Bilgi kuramı (epistemoloji) bu süreci özel olarak irdeler.…
-
Git
: -
-
ᴀ⇣ Yazı karakterini küçült
Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
IV. YÖNTEM İLE HUKUK BİLİMİ ARASINDAKİ İLİŞKİ
Bilimden söz etmeden önce bilgiye değinmek gerekir.…
Bilgi dış dünyamızın nesnel gerçeği ve bu gerçeğin öznel bilincimize yansıyışı hakkında…
Bu sürecin çok yönlü önyargıların ve koşullanmaların etkisinde kaldığı yadsınamaz. Husserl’in “fenomenolojik (olaybilimci) indirgeme” yönelimi bu önyargıları ve koşullanmaları en aza indirmeyi amaçlar.…
Sıradan bilginin bilime çevrilebilmesi için bu bilginin yöntemli olarak genel ilkelerde…
“Bilim” doğanın ve toplumun nesnel gerçekliğinin ve bu gerçekliğin insan bilincine…
Bilimin bu tanımından da anlaşılabileceği gibi, bilimle yöntem birbirinden ayrı düşünülemez.…
Bilimsel etkinlik söz konusu olunca, onun yöntemi mutlaka bilimsel olmak zorundadır.…
Nitekim, ilginç bir olgudur; bilimselliğinden kuşku duyulan normatif ve dogmatik…
Genel olarak bilimde yöntem, bilgi edinmenin, bilgi üretmenin ve bu bilgileri sistematik…
Özel olarak hukuk bilimi açısından yöntem ise akılcı, sorgulanabilir, denetlenebilir,…
Hukukta yöntembilimin özelliği hukuk biliminin özelliğinde, onun adalet değeri odaklı…
[Hukuki yargılarda gerçeklik, nesnellik, kesinlik aranmaz; salt gerekçe aranır; doğru-…
Yalnız şu olgu gözden kaçırılmamalıdır: Değişik hukuk uğraşlarında değişik metodik…
Yasa ve sözleşme hazırlayan uyuşmazlık önleyici (kautelar) hukukçu, kural koyarken…
Rapor ve hüküm (decision) hukukçusuna gelince: O, hukuk kuralını uygularken genelde…
Sırası gelmişken, mütalaa (rapor) stiliyle hüküm stili arasındaki farklara da kısaca değinelim. Bu konu Özel Bölüm’de, Özel Hukuk uygulamasının genel esasları bağlamında ayrıntılı olarak ele alınacaktır.…
Mütalaada önce somut uyuşmazlık olayının hukuken önemli maddi olguları (fact’ları) saptanır. İkinci aşamada somut olaydaki hukuksal soru(n) ortaya konur; daha sonra da olası talep temelleri hukuksal gerekleriyle ve olası savunma haklarıyla denetlenir.…
Son aşamada da tasım/altlama mantığıyla vargıya (yargıya) varılır. Demek ki mütalaa yazımında dört duraktan geçilir:…
1) Maddi uyuşmazlığın saptanması. 2) Çözüm bekleyen hukuksal sorunun belirlenmesi. 3) Norm (talep temeli) yani sav ve savunma arayışı ve denetimi. 4) Altlama/ Sonuç (Yargı).…
Mütalaa, yazarın kişisel görüşünü yansıtır. Onun yazımında kural olarak kesin ifade (endikatif) kipi kullanılmaz; dilek (olasılık) kipi kullanılır. Örnek: “A istihkak davası açma hakkına sahip olabilir. Ama bunun için malik sayılması gerekir. A’nın malik olmuş sayılabilmesi de onun malı eline geçirmiş olması koşuluna bağlıdır. Eğer A eşyanın zilyetliğini elde edebilmişse malik olmuş demektir. Sonuç olarak, görüşümüze göre, A B’ye karşı ayni güçte iade (istihkak) talebini ileri sürebilmelidir.”…
Hüküm stili değişiktir. Önce sonuç (hüküm) saptanır. Hükmün arkasından gerekçe gelir. Hükümde yargıcın kişisel görüşüne yer yoktur. Kesin bir söylemle (endikatif kiple) şöyle denir: “A’nın B’ye karşı istihkak talebi vardır (Sonuç- Vargı- Yargı). Çünkü A eşyaya ziluyet ve malik olmuştur (Gerekçe).
Mütalaada “buna bağlı olarak”, “sonuç olarak” gibi bağlaçlar yer alırken, hükümde (gerekçede) “çünkü”, “öyleyse” gibi bağlaçlar yer alır.…
Hukukçuluğun normatif ve dogmatik hukukçuluktan ayrımlı değişik bir uğraş alanı daha…
Vurgulayarak eklemeli: Çağdaş normatif hukuk bilimcisi, yargılarında bu deskriptif,…
Aslında normatif hukuk dallarında çalışan her hukukçunun kendi uzmanlık alanında…