Schmitt’in yapıtlarında liberal düşüncenin eleştirisi hatırı sayılır bir yer tutar. Liberalizmdeki “birey” kavramıyla asla uzlaşmayan bir “yurttaş (bürger)”(34)…
Schmitt’e göre devlet ve yurttaşlar arasında liberal düşüncede öngörüldüğü gibi sözleşmesel değil temsili bir bağ vardır ve eğer yurttaşların haklarından bahsedilecekse onlar da devletin varlığı sayesinde güvencededir. Bu nedenle devlet öncelikli olarak bireysel hak ve özgürlükleri değil, kendi varlığını korumak durumundadır(37).…
Liberalizmin kavramsal setlerinin tamamı Schmitt tarafından eleştirilmiştir. Öyle ki Schmitt, iyi-kötü, özgürlük-eşitlik, hak-ödev dikotomilerinin hiçbirinde liberalizmle benzer saflara düşmez(41).…
Carl Schmitt, Anayasa Teorisi (Verfassungslehre) isimli eserinde anayasaların liberal bileşenlerine değinmiş, bireysel özgürlük, sözleşme serbestisi, özel mülkiyet gibi kavramları bu gruba dâhil etmiş ve bunlar olmaksızın liberalizmin bir anayasa tasavvuru olamayacağını ileri sürmüştür(43).…
Liberal düşünürler tarafından en sık telaffuz edilen kavramlar; haklar ve özgürlüklerdir…
Schmitt’in liberalizm eleştirisine göre, liberal düşüncenin demokrasi tahayyülü, demokrasinin en can alıcı unsurunu yani “özdeşlik ilkesini” gözden kaçırmaktadır(48).…
Tüm bunların yanı sıra Alman hukukçu söylemsel düzeyde her ne kadar liberalizmin…
Schmitt’in liberalizm eleştirisinin bir başka boyutu güç/iktidar kavramlarına atfedilmiş olan ‘kötülüktür’. Liberalizmin güç ve kötülüğü özdeş sayması ve iktidarı sınırlandırmak, gücünü budamak isteyen yapısı onun açısından kabul edilemezdir(50).…
Schmitt siyasal kavramının liberaller tarafından toplumsal algıda devamlı tahrip edildiğini ve kavrama kendinden menkul bir kötücüllük atfedildiğini savunur. Alman düşünürün liberalizm eleştirisinin ağırlık merkezi, daha evvel de vurgulandığı gibi bu ideolojinin devleti ve siyasal olanı doğası gereği reddettiği tespitidir(52).…
Schmitt’in liberalizm eleştirilerinin temelinde yatan karakteristiğin beslendiği bir kaynak da muhafazakâr düşüncedir. Alman düşünür muhafazakâr tahayyülünün dışavurumu olarak roma katolisizminde vücut bulan otoriter yapıyı eserlerinde sık sık olumlu örnek olarak göstermektedir. Donoso Cortes,…
Karar alma nosyonunun merkezi önemde olduğu bu cephede, burjuvazi ve burjuva liberalizmi…
Cortes, liberalizm ve sosyalizm gibi politik akımların teolojik düzene karşı çıkarak aslında kendilerine özgü bir teoloji kurduklarını iddia eder ki bu fikir Schmitt’in Siyasi…
Alman düşünürün, liberalizm eleştirisini netleştiren kavramsal çerçeveyi borçlu olduğu…
- Kararcılığı müzakere ve uzlaşma karşısında savunması,…
-İnsan doğasına dair kötücül yaklaşım,…
-Egemen ve otorite kavramlarına verdikleri önem ve diktatörlük fikrine olan yakınlıkları…