayı edim zenginleşmesi (condictio indebiti) bağlamında bu kurumlara geri ödemek zorunda bırakılan sigortalı işçiler ve memurlar yararlanırlar. Yargıtay yargıçlarının deyimiyle, “günümüz koşullarına göre günü gününe ve kıtı kıtına geçinenler, tükettikleri paraları iade zorunda bırakılmamalıdırlar. İyi niyetli zenginleşen, iade yüzünden, zenginleşme hiç olmasaydı içinde bulunacağı durumdan daha kötü duruma düşürülmemelidir”(125)…
Eksilme savunmasının parayı iade borcu açısından bile geçerli olması ilginçtir. Piyango…
Dikkat edilsin ki en savruk tutumla, en kaba özensizlikle yok edilmiş, yitirilmiş,…
Zenginleşmenin eksildiği savunması bu niteliğiyle ve bu geniş kapsamıyla, zenginleşme…
Yalnız bu arada şu nokta da gözden kaçmamalı: Eğer zenginleşme konusunun tüketimi,…
Özetle; ancak eylemli, gerçek bir parasal tasarrufa yol açmamış olan gereksiz (lüks)…
Uygulamada dar gelirli olanlarda ve sınırlı ehliyetsizlerde zenginleşmenin harcamalarla eksilmiş olduğu karine olarak kabul edilir. Paralı ve ehliyetli kişilerde ise bu karine tersine çevrilir; harcamaların tasarrufa yol açmış ve zenginleşmeyi eksiltmemiş olduğu karine olarak kabul edilir(127)…
Evvelce de belirtildi: Başkasına ait malı satıp devreden, yani yetkisiz tasarruf…
Hiç kuşkusuz, iyi niyetli davalı, bu malı bağışlamışsa (sıfıra satmışsa), onun BK…
Nitekim sırf bu yüzdendir ki gerçek zenginleşme (iade) borçlusuna karşı eli boş çıkacak olan hak sahibine, sırf hak yerini bulsun diye, bağışlama lehdarına karşı ayrıksı bir direkt istem (Durchgriff) ayrıcalığı tanınır(129)…
Yine BK 79 I kuralının özünde yatan düşünceyle, izinsiz yararlanmada da iyi niyetli…
Yalnız, izinsiz yararlanmalarda objektif zenginleşmenin BK 79 I kuralı bağlamında sübjektif zenginleşmeye indirgenebilmesi için özenle denetlenecek bir nokta vardır. O da şudur: Ancak iade borçlusu davalının olağan yaşam alışkanlıklarına göre onun gerçekten de asla başvurmayacağı, akıl dışı fuzuli (lüks) izinsiz yararlanmalardır ki BK 79 I çerçevesinde, (sübjektif) zenginleşmenin hiç oluşmadığı yargısını haklı kılabilir.…
BK 79 I kuralındaki “zenginleşmenin eksilip kalmadığı savunması”nın genişletilip…
Bütün bu hukuki çözümleri taşıyan hukuki düşünce şudur: Değil mi ki BK 79 I kuralının…
Nitekim MK 452 kuralı da bu gerçeği yansıtır: Ehliyetsiz kişi, daha baştan işine yaramamış olanı da, tıpkı sonradan elinden çıkmış olan gibi, arıtmakla yükümlü tutulmaz(131)…
Burada akla gelebilecek bir soru şudur: Baştan objektif zenginleşmeyi esas alıp sonradan onu BK 79 I kuralı aracılığıyla sübjektif zenginleşmeye çevirme gibi dolambaçlı bir yol tutulacağına, her zaman, somut, bireysel ve öznel (sübjektif) zenginleşmeyi sorumluluk dayanağı olarak benimsemek daha uygun olmaz mı(132)…
Bu soruya verilecek yanıt olumsuzdur. Unutulmasın ki kötü niyetli zenginleşenler pekala sübjektif zenginleşmeden daha yüksek objektif zenginleşmeyi karşılamakla yükümlüdürler. Kaldı ki objektif zenginleşmeyi “aşan” sübjektif zenginleşme de haksız zenginleşme tasfiyesinin kapsamı dışında kalır; ancak sözleşmesel tasfiyeye veya gerçek olmayan vekaletsiz iş görme kökenli tasfiyeye konu olabilir. Görülüyor ki asıl olan, aşağıya doğru verilen tüm ödünlere karşın, “objektif zenginleşmenin” arıtılmasıdır.…
Özel bir vurguyla eklemek gerekir: İster zenginleşmenin sonradan eksildiği yolunda…
Sırası gelmişken şunu da eklemeli: İyi niyetli “haksız zilyedin” zilyetliğinin haklılığına ve kalıcılığına ilişkin güveni daha da güçlü korunmuştur. Şöyle ki iyi niyetli haksız zilyet, elde ettiği zenginleşmeden ötürü hiç mi hiç sorumlu tutulmamıştır. (MK 993) Şu da var ki bu dozu kaçmış ayrıcalığın yarattığı adaletsizlik (düşünülsün ki mülkiyeti kazanan haksız zenginleşenin sorumlu tutulduğu yerde mülkiyeti kazanamayan haksız zilyet sorumlu tutulmamaktadır), haksız zenginleşme hukuku tamamlayıcı bir görevle devreye sokularak öğretide geniş ölçüde törpülenmektedir(134)…
Sadece doğrudan doğruya iade edilecek değerin eksilmesinden, onun atılıp yenmesinden,…
Nasıl haksız fiil tazminatında zarardan yarar indiriliyorsa (mahsup), burada da tersine…
İlginçtir; zenginleşmenin eksildiği savunması, bu geniş boyutlarıyla, hukukçuları, ister istemez, bir dizi kuramı tramplen tahtası diye kullanarak haksız zenginleşme hukukundan sözleşme hukukuna kaçırmıştır. Bu bağlamda ilk akla gelen kuram “fiili sözleşme ilişkisi” kuramıdır.…