Anonim Şirketler Hukukunda İbra

2. İbranın, menfi borç ikrarı niteliğinde olduğu yönündeki görüşe de katılmamaktayız. Çünkü bu görüş de borcun ibra kararı ile sona erdirildiğini kabul etmektedir. İlk olarak, ifade etmek gerekir ki, hukukumuzda kanuni bir düzenlemesi bulunmayan ve fakat Alman hukukunda yasal dayanağı bulunan menfi borç ikrarı, esasen bir sözleşme hukuki niteliğindedir, dolayısıyla karşı tarafın da kabulüne bağlıdır. İbra kararında ise, ibra edilenlerin kararı kabul etmeleri gerekmez. İkincisi ve esas önemli olan husus ise şudur: İbra kararının sonucunda, menfi borç ikrarının aksine, borcun sona ermesi durumu söz konusu değildir. İbra kararının neticesinde, sadece şirketin ve ibraya olumlu oy veren pay sahipleri ile ibrayı bilerek payı devralan pay sahiplerinin dava açma hakları ortadan kalkmaktadır (TTK m. 558/2). İbra kararının, menfi borç ikrarı niteliğinde olduğu kabul edilirse, ibraya konu borç ortadan kalkacağından, sadece şirketin ve ibra kararına olumlu oy kullanan pay sahiplerinin değil, tüm pay sahiplerinin ve şirket alacaklılarının da şirket zararları nedeniyle dava açma haklarının tamamen ortadan kalkması gerekirdi(240).…

3. İbra kararı, alacağı talep etmeme taahhüdü (pactum de non petendo) niteliğinde de değildir. Her ikisi arasında önemli bir farklılık mevcuttur. Alacağı talep etmeme taahhüdü, borçluya itiraz değil, defi hakkı vermektedir. Oysaki biz, ibra kararının, şirketin…