Danıştay bir kararında meşru menfaatin hukuken ileri sürülebilir olması gerektiğini…
‘‘…menfaati işlemin varlığına bağlı olanlar açısından işlemin yargı kararı ile iptal edilmesinden çıkan sonuç, söz konusu işlemden sağladığı menfaatin hukuken korunabilir, bir başka deyişle ‘‘meşru’’ nitelikte olmadığıdır. …menfaatin; kişisel, aktüel ve meşru olması gerekir. Meşru menfaatin varlığından söz edebilmek, hukuken ileri sürülebilir olmasına bağlıdır. …davacı şirketin elektrik dağıtım ve ticareti yapma görevi ile görevlendirilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararı yargı kararı ile iptal edildiğinden bu davadan elde edilmek istediği menfaatin, hukuken korunması gereken meşru bir nitelik taşımadığı açıktır.’’(198)…
Yine örneğin Danıştay 6. ve 14. Dairelerinin bir kararında, yapı maliki dava açmazken…
“Bu durumda, davacının, eski eseri korumaktan çok aleyhine açılmış olan tahliye davası sonucu tahliyesini önlemek ve 1981 yılından beri süregeldiği belirtilen kiracılık ilişkisini devam ettirmek amacıyla, mülkiyet bağı da bulunmayan taşınmaza yönelik olarak bu davayı açtığı kanaatine ulaşıldığından, söz konusu taşınmazın kiracısı olan davacının, asıl malik tarafından hazırlatılan ve koruma kurulunca da düzeltilerek uygun bulunan restorasyon projesinin iptalini isteme konusunda, meşru bir menfaatinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, İdare Mahkemesince, davanın esası incelenmek suretiyle karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”(199)…
“Dava dosyasının incelenmesinden; dava konusu binanın tehlike oluşturup oluşturmadığının belirlenmesi için bina maliki tarafından İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesine durum tespit raporu hazırlattırıldığı, bu raporda; yapının 40 yıllık olduğu ve ekonomik ömrünü tamamlamış olduğundan güçlendirilmesinin zor ve gereksiz olduğu, herhangi bir önlem alınmadan kullanılmasının sakıncalı olduğu, her an yıkılma tehlikesinin bulunduğu, kontrollü olarak binanın yıkılması gerektiğinin belirtildiği, davalı…
….…
Olayda; 3194 sayılı Kanunun 39. maddesinde, kapsama giren taşınmaza ilişkin yapının malikinin muhatap alınacağı açıkça belirtildiğinden, söz konusu madde uyarınca tesis edilen yıkım ve tahliye işlemlerine karşı ancak malik sıfatıyla dava açılabileceği, kiracı sıfatına sahip kişilerin ise işlem bakımından meşru ve güncel bir menfaatinin bulunmadığı, dava konusu işlemle de yapı malikine binanın yıkılacak derecede tehlikeli olması nedeniyle tahliye edilmesi gerektiğinin bildirildiği açık olup, asıl malik tarafından iptali istenilmeyen işlemin iptalini isteme konusunda kiracı sıfatıyla açılan davada, davacının menfaatinin bulunmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.…
Bu durumda; işyerinin bulunduğu yerin tahliyesinin önlenmesi ve süregelen kiracılık ilişkisini devam ettirmek amacıyla mühürlemeye ilişkin işlemin iptali istemiyle bu davayı açan ve taşınmazla mülkiyet bağı bulunmayan davacının, asıl malik tarafından iptali istenilmeyen işlemin iptalini isteme konusunda kiracı sıfatıyla meşru bir menfaatinin bulunmadığı anlaşıldığından, davanın ehliyet yönünden reddi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.”(200)…
Yine Danıştay’ın davacının menfaatinin meşru olmadığına ilişkin bir karar örneği…
“Yönergenin dava konusu edilen hükmü, Türk Standartları Enstitüsü dışında her hangi bir gerçek veya tüzel kişinin doğrudan doğruya hukuki durumuna etki etmemekte; idarenin kendi iç işleyişi çerçevesinde, TSE markalarını veya belgelerini hukuka aykırı şekilde kullananlar aleyhine Kurum hukuk müşavirliğince adli yargı yerlerinde açılacak tazminat davalarında…
Bu hususlar dikkate alındığında, marka hakkına hukuka aykırı bir eylem ile saldırıda bulunulduğunu ileri süren davalı idarenin, adli yargı yerinde açacağı davalarda isteyeceği tazminat miktarının belirlenmesine yönelik olarak iç işleyişi çerçevesinde düzenlediği yönergenin iptalinin istenilmesinde, davacı şirketin hukuken korunması gereken, meşru bir menfaati bulunmamaktadır.” ifadelerine…
Ahlaka, kanuna aykırı olan menfaatin ihlal edilmiş olması, kişiye, hukuk tarafından…
‘‘Ferağ vererek, taşınmazla mülkiyet bağını sona erdiren davacının kamulaştırma işleminin iptali istemiyle dava açmakta menfaatinin bulunmadığı’’(204)…
‘‘ …konunun mecliste görüşülmesi sırasında toplantıya katılınmaması ya da karşı oy kullanılması durumunda olumsuz iradenin ortaya konulmuş olması nedeniyle dava açmakta meşru kişisel menfaatin oluştuğu sonucuna ulaşılması karşısında, belediye başkanı maaşıyla ilgili konunun görüşülmesi sırasında toplantıya katılarak kabul oyu kullanan davacının, meclis kararına karşı dava açma ehliyetinden söz edilemeyeceğinden...’’ Ancak, hukuk kurallarına aykırı olmayan hallerin, ahlaka, toplumsal kurallara aykırı…
