Burada iptal davasının açılmasın için hak ihlali şartının aranmaması, menfaat şartının…
-
Git
: -
-
ᴀ⇣ Yazı karakterini küçült

Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Profesyonel + pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
2.3.1. Menfaat Kavramı
2577 sayılı Kanun ilk yürürlüğe girdiğinde, 2. maddenin 1/a fıkrası ile, iptal davalarının…
Sözlük anlamı(180) yarar, çıkar, istifade veya kar olan menfaat kavramı mevzuatta açıkça tanımlanmamıştır. Burada menfaatten kastedilen, işlemin iptali ile davacı arasındaki güncel, makul ve ciddi alakadır.(181)…
Anayasa Mahkemesi de bir kararında, menfaat şartını şu şekilde ifade etmiştir: ‘‘…Yargı kararlarında ve öğretide menfaat, davacı ile iptalini istediği işlem arasındaki bağı, ilgiyi anlatır. İdari işlem ile dava açan kişi arasında meşru, güncel ve ciddi bir ilişki söz konusu ise davada menfaat bağı bulunduğu kabul edilmektedir. Bunun dışında sübjektif(nesnel) bir hakkın ihlal edilmesi araştırılmaz… Dava ehliyeti için aranan menfaat ihlali koşulu, her olaya özgü irdelenmiş ve dava konusu işlemin davacıyı etkilemiş olması, idari yargıda menfaat ihlali için yeterli sayılmıştır….’’
Danıştay ise bir kararında menfaat kavramına şu şekilde yer vermiştir;…
‘’Yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır. Her olay ve davada, yargı merciine başvurarak dava açan kişinin menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri de yargı mercilerine bırakılmıştır. İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının menfaatlerini ihlal etmesi, bir başka anlatımla işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir. Bu ilişki uyuşmazlığın niteliğine göre bazen mülkiyet hakkından, bazen çevre hakkında bazen komşuluk hukukundan doğabilmekte olup; ortak paydası hukuken korunması gereken bir hak olmasında yer almaktadır. Sonuç olarak; idari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesi için ön koşullardan olan “dava açma ehliyeti” iptal davasına konu idari işlemin niteliğine ve dava açanın hukuken korunması gereken haklarına göre idari yargı yerince değerlendirilmektedir.’’(185)…
Ancak, her ne kadar idari işlemlerin davaya konu edilebilmesi için menfaat şartı…
Tam da burada karşımıza menfaat kavramının nasıl yorumlanacağı çıkmaktadır. Kavramın…
“… 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1. fıkrasında idari dava türleri sayılarak. aynı fıkranın (a) bendinde, iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmış, aynı maddenin 2. fıkrasında ise, idari yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır. …
Buna göre, 2577 sayılı Yasanın 2. maddesinin 1. fıkrası (a) bendinde menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak iptal davalarında subjektif ehliyet şartı menfaat ilişkisine, aynı maddenin (b) bendinde ise, hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davalarında da subjektif ehliyet şartı hakkın muhtel olmasına dayandırılmıştır. …
Öte taraftan, 2577 sayılı Yasanın 31/1. maddesinde ehliyet konusunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa atıfta bulunulmuş, bununla dava açma ehliyeti (objektif ehliyet şartı) amaçlanmıştır. Bu itibarla, idari yargı…
Danıştay’ın yerleşik içtihatlarında, iptal davalarında subjektif ehliyet; bu davaların içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri dikkate alınarak, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemler ile meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davası açılabilme yeteneği olarak kabul edilmiştir. Buna göre iptal davalarında aranan menfaat ilişkisi, davacı ile iptali talep edilen idari işlem arasında kurulacak makul ve gerçek bir ilişkiyi ifade etmektedir. Bu ilişki, subjektif bir hakkın ihlal edilmesi gibi güçlü ve açık bir bağlantıya dayanabileceği gibi, davacının idari işlemle belirli bir çerçeveye girmesine de dayanabilecektir. Bu nedenle, idari yargı yeri tarafından, menfaat ilişkisinin her davada o davaya özgü olarak saptanması gerekmektedir. …