Temel güven, güven üzerine düşünenlerin çoğu kez kabaca kullandığı bir kavramdır.…
Kök güven(133) Erik Erikson’un insan gelişiminin sekiz safhasından ilki olarak belirlediği, 0-1,5 yaşı kapsayan ve temel güvene karşı güvensizlik dönemi olarak adlandırdığı dönemde ortaya çıkar(134).…
İlkel güven ise bilinçdışı ve biliş-öncesine dair bir kavramsallaştırmanın ürünüdür.…
Temel güvenin üçüncü bir biçimi ise dünyaya duyulan güven (Weltvertrauen)’dir. İnsanın dünyadaki varoluşundan ve şeylerin olduğu gibi olmalarından kaygı duymaması gibi anlamlar içeren bu kavram, doğrudan aşinalıkla ilişkilidir ve kişilik yapılanmasının zorunlu önkoşulu gibidir. Dünyada kendini güvende hissetmeyen kişi, toplumsal gelişimini de tamamlayamaz. Yukarıda dendiği ölçüde bilinmez ve karmaşık olan bir yer ve zamanda bu güvenin inşası zor, yıkılması kolaydır.(139)…
İşte bu üç temel güven biçimini Hartmann sırasıyla psikolojik, ilişkisel ve varoluşsal…
Güven, apaçık bir şekilde ilişkiseldir. Bir güven ilişkisinde aktörler, (yahut sistem kuramsal bir bakışla) iletişimler, nesneler
Seçenekler ve eylemlere gelince... Hartmann, temel güvenin anlaşılma şekline dair genel bir riske değinir. Güven durumu, bir zorunlu başlangıç noktası değildir; güvenmek, tercih edilir. Eğer güvenme, bir seçenek değil, mutlak bir zorunluk olsaydı, o durumda bir güven duygusundan bahsedilemezdi(141);…
Temel güvenin üçüncü ve son unsuru, insanın yapısına ilişkindir. İnsan, kırılgandır.…
Öyleyse, Hartmann’ın temel güvene dair analizi kabul edilerek, güvenin asıl başladığı…