İpotek hakkının geçerli olabilmesi için her şeyden önce geçerli bir alacağa ihtiyaç…
-
Git
: -
-
ᴀ⇣ Yazı karakterini küçült
On İki Levha Yayıncılık
Yayın tarihi:
Ocak 2017
ISBN:
978-605-152-447-4
Baskı:
1
Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Profesyonel + pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
2. İpotek Senedi Alacağın Varlığını İspat Edebilir mi?
Türk Medenî Kanununda düzenlenen taşınmaz rehni türlerinden birisi de ipotektir.…
“ … İpotek hakkı da, diğer rehin hakları gibi, güvence altına aldığı alacağa bağlı (fer’i) nitelikte bir teminattır; dolayısıyla geçerliliği de teminat altına aldığı alacağın geçerliliğine bağlıdır. … ”…
Doktrinde Akipek / Akıntürk de bu konuda aynen şu açıklamalarda bulunmuşlardır(6): “ … İpotek hakkı fer’i bir taşınmaz rehnidir. Yani varlığı ve sona erişi bakımından alacak hakkına bağlıdır. İpoteğin hukuki sebebini bir sözleşme veya kanunun bir hükmü oluşturur. Alacağın ortadan kalkmasıyla birlikte ipotek hakkı da son bulur. … ”…
İpotek hakkının fer’i niteliği gereği, borç hiç doğmamış veya sonradan herhangi…
“Alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir.”…
Somut olayda da davacı, ipoteğin teminat altına aldığı alacağın hiç doğmadığını,…
“Tapu memuru istem üzerine alacaklıya ipoteği gösteren bir belge verir. Sadece tescilin yapıldığını ispata yarayan bu belge kıymetli evrak niteliği taşımaz.”…
Hükmün bu düzenlemesinden de açıkça anlaşıldığı üzere, ipotek tescil belgesi sadece…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi konuya ilişkin bir kararında bu hususta aynen şu içtihatta…
“ … bir alacağı temin etmek üzere konulan ipotek, alacağın varlığını belgelemez. Alacak, ipotekten bağımsızdır. Alacağın doğumu, muaccel olması veya son bulması kendi özel kurallarına tabidir. Başka bir deyişle, kendisini temin etmek için bir ipotek kurulmasaydı, hangi sözleşme ve kanun hükümlerine tabi olacak idi ise, ipotekle temin edildikten sonra da (zamanaşımı hariç) aynı hükümlere bağlı kalır. Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından alacaklıya verilen onaylı ipotek belgesi alacağın varlığını ve miktarını kanıtlamaz.…
……
Somut olayda da; davalı Zeyni lehine konulan 25.2.2005 tarihli ipoteğin, davacının davalıdan almış olduğu, 500.000 YTL nedeniyle konulduğu, davacının resmi senet ile sabit olan borcundan dolayı ipoteğin kaldırılmasını isteyemeyeceği iddia edilmiş ise de; … dosya kapsamı ile ipotek senedinin dayanağını oluşturan karz ilişkisinin bulunmadığı sabit olup, ipoteğin, ancak geçerli bir alacağı teminatı altına alması mümkün olabileceğinden, davanın kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmiş olması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. … ”…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin konuya ilişkin bir başka kararında da aynen şu ifadelere…
“ … Davacı, davalıdan alınacak borç paranın teminatı olmak üzere taşınmazı üzerine ipotek konulduğunu ancak, ipotek nedeni olan 16 milyar Lira alınmadığı halde, davalı tarafından kötü niyetli olarak icra takibine geçildiğini ileri sürerek, borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin kaldırılmasını, ayrıca % 40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesi isteminde bulunmuştur.…
……
Dava konusu ipoteğe ilişkin akit tablosu incelendiğinde, davacının alacağı 16 milyar Liraya karşılık, alacaklı davalı lehine, davacıya ait taşınmaz üzerine teminat ipoteği konulduğu anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla doğmamış bir borç için ipotek konulmuştur. Anılan ipotek, teminat…
Konuya ilişkin monografik çalışmamda da bu mesele hakkında Yargıtay uygulaması ve…
“ … Malik, taşınmazı üzerinde ister kendi borcu için isterse bir üçüncü kişinin borcu için ipotek tesis etmiş olsun, her iki durumun da borçlu ile alacaklı arasındaki borç ilişkisine bir etkisi yoktur. Bir diğer söyleyişle, ipoteğin tapu siciline tescil edilmiş olması alacağı doğurmayacağı gibi alacağın varlığı bakımından bir delil de meydana getirmeyecektir. Dolayısıyla alacaklı, ipotekli taşınmazın cebri icra yoluyla açık artırma suretiyle paraya çevrilmesini talep edecekse ipotekle teminat altına alınan (temel) borç ilişkisinden doğan alacağını ayrıca ispat etmek zorunda kalacaktır. … ”…
Doktrinde Oğuzman / Seliçi / Oktay-Özdemir de bu konuda aynen şu açıklamalarda bulunmuşlardır
“ … İpoteğin doğumu için yapılması gerekli tescilin alacaklı ile borçlu arasındaki temel borç ilişkisine bir etkisi yoktur. Tescil, alacağı doğurmaz ve alacağın varlığı için bir delil olamaz. Tescil ancak rehinli alacaklının ayni hakkının varlığına bir delil teşkil eder ve bu hususta bir karine yaratır. …
Medeni Kanun m.882/f.2’ye göre, tapu memuru rehinli alacaklının talebi üzerine ipoteği gösteren bir belge verir veya rehin sözleşmesine ipoteğin tescil edildiğini kaydeder. Bu belge de alacağın doğmasına yol açmaz. Verilecek belgenin kıymetli evrak niteliğini kazanması söz konusu değildir. “İpotek Belgesi” nin görevi, sadece rehinli alacaklı lehine bir ipoteğin tescil edilmiş olduğuna delil teşkil…